Yılmazkaya, son günlerde yaşanan depremlere dikkat çekerek;“Türkiye’nin pandemi sürecinde de gördük ki; Hükümetin yanlış politikaları sonucu devletin kaynakları tükenmiş durumda, ülkemizin ilerde yaşanacak afetlere hazır olmadığıaşikar. Muhtemel Büyük Bir Depremde Herkes Başının Çaresine Baksın Çünkü Hükümetten Kimseye Bir Hayır Gelmez!” tablosuyla karşı karşıya olduğumuzu ifade etti.
“Türkiye, bir deprem ülkesi olarak, dünyada ilk 10’un içinde yer almasına rağmen, depreme karşı hazır mıyız sorusuna cevap verebilecek ne bir yerel yönetim var nede hükümet!
Planlama, mühendislik, mimarlık, yapılaşma ve kamusal denetimin önemine vurgu yapan Yılmazkaya, hükümetin ve belediyelerin 1999 Marmara Depreminden hiçbir ders alınmadığını vurguladı.
“Depremlerde ortaya çıkan can ve mal kayıplarını kadere bağlamak doğru değildir!” diyen Yılmazkaya, 18 yıllık AKP İktidarını gerekli önlemleri almadığı için eleştirdi.
'DEPREME HAZIR OLAN BİR KURUM YOK'
Belediyeleri ve ilgili kurum ve kuruluşları da eleştiren Yılmazkaya, Muhtemel yaşanabilecek bir deprem öncesi kurum ve kuruluşların hazırlıklı olmadığını vurguladı.
“Afetlerde bir işe yaramayacaksanız ne zaman yarayacaksınız?” diyen Yılmazkaya, “Bu söylem bütün devlet kuruluşları ve belediyeler için geçerlidir. Bu konuda muhtemel yaşanabilecek bir deprem öncesi kurum ve kuruluşlarımızın hazırlıklı değil” dedi.
Yılmazkaya; “Deprem master planı ile ilgili yerel yönetimler tarafından somut adımların atılmadığı görülmektedir. Hâlâ birçok ilimizde deniz kumuyla yapılmış binalar var, kentsel dönüşüm daha hızlı gerçekleşmeli.Depremin afete dönüşmesi daha çok insanlar eliyle yaratılmaktadır! Bu nedenle depremlerde ortaya çıkan can ve mal kayıplarını kadere bağlamak doğru değildir! "Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay Hattı" olarak bilinen ve zaman zaman ters istikamette yürüyen fay hattı, dünyanın en tehlikeli faylarından biridir. Bu fay hattı yakınında olan Gaziantep İlimizde hala toplanma alanlarına yüksek katlı binalar yapılmakta olup deprem sonrası nerede toplanılacağı halkımız tarafından bilinmemektedir. Şehrin merkezinde sığınacak park ve bahçelerin sayısı yeterli değil. Deprem afet konteynerleri var ama kullanmasını bilen az! Depreme karşı daha organize ve planlı hareket edilmeli.” Dedi.
'GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMAZSA BEDELİ AĞIR OLUR'
Yılmazkaya, “Türkiye bugün 20 yıl önceki Marmara depreminden daha iyi durumda değildir. Mevzuat düzenlemelerinin rant eksenli olması, kentsel dönüşüm programlarının ranta yönelik olması ve bütün ülkenin imara açılması gibi yanlış politikalar ülkeyi daha büyük yıkımlara itiyor! İktidarın mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı mesleklerine yönelik saldırısı rantçı sermaye güçlerinin önünü açmaya yönelik tutumu sorunların derinleşmesine neden olmaktadır.81 kentin yaklaşık 55’inin ciddi deprem tehlikesi altında olduğu Ülkemizin yüzde 96’sı aktif deprem kuşağında yer aldığı gerçeğiyle hareket etmeliyiz. Bu konudaki çalışmaların yetersiz olduğu net bir şekilde görülmektedir. Muhtemel yaşanacak depremde mal ve can kayıplarının önlenmesi için biran önce çalışmaların yapılması gerekmektedir. Yeni yapılacak olan yapıların güvenli bir şekilde üretilmesi ve eski yapıların güçlendirilmesi sorunun temel kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Deprem yaşanmadan önce alınacak önlemler ve parasal harcamalar, deprem yaşandıktan sonra yapılacak düzenleme ve parasal kayıplardan 20 kat daha azdır. Gerekli önlemler alınmazsa bedeli ağır olur!” dedi.