Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

CHP'li Özel'den Bakan Varank'ın gençlere verdiği üniversite tavsiyesine tepki

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın “Üniversiteye başlarken ilk düşünceniz istihdam edilmek olmasın” ifadelerine “Cebinde kafeye gitmeye parası yok… Herkesin arkasında Varank amcası, dayısı yok. Bizim çocukların TÜRGEV’den, TÜGVA'dan, Okçuluk Vakfı’ndan alınmış torpil listelerinde adı yok. Ondan işsiz kalıyorlar Sayın Varank” tepkisini gösterdi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özgür Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:

'ÇOK ÖNEMLİ BİR İÇERİĞİ VAR'

İçtüzük’ten ve Anayasa’dan gelen haklarımızı kullanarak, yeterli sayıda imzayla Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırdık. Bizim talebimiz, ‘1 Ağustos, saat 14’tü.’ Meclis Başkanı da uygun gördü. O tarih ve saatte, o gündemle toplantı çağrısında bulundu. Tabii bu başta sağlık emekçilerinin çoktandır istedikleri ama hep son anda metinlerden çıkarılan bazı maddeleri tekrar koyduğumuz ve özellikle de sağlık hizmetlerinin sunulduğu yerlerde aynen mahkeme salonlarında olduğu gibi hiç kimsenin silahla giremeyeceği bir düzenlemenin de yapılacağını çok önemli bir içeriği var, kanun teklifinin. Kanun teklifi, sağlık emekçilerinin ve onların temsilcilerinin tam mutabakatı ile geliyor. Meclis’teki siyasi partilerin hızlı bir şekilde bunu yasalaştırmasında büyük bir fayda var.

'MHP’YE NOTU SEÇMENLER VERİYOR'

Tabii ilk tepki, kategorik olarak MHP’den geldi. Onlar; balkonlardan alkışladığımız sağlık emekçilerinin, doktorların seçtiği TTB’yi kapatmakla meşguller. Bu tavrı, bu tarzı bir kenara bırakalım. Bunun karşılığı zaten yüzde beşin altına düşmüş durumda. Bu tip tutumlarla daha da aşağılara düşerler. Onlara notu seçmenler veriyor, milletimiz veriyor zaten.

'CUMHURBAŞKANI, O YETKİLERİ KULLANINCA ŞOV DEĞİL BİZİM BU YETKİMİZ ŞOV OLUYOR'

Mahir Ünal dün bir basın toplantısı yaptı. Rahatını kaçırmışız ki son derece rahatsız olmuş ve olağanüstü toplantıya çağrımıza ‘şov yapmak’ diyor. Anayasa’dan kaynaklanan böyle bir hakkı kullanmayı şov yapmak olarak ifade ediyor. Tabii Mahir Ünal konuşur da biz döner, bakarız gerçeklere. Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında bu Meclis, 16 kez olağanüstü toplantıya davet edilmiş, bunlardan 6 tanesini Adalet ve Kalkınma Partisi yapmış. Anayasa’nın 104. maddesi, cumhurbaşkanının yetkilerini düzenliyor. O yetkileri kullanınca şov değil bizim bu yetkimiz şov oluyor. Diyor ki, ‘siyasi nezaketten yoksun diğer parti gruplarını aramadınız.’ Siz bu altı davetten hangisinde siyasi parti gruplarının aradınız? Zaten kamuoyunda aleniyet kazanmış bir durum, önceden konuşuluyor. Meclis Başkanı yedi gün içinde bir tarih belirliyor. Bütün Türkiye konuşuyor. 600 milletvekili adına neyi konuşuyorsun? 130 tanesi bizimle birlikte imza vermiş. ‘600’e nezaketsizlik’ diyorsun. 130 tanesi zaten imzayı veren milletvekili, kendi kendine nezaketsizlik yapıyor. 1 milyon sağlık çalışanının hayatı bir tarafta; milletvekillerinin meşguliyeti varmış o başka bir tarafta.

'NEZAKETİ GÖSTERMEYEN TEK GRUP BAŞKANVEKİLİ MAHİR ÜNAL’DIR'

‘Diyor ki 1 Ekim’e kadar bekleriz’ diyor. 1 Ekim'e kadar hekimler ölmeye devam etsin. Mahir Bey'in ve arkadaşlarının rahatı bozulmasın, diye. Mesela Bülent Turan, her cumartesi bizi arar, der ki ‘Sayın Başkan, önümüzdeki hafta biz Meclis gündeminde şunu düşünüyoruz.’ Biz de kendi MYK’mıza bilgi verelim. Bu nezaketi göstermeyen tek grup başkanvekili, Mahir Ünal’dır. Olağan gündemi muhalefetle paylaşmayan Mahir Ünal, bütün Türkiye'nin bildiği gündemde ‘bize bir telefon açmadınız, küstük oynamıyoruz, doktorlar ölmeye devam etsin, hemşireler darp edilsin, küstük oynamıyoruz, gelmiyoruz.’

Çok meşgulsünüz, katılmayacaksınız. İsmet Yılmaz’dan böyle bir SMS, bütün AK Parti grubu aldı, siz almadınız mı? ‘Muhterem arkadaşlarım. Meclis Başkanımız, Genel Kurulu 1 Ağustos 2022 pazartesi günü saat 15’te olağanüstü toplantıya çağırmıştır. İstisnasız tüm milletvekillerimizin belirtilen gün ve saatte, TBMM’de hazır olmalarını önemle rica ederim.’ İsmet Yılmaz.

'KARDEŞİM GELİN BAŞTAN, BAŞARIMIZ OLSUN'

Şimdi bütün milletvekillerini o gün geçireceksiniz ama salona sokmayacaksınız, eğer toplanırsa salona girip önergeyi reddedeceksiniz. Neden? Bu muhalefet partilerinin bir başarısı olmaz. Kardeşim gelin baştan, başarımız olsun. Bazıları diyor, ‘kanun teklifini görmedik.’ Kanun teklifi internet sitesinde var. Kanun teklifi, CHP’nin değil, 10 tane sağlık meslek örgütünün ortak talebi. Daha önceden de hepimize o ateşli silahlarla ilgili talep edilmişti. Zaten onu hazırlamıştık, üstüne bu konu geldi. Bir ‘siyasi nezaket’ falan, bakın siyasi nezaket nasıl ölçülecek? Ben düşündüm mesela şöyle bir tablo var. Hangi parti kaç siyasi parti ile bayramlaşabiliyor? Sonuçta herkesi millet yolluyor. CHP, tüm siyasi partilerle bayramlaşan tek parti.

'RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN YAPTIĞI İŞ HADSİZLİKTİR'

Ayrıca çok bozulmuş, Tayyip Erdoğan'a ‘hadsiz’ demişim. Ya haddi var mı? ‘Hadsiz’ ne demek? Haddin yok demek. Israrla tekrar ediyorum; cumhura hakaret eden, millete hakaret eden, vatandaşa hakaret eden ve toplumun yüzde 60-65’inin oy verdiği oy vermeye hazırlandığı altı siyaset partinin hepsine, ‘terör destekçisi’ ve ‘kuklalar’ diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı iş hadsizliktir. Buna haddi yoktur… Cumhurbaşkanının ağzından o laflar çıkınca nereye varıyor, kime söyleniyor? Bazıları düşünmüyor. Size söylüyor, eşlerimize söylüyor, kızlarımıza söylüyor. Gezi’de yaşam hakkını savunan, çevreyi savunan, toplumsal duyarlılığını dile getiren, itirazını dile getiren bütün kadınlara söylüyor. Yine bot hesaplar, robot hesaplar, aktroller, saldırıyorlar. ‘Hadsiz Özgür Özel.’ Vallahi Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sözüne karşı bunun hadsizlik olduğunu söylemek benim haddimedir. Ama onun haddine değildir. Siyasi parti liderlerine ‘kukla’ demek onun haddine değildir. ‘Terör destekçisi’ demek Kuvayi Milliye'nin partisine ‘terör destekçisi bölücü’ demek Recep Tayyip Erdoğan'ın haddine değildir. İstediğiniz kadar saldırın. Bir kelime eksik söylersek bir adım geri gidersek namerdiz.

'YAPILAN BU HAKARETLERİ ZARFA KOYUYORUZ, GÖNDERİYORUZ'

Yapılan bu hakaretleri şimdi ne yapıyoruz? Zarfa koyuyoruz. Gönderen, Özgür Özel. Alıcı, Mahir Ünal. Kendisine yolluyorum. Evrakın üstüne hani böyle damga vurmak gerekirse, bunları okusun ve en ufak eleştiri, en ağır hakaret ve küfür mü görsün? Mahir Bey'in en ufak eleştiriye kızmıştı dediği personelle ilgili o gün Meclis’te bulunan Elitaş, ifadelerin kabul edilemez olduğunu, bu ifadelerin kullanılması durumunda ilgili personel hakkında en ağır işlemlerin yapılması gerektiğini söylemiş. Yöneten Meclis Başkanı aynı ifadeleri söylemiş. Bugünkü Mahir Ünal'ın tutumu utanç verici.

'BİZİM ÇOCUKLARIN TORPİL LİSTELERİNDE ADI YOK'

Gençleri çılgına çeviren, aslında her gün bize çalışan bir bakanı var AK Parti’nin. Sayın Mustafa Varank. Diyor ki, ‘bize en çok sorulan soru, ‘hangi okulda okursam, kolay iş bulurum?’ Bu soruya Varank’ın verdiği cevap: ‘Kafanızdaki ilk hedefiniz bir yerde istihdam edilmek olmamalı.’ Bu soruya cevap bu mu olmalı. Herkes bakan evladı mı, bunlar vatan evladı. Sen görmüyor musun, genç işsizlik nerelere varmış? 100 gençten 73 tanesi, ‘fırsatını bulursam yurt dışına gitmek isterim’ diyor; sen diyorsun ki ‘İstihdam odaklı bakma.’ Ne odaklı bakacak? Ne yapacak? Cebinde kafeye gitmeye parası yok. Cebinde bir arkadaşıyla gidip bir yerde çay içmeye parası yok. ‘İstihdam odaklı yaklaşmayalım…’ Ne odaklı yaklaşacağız? Gençlerin çıldırdığı kadar, sosyal medyada tepki gösterdikleri kadar var... Mustafa Varank'ın bu sözü, herhalde AK Parti'ye yakın düşünen az sayıda genç vardı, her ankette daha da azalıyor, artık onlar da AK Parti'den uzaklaşmıştır. ‘Siz işi düşünmeyin’ diyor. ‘Meslek seçerken, iş bulmak önemli değil.’ Herkesin arkasında Varank amcası, dayısı yok. Bizim çocukların; Türgev’den, Tügva'dan, Okçuluk Vakfı’ndan alınmış torpil listelerinde adı yok. Ondan işsiz kalıyorlar Sayın Varank. Ürettiğiniz, getirdiğiniz sistem; partinize oy verenleri de değil, sizinle aynı paralelde düşünenleri değil; bir avuç sarayın etrafındaki adamın torpil listelerindeki yağlı ballı seçilmişleri, en krema tabakayı temsil ediyorsunuz siz. AK Partili ailelerin çocukları işsizlikten eziliyor. Siz de diyorsunuz ki ‘işe girme diye bakmayın tercih ederken.’ Neye bakacak?

'SÜLEYMAN SOYLU, HALA MAMAK BELEDİYE BAŞKANI’NI NASIL GÖREVDE TUTUYOR?'

Son konumuz ve en çarpıcı konumuz, Mamak Belediyesi ile ilgili. AK Partili Mamak Belediyesi. Elimizde dünya kadar evrak var. Bunlardan bir tanesi bir şikayetçinin ifade tutanağı. Mamak Şehit İsmail Kılıç Polis Merkez Amirliği’nde alınmış bir ifade.

6 Haziran 2022 günü, Mamak Şehit İsmail Kılıç Polis Merkez Amirliği’ne vatandaşımız gider. Ve özetle der ki, ‘Ben 2007 yılında benzin istasyonu yapmak için Mamak Belediyesi’ne ait Lalahan’da 3074 metrekare arsa satın aldım. Satın aldıktan sonra inşaata başlamak için, benzin istasyonu alabilmek için Mamak Belediyesi’ne başvuru yaptım. Mamak Belediyesi yetkilileri, ‘buraya benzin istasyonu yapamayacağımı, Ankara Büyükşehir İmar Komisyonu’na başvurarak, plan uyumsuzluğunun giderilmesini’ söylediler. Gerekli başvuruyu yaptım. Ancak bana, bütün işlemlerimi yaptığım halde, Mamak Belediye Başkanı Murat Köse’nin, bu başvuruyu onaylamayın dediğini, Melih Gökçek döneminde başlayan, Mustafa Tuna döneminde sona erdirilen incelemeyle, bu evrakın Mamak Belediye Başkanı Murat Köse’nin telkini ile işlem yapılmadığını, başvurunun onaylanmadığını…’ ‘İş dünyasından arkadaşlarım vasıtasıyla Mamak Belediye Başkanı Murat Köse’nin yanına gittim’ diyor. ‘Beni belediyede bir odaya aldılar’ diyor. ‘Danışmanı İsmail Aslan, Başkan Yardımcısı Ercan Kınacı ve Başkan vardı’ diyor. ‘Bana dediler ki’ diyor, ‘senin bu işlemini onaylattırırız, ama Yeşilbayır civarında cami yaptıracağız, 150 bin dolar para vermen lazım.’ ‘Yalvar yakar, kavga dövüş 100 bin dolara anlaştık.’ ‘Ama bana resmi bir hesap falan verilmedi, parayı Ercan Kınacı’ya elden teslim etmem söylendi’ diyor. ‘Mamak Caddesi üzerinde Kahvetepe isimli iş yerinde Ercan Kınacı’ya naylon poşet içinde 100 bin dolar verdim’ diyor. Yanında arkadaşını şahit gösteriyor. Üçünün de telefon numaralarını söylüyor ki kayıtlardan aynı mekanda buluştukları tespit edilebilsin diye. ‘Bunun üzerine, aynı gün Büyükşehir’deki işim çözüldü’ diyor. Mustafa Tuna’nın dönemi. ‘Benim işim dakikalar içinde çözüldü Ankara Büyükşehir’de’ diyor. ‘Gittim, evraklarımı aldım, ama Mamak Belediyesi’ne başvurdum, 13 aydır işlemimi yapmadılar’ diyor. Tekrar gittiğimde dediler ki ‘O iş Büyükşehir Belediyesi’nde oldu, ama Mamak Belediyesi’nde olması için 1 milyon TL daha vereceksin.’ ‘Bu parayı vermeyeceğimi söyledim ve o gün 6 Haziran 2022 günü gittim ki’ diyor, Belediye Başkanı Murat Köse ile görüşeyim. ‘Kapıdan sokulmadım ve belediyeden giremediğim gibi darp edildim, geldim size bu şikayetimi söylüyorum.’

Benim özetle anlattığım bütün bu konuyu 20 dakika anlatıyor. Yalova Belediye Başkanı kendi haberinin olmadığı, aşağı bir yerlerde yapılmış bir işlemden; ‘Belediye Başkanısın haberin olmalıydı’ denilerek görevden alındı. Yerine AK Partili vekil seçildi. Tayyip Erdoğan da grupta sanki seçilmiş gibi rozet taktı. Elini kaldırdı. Bilirkişiye gitti. Bilirkişi raporu başkanımız lehine. Bilirkişi heyeti hakkında suç duyurusunda bulundular. İkinci bilirkişiye gitti. Değişen hiçbir şey yok. Bu aşamada, Yalova Belediye Başkanı görevinden uzaklaştırıldı. Neden? Soruşturmayı etkilemesin. Aşağıdakiler yapmış ama, ‘Koskoca Belediye Başkanı, sen bileceksin.’

Menderes Belediye Başkanı benzer bir şekilde, hakim saldı, Süleyman Soylu görevinden aldı. Avcılar Belediye Başkanımız 8 yıl önce başkasının yaptığı bir işlemden sorumlu tutulduğunda, İçişleri Bakanlığı ‘başkan bunu bilemez’ demiş soruşturmaya izin vermemiş, 8 yıl sonra soruşturmaya dahil edildi. Ama Mamak Belediye Başkanı; isimler belli, telefonlar belli, oturmuşlar, para verilmiş, şahit var, HTS kayıtları var, yetmemiş bir daha diyor… Bu başvuruyu yapınca bir de hakkında suç duyurusunda bulunup, almışlar; adli kontrol şartı falan, sonradan mahkeme adli kontrolü de kaldırmış.

Suçlamada bulunan kişiyi; ‘tehdit ettin, darp ettin, belediyeye saldırdın’ diye suç duyurusunda bulunuyorlar. Kişi yaşıyor, ifadeleri ortada, tutanak ortada, mahkeme Mamak Belediyesi ile ilgili Başkan ile ilgili ne yapıyor. Süleyman Soylu, hala Mamak Belediye Başkanını nasıl görevde tutuyor? Belediye Meclisi’nin çoğunluğu sizde beyler. Buyurun seçin, bir başka AK Partili yönetsin. Ama bu rüşvete AKP ne diyecek? Sayın Mahir Ünal, hakaretlere hadsizlik dediğimizde, 1 buçuk saat sonra, yapmadığın işleri yapıp, basın toplantısı yapıyorsun. Haydi anlat. AK Parti’nin sözcüsü Ömer Çelik, kibri dağlarda, burnu havada. Haydi çık açıkla. Nasıl olmuş bu işler? Niye yapmıyorsunuz, neden hemen o HTS kayıtlarını almıyorsunuz? Bunların hepsine bakılması lazım.

TBMM Genel Kurulu’nun olağanüstü toplantısında 200 milletvekilinin olup olmayacağı yönündeki soruya Özel, şu yanıtı verdi:

Biz açık ve vicdani bir çağrı yaptık. Bu çağrının karşılık bulacağını düşünüyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin atmış olduğu bu mesajla, Ankara'ya gelip Meclis’te bulunup salona girmeyerek sağlık çalışanlarının sorunları konuşulmasın tutumuna ve onların istediği kanun çıkmasın tutumuna, AK Parti Grubunun itiraz edeceğini bir aklı selime kavuşabileceğini ümit etmek istiyoruz. İYİ Parti, TİP olumlu yaklaştıklarını söylediler. Bağımsız milletvekilleri ayrı ayrı hep ifade ediyorlar. HDP katılırsa zaten herhangi bir sorun yok. 10-12 milletvekili yetiyor. Mahir Ünal diyor ya ‘Meclis’imizin gelenekleri’ falan, bu Meclis’in geleneklerinde böyle bir hinlik yok. Biz böyle bir şey yapmayacağız. Biz geleceğiz size bilgi vereceğiz dediğiniz kanunu görüşeceğiz. Araştırma önergesi varsa gündeme alacağız. Üzerinde konuşacağız.

HDP’nin kendilerine sorulmadığı için olağanüstü toplantıya katılmamalarının sorulması üzerine Özel, “Suruç için davet ettiğimizde, HDP grubu ‘siyasi nezaket yok’ dememişti. O yüzden bugün demelerini siyasi tutarlılık anlamında daha fazla bir şey demeyeyim. Benim muhalefeti eleştirmek muhalefete muhalefet etmek gibi bir yükümlülüğüm yok. HDP’nin ‘Suruç’ta’ görmediği bir eksiklik, CHP yapsın diyorsa, ana muhalefet yapsın diyorsa; süre var bizzat gidip yapmaya hazırım. Sağlık emekçileri yaşasın diye ben bunu da yapmaya hazırım” dedi.

(ANKA)

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER