TBMM Genel Kurulu’nda bugün, İYİ Parti’nin fındık çiftçisinin karşılaştığı sorunların tespit edilmesi, altın ve döviz kurundaki dengesizliğin fındık üretimine yaptığı olumsuz etkilerin araştırılması amacıyla daha önce verdiği önergenin bugün ele alınması önerisi görüşüldü. Önergenin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın, şunları söyledi:
“FINDIK, MAALESEF GAYRİ MİLLİ ŞİRKETLERİN TEKELİNE BIRAKILMIŞTIR”
“Türkiye'de fındık, üretim bölgesi bakımından Doğu Karadeniz Bölgesi'yle sınırlı kalmamış, özellikle Samsun ve Batı Karadeniz Bölgesi'nde Düzce, Sakarya, Zonguldak, Kastamonu ve Bartın şehirleri başta olmak üzere birçok ilimize yayılmıştır. Üretim alanı bakımından büyüklüğü elinde bulunduran Türkiye'de üretim, verim, diğer ülkelere göre maalesef oldukça düşüktür. Amerika'da bir dekardan ortalama 225 kilogram fındık alınırken bu miktar İtalya'da 155 kilogramdır. Türkiye'de ise bir dekardan 100 kilogramın altında fındık alınabilmektedir. Bu sayıyı artırabilmek için üretim bazlı destekleme modeline acilen geçilmelidir.
Ülkemizde üretim maliyetlerinin fahiş miktarda artması, fındık taban fiyatlarının artan üretim maliyetlerini bile karşılamayacak kadar düşük olması, fındık üreticisinin yeterince desteklenmemesi ve Türk fındık piyasasının yabancı şirketlerin tekeline bırakılmış olması nedeniyle önemli sorunlar yaşanmaktadır. Fındık piyasasının yabancı şirketlere teslim edilmesi, bugün üreticilerimizin yaşadığı sıkıntıların en başında gelmektedir. Yerli ve milli ürünümüz olan ve aynı zamanda ülkemizi de dünyada lider konuma taşıyan fındık, maalesef gayri milli şirketlerin tekeline bırakılmıştır.
“FİSKOBİRLİK, AK PARTİ İKTİDARI TARAFINDAN PLANLI OLARAK UYGULANAN YANLIŞ POLİTİKALARLA DEVRE DIŞI BIRAKILDI”
Öncelikle fındık piyasalarında istikrarı sağlayan FİSKOBİRLİK, AK Parti iktidarı tarafından planlı olarak uygulanan yanlış politikalarla devre dışı bırakılmış, daha sonra ülkemizdeki fındık piyasası gayri milli şirketlere teslim edilmiş ve bu şirketler Türkiye’deki fındık taban fiyatını belirleyen tek otorite hâline gelmiştir. Maalesef üreticilerimiz, bu tekelci yapıya teslim edilmiş durumdadır. Geçmiş yıllarda fiyat belirlenirken artan döviz kuru hesaba katılmamış, gerçeği yansıtmayan enflasyon oranlarıyla üretici büyük zararlara uğratılmıştır. Hasat dönemi yaklaşırken dolar, euro ve altın fiyatları her geçen gün rekor tazelemeye devam etmektedir. Bu durum üreticinin umudunun kaybolmasına yol açarken AK Parti hükümetinden şu ana kadar fındık konusunda hiçbir olumlu adım atılmaması, gelecek adına sorunların artarak devam edeceğine işaret etmektedir.
Gübre, mazot, ilaçlama ve benzeri giderler yüksek dolar kuru ve artan enflasyondan olumsuz etkilenirken dış piyasada dolar üzerinden değer gören fındığımız içeride hak ettiği değeri görememekte ve üreticimiz emeğinin karşılığını alamamaktadır. Fındığın üretim aşamasından toplanıp pazara çıkarılmasına kadar her aşamada maddi anlamda zorluk yaşayan çiftçilerimiz, AK Parti’nin yanlış tarım politikaları sayesinde fındığa alternatif olabilecek farklı tarım ürünlerini yetiştirmeyi düşünmeye ne yazık ki sevk edilmiştir. Bu yanlış politikalardan bir an önce dönülmesi ve fındık alım fiyatlarındaki belirsizliğin bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Yabancı yatırımcının elinde oyuncak hâline gelmiş olan fındığa taban fiyatı olarak 4 doların altında bir değer biçilmesi demek, üreticilerin hakkının, emeğinin gasp edilmesi demektir.
“İKTİDARIN ÜRETİCİLERİMİZİ DESTEKLER NİTELİKTEKİ ADIMLARI HIZLA ATMASI GEREKMEKTEDİR”
AK Parti iktidarı döneminde fındık üreticileri yeteri kadar desteklenmemiş, artan üretim maliyetleri karşısında üreticilerin kayıplarını giderecek politikalar ne yazık ki uygulanamamıştır. 2002 yılında 17 kilogram fındık fiyatıyla bir çeyrek altın satın alınırken 2023 yılında ise 44 kilogram fındık fiyatıyla bir çeyrek altın alınabilir hâle gelmiştir. Türkiye'de gerçek enflasyonun yüksek seviyelerde olması, artan maliyetler karşısında fındık üreticilerini çaresiz bırakmıştır. Her sene gelecek yıl daha iyi olur ümidiyle üretim yapan üreticilerimizin dayanacak gücü kalmamıştır. Bu bağlamda, iktidarın üreticilerimizi destekler nitelikteki adımları hızla artması gerekmektedir.”
“FINDIĞIN ÜLKE EKONOMİSİNDE EN ÖNEMLİ YERİ DE ÇOK DİKKATE ALINMALIDIR”
Önergeye ilişkin söz alan Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman ise şöyle konuştu:
“Hepimizin bildiği gibi Karadeniz bölgemizin en önemli tarım ürünü fındıktır. Fındığın ülke ekonomisinde en önemli yeri de çok dikkate alınmalıdır. Ülkemizde 500 bine yakın çiftçi fındıkla geçimini temin etmekte, diğer bir ifadeyle fındık tarımı 4 ila 5 milyon kişiyi ilgilendirmektedir. Ülkemiz, dünya fındık üretiminin yüzde 70-80’ini gerçekleştirmektedir. Böyle büyük bir piyasadan aldığımız pay ise maalesef 2 ila 3 milyar dolar arasındadır. Ancak bu kazanç, üreticinin veya yerli sermaye sahibi tüccarlarımızın kasasına değil, daha çok yabancı sermayeye ait 4-5 yabancı şirketin kasasına girmektedir. İtalyan ve İspanyol çiftçileri fındığını ortalama 5 avroya satarken Türk üreticisi 2-2,5 dolar civarında satmak zorunda bırakılmaktadır.
Fındık alım fiyatının Akçakoca Ziraat Odası’nın tespit ettiği fiyata göre 4,13 euro olması lazımdır ama ‘Türk ekonomisi çok önemli ilerledi’ dendiği için, Avrupa’da bizi kıskandığı için mevcut iktidarın bunu 5 eurodan aşağı yapmamasını teklif ediyorum. Fındık üreticisinin emeği ve alın teri üzerinden küresel sermaye, servetine servet katmaktadır. Ülkemizde genel tarım satış kooperatiflerinin, özeldeyse fındık tarım satış kooperatiflerinin etkisiz konuma düşürülmesi, fındık piyasasında üreticiyi üretimden kaynaklanan gücünü kullanılamaz hale getirmiştir. Tarım sektöründe en büyük ihracat geliri fındıktan elde ediliyor ve bu gelirin 4-5 kat artması da mümkündür.”
“MEVSİMLİK TARIM İŞÇİSİ EMEKÇİLERİNİN BAŞTA YAŞAM OLMAK ÜZERE BİRÇOK HAKKI İHLAL EDİLİYOR”
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Ağrı Milletvekili Necla Demir de şunları söyledi:
“Gelinen aşamada, mevsimlik tarım işçisi emekçilerinin başta yaşam olmak üzere birçok hakkı ihlal ediliyor. Bir ülkede gelir adaleti, çalışma biçimi ve insanların nasıl öldüğü, o ülkenin gelişmişliğini gösteren en temel faktörlerdendir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporlarına baktığımızda, yıllık ölümlerin en az yüzde 12’sinin mevsimlik tarım işçilerinden oluştuğunu görüyoruz. Kayıt dışı, güvencesiz çalışma biçimine bağlı olarak emeği sömürülen mevsimlik tarım işçileri, son derece ağır ve sağlıksız koşullar barındıran çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. İktidar ve kayyum zihniyetleriyle yönetilen belediyeler, tarım işçilerinin kaldığı alanlara hizmet götürmüyor. Temiz su, sağlıklı gıda ve enerji kaynaklarına ulaşımları neredeyse yok. Çocuklar, hijyenik koşullardan son derece uzak olan bu sağlıksız koşullarda büyüyorlar.”
“ON BİNLERCE AİLE, FINDIK PARASIYLA HAYATINI PLANLAR. EVLATLARININ EĞİTİMİ İÇİN, EVLİLİĞİ İÇİN YATIRIMINI YAPAR”
CHP Samsun Milletvekili Murat Çan ise şöyle konuştu:
“Fındık, Samsun’un da içinde yer aldığı güzel Karadeniz’imizin en önemli geçim kaynaklarından biri ve ihracattan istihdama, bölge ekonomisi açısından lokomotif niteliği taşıyan bir tarım ürünü. Öğrenciliğimde okul harçlığımın, bugün verdiğimiz öğrenim burslarının kaynağı. Fındık, aslında bu bölge için sadece ekonomik faaliyet unsuru değil, aynı zamanda bir kültür, yaşam biçimi, sosyal doku unsurudur. On binlerce aile, fındık parasıyla hayatını planlar. Evlatlarının eğitimi için, evliliği için yatırımını yapar. Aslında bunları yapardı demek daha doğru. Çünkü fındık üreticimiz artık bunları yapamıyor. Fındık üreticisinin sırtındaki yük günden güne ağırlaşıyor. Ürünü para etmiyor, girdi maliyetlerindeki enflasyon fındık üreticimizin belini büküyor.
Fındık piyasası ise karaborsacılar ve yabancı bir tekel tarafından ele geçirilmiş. Toprak Mahsulleri Ofisi de kurulan bu tezgahın maalesef bir aparatı haline getirilmiş durumda. Geçen ay Ofis, depolarındaki 33 bin ton fındığı satışa çıkardı. Bu satış, yaklaşan hasat sezonunun hemen öncesinde yapılıyor. Zamanlaması çok manidar. Karaborsacılar, büyük alıcılar, büyük olasılıkla hasat öncesi stoklarını doldurdular. Sezona ürün stoğuyla girip yeni mahsulün piyasa fiyatını düşürme imkanı buldular. Bu, bizim öngörümüz. Şayet ‘böyle bir şey yok’ diyorsanız kimlerin hangi fiyattan ne kadar fındık aldığı açıklansın.
“FINDIK ÜRETİCİMİZ, TIPKI DİĞER TARIM ÜRETİCİLERİMİZ GİBİ AĞIR EKONOMİK SORUNLARLA BOĞUŞUYOR”
Fındık üreticimiz, tıpkı diğer tarım üreticilerimiz gibi ağır ekonomik sorunlarla boğuşuyor. BAĞ-KUR primini bile ödeyemez halde. Yüksek prim bedelleri yüzünden özellikle gençlerimizin fındıkla bağı kopuyor. Geçim kaygısıyla metropollere göç ediyor. Şu dönem bölgemiz yoğun yağışlar alıyor, sel ve su baskınları yaşıyoruz. Özellikle dere yataklarının kenarındaki ekili arazilerde çok ciddi hasarlar meydana geldi. Diğer alanlarda yağış ve fırtınanın şiddetiyle düşme eğiliminde fındık. Rekolte düşüşüne kesin gözüyle bakılıyor. Fındık rekoltesinde oluşacak eksilmenin yaratacağı zararlar şimdiden hesaplanıp fiyat alım politikası ona göre belirlenmelidir.”
İYİ Parti’nin önerisi, Genel Kurul’da AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. (ANKA)