Kendimi rahat ve güvende hissettiğim her yer bana evimin bir odası ya da bir parçası hissi verir. Cihangir benim için böyle bir semt. Sokaklarında dolaşırken, sanat eserini andıran apartmanların önünden geçerken ya da bir kafede oturup bir şeyler içerken kendimi rahat ve güvende yani evimde hissederim. Geçtiğimiz günlerde bu çok sevdiğim semtin yeni yüzü Caba Cihangir’in misafiri oldum.
İş insanı Soner Başol ve oyuncu Serhan Ernak’ın ortaklığında hizmet sunan Caba, her yönüyle Cihangir’e çok yakışmış. Eski usül meyhane kültürünün sevilen mezeleri ve ana yemeklerden oluşan mönüsüyle kendi iddiasını ortaya koyan mekan, genç ve çok yetenekli bir şefe, Fatih Burak Aksoy’a emanet. Başarılı şefin kıymadan ve çeşit çeşit peynir kırıntılarından atıksız olarak hazırladığı ‘Muska Böreği’. Hellim, susam harcı, taze mevsim yeşillikleriyle pişen ve süzme yoğurtla birlikte servis edilen ‘Otlu Mücver’.Yine süzme yoğurtla hazırladığı ‘Firik Cacık’ ve Antakya nar ekşisi, Ayvalık zeytinyağı, İzmir Bergama tulumu ile zenginleştirdiği ‘Roka Salata’ damakta eşsiz bir lezzet bırakıyor. Karışık ızgara’dan balığa kadar ana yemekleriyle de göz dolduran şefin özellikle imza lezzetlerinden biri olan “Levrek Simit” benim favorim oldu. Genç şef büyük bir ustalık göstererek ne simidin çıtırından ne de levreğin pişirilişinden taviz vermiş ve ortaya şahane bir tat çıkarmış.
Caba Meyhane ile Cihangir’e yeni bir soluk getiren Soner Başol ve Serhan Ernak’ı tebrik ediyor, yolu Cihangir’e düşenler ya da sevdikleriyle lezzet dolu bir akşam geçirmek isteyenler için Caba Cihangir’in biçilmiş bir kaftan olduğunu gönül rahatlığıyla söylüyorum.