CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç, Meclis Genel Kurulu’nda hasta mahkumlar için çağrıda bulundu. 28 Şubat Davası'nda müebbet hapis cezasına çarptırılan, Sincan F Tipi Cezaevi'nde hayatını kaybeden emekli Korgeneral Vural Avar’ı hatırlatan CHP’li Koç, demans hastası Avar’ın ölümüne dair “Bu bir cinayettir” dedi.
Emekli Korgeneral Avar’ın başka birinin bakımıyla koğuşta kalabildiğini, adli kontrol altında tahliye talebi reddedildiğini ifade eden CHP’li Koç, “Kim, kim, kim, buna vesile olduysa, aracı olduysa aynı derecede suçludur. Allah nur içinde yatırsın, ailesine ve silah arkadaşlarına başsağlığı diliyorum” diye konuştu.
‘HİPOKRAT YEMİNİ ETMİŞ BAZI MESLEKTAŞLARIM ADINA DA UTANIYORUM’
Konuşmasında, “Değerli arkadaşlarım, ne yapıyorsunuz siz ya?” ifadelerini kullanan CHP’li Koç, hekim olduğunu hatırlattı.
Meclis’teki odasına hapishanelerden tutuklu ve hükümlülerin yakınları tarafından gönderilen epikriz ve MR’lar olduğunu belirten Koç, “Bir sürü akciğer ve diğer organ kanserli olan tutuklu ve hükümlüler var, bir sürü nörolojik hastalığı olan insanlar var, bunlar günlük etkinliklerini başkasının yardımı olmadan yapamıyorlar. Adli Tıp Kurumu kelepçe altında. Ben, Hipokrat Yemini etmiş bazı meslektaşlarım adına da utanıyorum. ‘Hapiste kalabilir’ raporu veriyorlar” ifadelerini kullandı.
‘NE OLUR EMPATİ YAPIN’
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Meclis’te ve telefonda konuştuğunu, bir düzenleme yapılacağını söylediğini ifade eden CHP’li Koç, “Ne olur empati yapın; birinci derece bir yakınınız kanser, kendi ihtiyaçlarını göremiyor, tutuklu; siz evde ne yapacaksınız, nasıl yatıyorsunuz? O insanların yerine bir koyun kendinizi” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye bu sorunu halletmek zorundadır. Tutukluluk ya da hükümlülük bu tip durumlarda işkence olmaktadır. ‘Efendim, onun suçu bu, bunun suçu bu.’ Suç önemli değildir burada. Adli kontrol mekanizmaları var, devletin güvenliği var. Adli kontrol mekanizması altında bu insanlara insanca muamele etmek zorundayız.
‘BELKİ DE BU BENİM SON KONUŞMAM’
Koç, “İçinizde çok iyi niyetli arkadaşlarım var; bir kısmını, çoğunuzu tanıyorum. Belki de bu benim son konuşmam, bir daha kürsüde konuşmayacağım” dedi ve hasta mahkumlara dair çağrısını şu ifadelerle sürdürdü:
Daha önce parti sözcüsü ve grup başkanvekili olarak çok söz aldım ama bu ihtiyacı sizlerle paylaşmak istedim. Ne olur, Sayın Bakanlara ya da Hükümetinize telkinde bulunun, bu sorunları halledin. Bu sorunlar vicdani sorundur. Ben bir hekimim ve babayım. Bana hiç ‘ocu, bucu’ diye suçlama getirmeyin. Benim kimliğim belli, benim çizgim belli. Benim siyasi duruşum belli. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden yanayım, ülkemin bütünlüğünden yanayım ama bir hekimim ve babayım. Bu duyguları paylaşan arkadaşım mutlaka vardır. Türkiye bu sorunu halletmek zorunda. Tutuklu ve hükümlüler hasta, kendine bakamaz hâlde, kendine yetmeyen insanların Adli Tıp Kurumu ve intikam davalarından arındırılmaları lazım.