Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü'nün uyarılarına karşın COVID-19 tedavisinde hastalara aylarca vermeye devam ettiği klorokin ilacını geçtiğimiz hafta tedavi algoritmasından çıkardı.
Konuyla ilgili 5 ay önce Meclis'e sundukları soru önergesinin halen yanıtlanmadığını belirten CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, "Bakanlık, tüm uyarılara kulak tıkadı” dedi.
Emir, Bakan Koca'ya "Hastalar üzerinde deney mi yapıldı? Kaç kişi klorokine bağlı kalp rahatsızlığı geçirdi?” sorularını yöneltti.
BİLİM İNSANLARI UYARMIŞTI
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Sağlık Bakanlığınca geçtiğimiz hafta COVID-19 tedavi algoritmasından çıkarılan hidroksiklorokin (klorokin) ilacını bir kez daha TBMM gündemine taşıdı.
8 Aralık 2020 tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yanıtlaması istemiyle sunduğu yazılı soru önergesinde ilacın Dünya Sağlık Örgütü'nce kullanımının durdurulduğunu hatırlatan ve bilim insanlarının yan etkilerine karşı bakanlığı uyardığına dikkat çeken Emir, şu ifadeleri kullandı:
ARALIK AYINDA SORMUŞTUK
“Klorokin, Dünya Sağlık Örgütü’nün COVID-19 tedavisinde uygulanmasını durdurduğu ve Amerikan Gıda İlaç Dairesi’nin (FDA) yan etkileri dolayısıyla onayını geri çektiği bir ilaçtır. FDA tarafından yayınlanan klorokin tedavisine yönelik yan etkiler arasında yüzde 28’lik oranla kalbe bağlı komplikasyonlar (kardiyak bulgular) birinci sırada yer alıyor.
İlacın kısa sürede işe yaramadığı fark edilirken, kullanan ülkeler de bu ilacın kullanımını terk etti. Dünyada klorokini son 6 ayda kullanan tek ülke ise Türkiye. Tüm dünyadan ve Türkiye’den bu işle ilgilenen bütün bilim insanları, ilacın kullanılmaması gerektiği yönünde uyarılarda bulundu.
BAKANLIĞIN POLİTİK TERCİHİ
Klorokin tedavisi, Türkiye’de bugüne kadar yüz binlerce hastaya uygulanırken bazı hastaların taburcu olduktan bir ay sonra bazı kardiyak bulgular ile başvuruda bulundukları da biliniyor. Tüm bu bildirimlerin TİTCK tarafından klorokinin yanı etki bildirimi olarak kayıt altına alınması ve kardiyak bulguların yakından takip edilmesi gerekirdi.
Oysa, kişilerin kalp hastalığı olup olmadığına bakılmaksızın ilaç, içerisinde doktor bulunmayan filyasyon ekiplerince hastaların eline tutuşturuldu.
Bu, aslında hastaların hastaneye getirilmeme ve evde tutulma isteği ile uygulanmış siyasal bir tercihti. Bakanlık, tedavi protokolünü, bilimsel önceliklere ve dünyadaki bilimsel bulgulara göre değil bir politik tercih olarak kullanıyor. Bunun bir örneği klorokin olduğu gibi diğer örneği de favipiravir."
BİLİM KURULU GÖRÜŞÜ ALINDI MI?
Bugüne kadar tedavi protokolü kapsamında klorokin ve kolşisin ilaçları uygulanırken Bilim Kurulu görüşü, etik kurulu onayı ve hastaların onamının alınıp alınmadığını soran Emir, ayrıca şu soruları yöneltti:
“Hastalar üzerinde deney mi yapılmıştır? COVID-19 hastalarına klorokin ve kolşisin ilaçları uygulanırken hasta grubu özellikleri değerlendirilmiş midir? Erken ve geç dönemde yaşanan komplikasyonlar ile ölüm verileri kayıt altına alınmış mıdır?
Klorokin ve kolşisin ilaçları bugüne kadar kaç hasta üzerinde kullanılmıştır, kaç hasta klorokine bağlı kalp rahatsızlığı geçirmiştir? DSÖ ve FDA onayları bulunmamasına karşın hekimlere klorokin kullanmaları yönünde neden baskı yapılmıştır?
İlacın belirli miktarlarda tüketimine yönelik bir hedef mi bulunmaktadır? Tedavi algoritmasında kolşisin ve metilprednizolon ilaçlarının kullanımına devam edilmekte midir?”