BIST 100 10.063 DOLAR 34,14 EURO 38,07 ALTIN 2.887,37
24° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Çin aşısının sonuçları kafa karıştırdı

Çin aşısının sonuçları kafa karıştırdı

Türkiye 50 milyon doz sipariş ettiği Çin menşeli korona virüsü aşısının koruma oranına ilişkin tartışma sürüyor. Bilim Kurulu üyesi ve Hacettepe Sinovac aşı koordinatörü Prof. Dr. Serhat Ünal, "‘Faz 3 çalışma olmadan aşı ithal edemiyorsunuz. Bu sebeple TİCK bizden ivedi bir ön rapor istedi. 40 vaka bulunmadan 29 vaka ile %71-91 oranında antikor oluşumu ihtimali bulduk." dedi.

Türkiye 50 milyon doz sipariş ettiği Çin menşeli korona virüsü aşısının koruma oranına ilişkin tartışma sürüyor.

Reuters ajansına konuşan uzmanlar, aşının denemelerinden elde edilen verilerin parça parça açıklanmasının güveni zedeleyebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Çin merkezli aşı firması Sinovac'ın korona virüsüne karşı geliştirdiği CoronaVac aşısının koruma oranına ilişkin Brezilya ve Türkiye'den yapılan açıklamalar tartışma yarattı.

Gazete Duvar'ın aktardığına göre; Reuters ajansının konuştuğu aşı uzmanları, parça parça yapılan açıklamaların gelişmekte olan ülkelerin bel bağladığı bu aşıya duyulan güveni azaltabileceği uyarısında bulundu.

Haberde, Sinovac'ın ürettiği aşının Pfizer veya Moderna aşılarına kıyasla daha kolay depolanıp nakledileceği için yakından izlendiği hatırlatıldı;

"Uzmanlara göre, deneme protokolleri, data büyüklüğü ve nüfus sonuçlar üzerinde etki edebileceği için bir aşının çeşitli ortamlarda farklı koruma oranları göstermesi sıradışı değil ancak CoronaVac verilerinin açıklanış biçimi bir miktar kafa karışıklığı yarattı" denildi.

'PFIZER VE BIONTECH TEK SEFERDE İKNA EDİCİ SONUÇLAR AÇIKLADI'

Güney Kore merkezli aşı araştırma kurumu Uluslararası Aşı Enstitüsü'nin Başkanı Jerome Kim "Verilerinizin ilk sunumda gerçekten ikna edici olmasını istersiniz; Pfizer ve Moderna bunu başardığı, AstraZeneca'nın daha az başarılı olduğu şey buydu" dedi. Kim, Reuters'a demecinde "Birden fazla veri 'sızıntısı' ve birbirinden farklı ifadeler nedeniyle, Sinovac aşısında aynı etkiyi görmüyorsunuz. Belki de ocak ayındaki nihai sunum daha ikna edici olacaktır" ifadelerini kullandı.

'40 VAKA YERİNE 29 VAKADA AÇIKLANDI'

Ajansın haberinde, Türkiye'de geçtiğimiz perşembe günü açıklanan yüzde 91.25 koruma oranının, 1322 gönüllünün katıldığı denemelerde 29 kişi Covid-19'a yakalandıktan sonra elde edilen sonuçlara dayandığı belirtildi. Reuters, Türkiye'deki çalışmanın planlanma aşamasında deneylere katılıp Covid-19'a yakalanan kişi sayısının 40'a çıkması sonrası açıklama yapılmasının planlandığını hatırlattı.

'SADECE 29 VAKA ÜZERİNDEN ÇIKARIM YAPMAK DOĞRU DEĞİL'

Kim bu konuda "Sinovac aşısının ne kadar işe yaradığını sadece 29 vakaya dayanarak belirlemek zor. Daha fazla gönüllü ve daha fazla enfeksiyon sayısı iyi olurdu; bu durum, koruma verilerini güçlendirirdi" dedi.

'DUYURU BU ŞEKİLDE YAPILMAMALIYDI'

Queensland Üniversitesi'nde aşı çalışmaları yapan Profesör Paul Griffin de, "Yeterli miktarda ayrıntıyı açıklayamadığınız zaman, duyurunuzu bu şekilde yapmamanız muhtemelen daha iyi olacaktır" yorumu yaptı.

Queensland Griffith Üniversitesi'nden epidemiyolog Dicky Budiman ise aşının verilerinin şeffaf bir biçimde incelenmesi gerektiğini söyleyip, Çin açısından şeffaflığın endişe yarattığını savundu.

BREZİLYA ERTELEDİ, TÜRKİYE AÇIKLADI

Çin firması Sinovac'ın geliştirdiği CoronaVac'ın Faz-3 sonuçları, geçtiğimiz hafta aşı gündeminin ilk sırasındaydı. Faz-3 testlerinin tamamlandığı Brezilya'da, Sinovac ile işbirliği yapan Sao Paulo eyaleti Butantan Enstitüsü'nün sonuçları 23 Aralık'ta açıklaması bekleniyordu. Ancak yetkililer merakla beklenen basın toplantısında, aşının ülkede onay alması için gereken yüzde 50 koruma sınırını geçtiğini söylemekle yetindi; ayrıntılı sonuçların açıklanmasının, Sinovac'ın talebiyle ve kontrat doğrultusunda yaklaşık 15 gün ertelendiğini belirtti. Basın toplantısında, aşının farklı ülkelerdeki denemelerinde farklı koruma oranları elde ettiği, firmanın bu nedenle bu sonuçları birleşik bir şekilde açıklamak istediği bilgisi verildi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın aynı akşam düzenlediği basın toplantısında ise aşının Türkiye'deki Faz-3 denemelerinin ara sonuçlarına göre yüzde 91.25 oranında koruma sağladığı belirtildi.

AŞIDA, 'MASKELİ KOD KIRIMI'

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya da bugünkü yazısında Bilim Kurulu üyesi ve Hacettepe Sinovac aşı koordinatörü Prof. Dr. Serhat Ünal'ın açıklamalarına yer verdi.

Sarıkaya'nın yazısının ilgili kısmı şu şekilde:

ÇİN firması Sinovac’tan gelen aşının Faz-3 çalışmalarını Brezilya ve Endonezya ile birlikte aynı zemin üzerinden yürüttüğümüzü sanıyordum.

Meğer öyle değilmiş.

Türkiye Brezilya veya Endonezya ile bağlantılı bir Faz-3 çalışmasına katılmamış, doğrudan kendi yaptığı aşılar üzerinden çalışmasını yürütmüş.

Dolayısıyla Faz-3 dediğimiz, aşının gönüllülerde denemesinin yapıldığı tıbbi sürecin tüm sorumluluğunu Türkiye kendisi üstlenmiş...

Nitekim bu kapsamda Çin, yani Sinovac aşısının dünyadaki erken dönem ilk açıklayıcısı oldu.

Bilim Kurulu toplantısı sonrası yapılan Faz-3 çalışmalarının %91.25 oranında koruma sağladığına tanıklık edildiğini duyurdu.

Brezilya’dan da bir açıklama gelmişti, ancak bu Enstitü’nün açıklamasıydı, bu denli rakamlarla ortaya konulmuş net veri değildi.

Bu da gösterdi ki, Brezilya’dan gelen sonuçlar Türkiye’deki çalışma için veri seti oluşturmayacak.

Nitekim BioNTech laboratuvarında çalışılan Pfizer aşısı için de İngiltere’de aynı süreç takip edildi.

Nasıl ki orada bağımsız bir grup, aşı çalışmasını yürütenlerin dışında ekinliğini ve güvenliğini takip ettiyse, Türkiye’de de aynı şekilde gerçekleşmiş.

Dolayısıyla, Brezilya’da sonuçların 15 gün sonraya ertelenmesine gerekçe olarak Sinovac şirketinin ileri sürdüğü, “diğer ülkelerdeki çalışmaların tamamlanmasını beklenmesi” gerekçesiyle ilgisi yokmuş.

BAŞAĞRISI VE YORGUNLUK

Türkiye de Faz-3 ara değerlendirme kararına…

Sağlık Bakanlığı’nda önceki gün yapılan toplantıda aşılar gelirken bir ara değerlendirmeye ihtiyaç olduğu kararına varılmış.

Bunun için de iki yol vardı; biri tamamen kod kırmak diğeri de “maskeli kod kırma” diye de adlandırılan yöntem.

Yani, kime ne yapıldığı, kimin gerçek aşı, kimin plasebo aldığı bilinmeden, en üstte bu verilere sahip bir kişinin genel tablo içinde veri sunumu.

Yani yüzlerin kapatılıp, maskelenerek genel durum değerlendirilmesi yapılması.

Aktarıldığına göre en üstte bir kişi gönüllülerden kime gerçek, kime plasebo yapıldığından haberdarmış; bir tek onun elinde hangi numaralı aşının gerçek olduğuna ilişkin veri varmış.

Dolayısıyla plasebo yapılanların koronavirüse yakalanma oranı ile aşı olanların oranlarını karşılaştırmasını yapmak kolaymış.

Bilim Kurulu toplantısında aşı çalışmasını yürüten Prof. Dr. Serhat Ünal’ın da dün açıkladığı gibi genel tablo içinde aşı yapılanlarla, gerçek aşı olmayanlar arasındaki fark ciddi açılmış.

100 KAT DAHA ETKİLİ

Aşı yapılanların sadece binde dördünde, yani 752 kişiden sadece üçünde, o da farklı nedenlerle semptoma rastlanırken, plasebo olanlarda virüse yakalanma oranı %4,56 olmuş.

Yani aşı olanların neredeyse 100 kat daha fazla korunduğu ortaya çıkmış; aslında bu da aşının etkisini göstermek açısından önemliymiş.

Güvenliğine ilişkin veriler de yine %2 gibi önemsenmeyecek düzeyde kalmış, onlar da genel olarak baş ve kas ağrısı şeklinde kısa sürede görülen etkiler oluşturmuş.

Yani aşı olanlarda eğri yatay seyrederken, olmayanlarda virüs kapma oranı yukarı doğru seyretmiş.

Hatırlanırsa bir süre önce Pfizer da benzer bir tablo yayınlayıp, aşı olanlarda eğilim tamamen yatay giderken, plasebo, yani gerçek olmayan aşı yapılanlarda hastalık kapma oranının yüksekliğine atıf yapmıştı.

Buna da “maskeli kod kırma” deniyor…