CHP'li Kaya, CHP Trabzon İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. CHP İl Başkanı Nurcan Aşçı Demiröz, Ortahisar İlçe Başkanı Fatih Suat Oyman ile partililerin de katıldığı basın toplantısında Kaya, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kaya, şöyle konuştu:
"6 Şubat’ta ülkemiz çok ağır yıkımla karşı karşıya kaldı. O gün sabah Genel Merkezimin talimatı ile yollara düştük. Ben de gözlemlerimi ve düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. Sonrasında ilimizi ziyaret eden depremzedelerle ilgili görüşmelerimizi, üniversitemizin kapalı olmasından dolayı oluşan mağduriyeti konuşacağız. Depremin ilk gününden itibaren Maraş’taydım. Kardeş şehirleriz. Deprem haberini alır almaz, belki onun yarattığı hissiyatla hemen Maraş’a doğru yola çıktık. Sizler televizyondan izlediniz. Bizler de ilk etkilerini televizyondan gördük ama inanın gittiğimde hayatımda böyle manzara ile karşılaşmadım. Öyle şeylere tanık olduk, öyle şeyler yaşadık ki, biz etten kemikten insanız, kendimi film setinde gibi düşündüm. Her taraf yıkılmış, her tarafta cesetler, feryat eden insanlar. Allah bir daha bu tür felaketi memleketimize yaşatmasın. Gerçekten çok büyük afet. Tartışmasız, böyle. Bu boyutu bir yana. Bunu kimse göz ardı etmemeli, küçümsememeli fakat bütün dünyada bu ve buna benzer afetler olmuyor değil. Alınan tedbir, yapılan işlerle bu afetlerin verdiği hasar azaltılabiliyor."
Depremzede bir vatandaşla konuştuğunu belirten Kaya, konuşmaları şöyle aktardı:
"Ben bizzat tanık oldum. Deprem sonrasında, bir baba ile konuştum. Bana, yaşadığım süreçteki en bariz örneklerden biri olduğu için onu anlatacağım. Adam yaşadığına pişmandı. Biraz sohbet ettik. Tanıştık, 'Vekilim' dedi. 'Ben başım ağrısa reis yanımda diye düşünen adamdım. Hatta kahvede arkadaşlarla sohbet ederken böbürlene böbürlene bunu anlatıyordum' dedi. 'Ama Allah öyle bir felaket verdi ki, evim başıma yıkıldı, eşim, oğlum, kızım, babam enkaz altında kaldı. 3 gün boyunca feryat ettim. Hiç kimse sesimi duymadı. Ben enkazdan çıktım, ama keşke çıkmasaydım'. O soğuk, buz gibi havada kaderleriyle baş başa bırakıldı. Kimse bana hikâye anlatamaz. Televizyonlardaki manzaraların birçoğu hikâye. Birçok ceset, o enkazların altından sapa sağlam çıktı donarak ölmüşlerdi çünkü. Bu devlet hepimizin ama o abimizin dediği gibi zor günümüzde yanımızda olması gereken devletimizin Kızılay’ı, AFAD’ı birçok yetkili ve organı orada yoktu. İnsanlarımız çaresizlik içinde, feryat ede ede öldüler."
"TRABZON'DA TOPLAM 17 BİN 547 MİSAFİR VAR"
Trabzon’umuza da en son 17 bin 547 depremzede misafirimiz var. Depremzedelerimizi biliyorsunuz, Trabzonlular ve Türk milleti konukseverdir. Başımızın üstünde yeri var, en güzel şekilde ağırlıyoruz. Dün depremzedelerimizin kaldığı yurda gittik. Buradan yurt müdürüne ve personeline teşekkür ediyorum. Depremzedelerle konuştuk. 'Vekilim Trabzon’a ilk defa geldik. Trabzon insanı ne kadar güzel yürekliymiş, bizi bağrına bastı. Trabzon bizim ikinci vatanımız oldu' dedi. Konaklama durumuna baktım. Depremzedelerimizin 3 – 4 gün öncesinde 1257- 1300’ü yurtlarımızda misafir ediliyordu. Onun dışında ev tutmuşlar, konuk evlerinde, apartlarda misafir ediliyorlar. Dün 2551’inin yurtlarda misafir edildiğini gördük. Bir misafirimiz, 'Ben vicdan azabı duyuyorum. Vekilim, bizim yüzümüzden öğrenci çocuklarımız okullarına gidemiyor. Ben onun da vebalini taşıyorum. Biz burada olmasak, başka yerde kalsak, öğrencilerimiz okullarına devam edecek. Bunun sebebi biz miyiz' dedi. 14 bin 666 kişilik yurtlarımızın yüzde 83’ü boş. Hal böyle olunca, o depremzedemizin söylediğinden yola çıkarak biz üniversitelerimizi açmalıyız. Lütfen yeniden değerlendirme yapın, hızlıca üniversitelerimizi açın. Çocuklarımızı üniversiteler ve yurtlarıyla buluşturun. Yurtlardaki birçok öğrencimizin, eşyaları alelacele torbalara ve çuvallara konularak kapı önüne koyuldu. Çok büyük kargaşalar, mağduriyetler yaşadı. Birçok veli beni aradı. Öğrencilerimiz mağduriyet yaşadı. Trabzon bir üniversite kenti. Bu şehirde birçok esnafımız var. Her meslekten, binlerce insan üniversitenin açık olmasıyla ekmek yiyor. O misafirlerimizi başka yerde ağırlayabiliriz. Zaten az miktarda yurtlarda misafirimiz var ama ne olur üniversitelerimizi açalım.”
"AKP DEMEK KENTSEL DÖNÜŞÜM MAĞDURLARI DEMEKTİR"
Deprem sonrasında yandaş medyada iktidarın hiç suçu yokmuş, bütün kusur muhalefetteymiş gibi algı yaratıldığını kaydeden Kaya, “Kentsel dönüşüme karşı çıkılmasa bu olmazdı dediler. Bundan ben de nasibimi aldım. Ben demişim ki; 'AKP demek kentsel dönüşüm mağdurları demektir' sözümden beni suçlu yaptılar. Yanı başımızda Çömlekçi var. 2009 yılında bu şehrin insanına Çömlekçi kentsel dönüşüm sözü verildi. 15 yılda bir arpa boyu yol aldık. Bende 2018 yılında çömlekçiyi kastederek bunları söyledim. Oradaki hak sahipleri büyük mağduriyet yaşadı. Buna ilişkin konuştum. Vatandaşı mağdur etmeyin vatandaşın hakkını verin dedim. Ben çömlekçiyi dedim onlar Maraş'ı göstererek olayı çarpıttı."
14 Mayıs’ta yapılacak seçimleri de değerlendiren Kaya, “Bu seçimleri kazanacağız. Bu seçimleri üç aşağı beş yukarı kafamda yaptığım hesapla yüzde 61 ile kazanacağız. İçime öyle doğdu. Hem plakamızı hem de tarih yazacağız” dedi.
