Gamze Taşcıer, son yıllarda sayısında artış gözlenen eczacılık fakülteleri ve artan kontenjanları ile ilgili açıklama yaptı. Taşcıer, bugün yaptığı yazılı açıklamada, bu kontrolsüz artışın işsiz eczacıların sayısını artırdığına dikkat çekerek şunları kaydetti:
'YILDA BİN 740 ECZACI ARTIŞI İYİ BİR ŞEY DEĞİL, TAM AKSİNE BİR KRİZİN GÖSTERGESİDİR'
Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı son veriler, eczacılar olarak yıllardır dile getirdiğimiz, ancak görmezden ve duymazlıktan gelinen bir gerçeği tekrar ortaya koymuş oldu. Bu gerçek, ihtiyacın çok ama çok üzerinde, kontrolsüz bir artış yaratan yeni eczacılık fakülteleri ve artan kontenjanlar gerçeğidir. Eczacı sayısı, son 5 yılda 8 bin 699 artarak yüzde 30’un üzerinde artış gösterdi. 2017’de 100 bin kişiye düşen eczacı sayısı 37 iken 2021’de bu oran 44’e çıktı. Sağlıkta ambulans sayısının artması veya tıbbi cihaz sayısının artması olumludur. Ancak eczacılık, devlet tarafından stratejik olarak planlanması gereken bir meslek ve insan kaynağıdır. Çünkü eczacıların çok azı kamuda istihdam ediliyor. Sağlık Bakanlığı personeli olan eczacı sayısı 4 bin 33 iken toplam eczacı sayısı 37 bin 211. Yani eczacıların büyük çoğunluğu özel olarak, çok büyük oranda kendi eczanelerinde, çok az bir kısmı ise firmalarda çalışıyor. Yılda bin 740 eczacı artışı iyi bir şey değil, tam aksine bir krizin göstergesidir. Çünkü bu kadar eczacıya istihdam sağlamanın imkanı olmadığı gibi, bu kadar eczane açılacak yer bile yok. Sayının kontrolsüz olarak artması ve devleti yönetenlerin bunu planlamak bir yana tümüyle boş vermesi nedeniyle işsiz eczacılar sorunu bugün tam karşımızda duruyor.
'GÖRMEZDEN GELİNMEYE KARŞI ECZACILARIN DAHA FAZLA SABREDECEK TAKATİ KALMADI'
Sorunun bağıra bağıra geldiğini hem meslek birliğimiz hem de bizler Meclis’te defalarca kez ifade ettik. ‘Market açar gibi eczacılık fakültesi açmayın, kontenjanları artırmayın’ dedik. Yeni açılan fakültelerin büyük bir çoğunluğunun bilimsel yeterliğe sahip olmadığını, eczacı akademisyeni dahi olmayan fakülteler olduğunu, sadece bir tabeladan ve dört duvardan bozma binalar olduğunu sayısız kez söyledik. Ancak Erdoğan iktidarı, görünce gözlerini, duyunca kulaklarını kapattı. Bugün her iki eczaneden biri iflas tehlikesiyle karşı karşıya dediğimizde de aynı vurdumduymazlıkla karşılaşıyoruz. Tekrar ve tekrar uyarıyoruz; bu öngörüsüzlük, bu plansızlık, bu vurdumduymazlık bir sağlık krizine yol açmak üzere. Mevcut eczanelerin bile kapanmak üzere olduğu, eczacıların işsizlikle karşı karşıya olduğu bir vaziyet ortadayken hâlâ sabah uyandığımızda kimsenin haberi olmadan yeni fakültelerin kurulduğunu öğrenmek istemiyoruz. Bilimsellikten ve gerçeklerden bu kadar uzak bir yönetim anlayışı hem mesleğimizin geleceğini tehdit ediyor hem de bir halk sağlığı krizi yaratıyor. Bu görmezden gelinmeye karşı eczacıların daha fazla sabredecek takati kalmadı. 16 Ekim’de beyaz önlüklerimizle meydanda olacağız ve duymak istemeyenlere duyuracağız, görmek istemeyenlere gördüreceğiz.
(ANKA)
