2/4780 esas sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM Sanayi Komisyonu’ndan 75.torba teklif olarak geçti. CHP’nin, komisyonda zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını ilişkin maddesini çıkarttırtmasına karşın toplu iş sözleşmeleri ve limanların yanı sıra OHAL mağduriyetlerini sürdürecek önerilere ilişkin maddeler komisyondan geçerek Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’na bırakıldı.
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Komisyon’da Anayasa’ya çok yönlü aykırı maddelerin bulunmasının yanı sıra, sabaha karşı getirilen bir önergeyle de; Hazine ve Maliye Bakanı’nın bulunmadığı görüşmeler sırasında, Saray tarafından yürütmeye kaynağı nereye gideceği bilinmeyen 200 milyar liraya kadar ek borçlanma yetkisi verildiğini belirterek, seçilmişlerin yetkilerinin atanmışlar eliyle, bir kez daha, göz göre göre gasp edilerek, yine bir servet transferi sağlandığını söyledi.
Komisyonda konuşan Kaboğlu; 14 maddelik teklifle, 8 kanunda değişiklik yapan torbanın “hetoroklit” şeklinin yanı sıra; mahkeme kararlarına karşın getirilen maddelerinin yanında son dakika getirilen borçlanma yetkisiyle de artık bu önerinin “korsan” torbaya dönüştüğünü söyledi.
"DANIŞTAY VE ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINA UYULMUYOR"
CHP’nin limanlara ilişkin düzenlemeye karşı açtığı iptal dava sonucunda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararına karşın, limanlarla ilgili aynı mahiyetteki düzenlemeyi dördüncü kez getirmekteki ısrarın bir Anayasa suçu olduğunu belirten Kaboğlu, benzer şekildeki teklifin toplu sözleşmelerle ilgili 11 ve 12 inci maddelerinin de Danıştay kararlarına rağmen kabul edilmesini de şöyle değerlendirdi:
“2 milyona yakın sendika üyesi kamu görevlisi bulunuyor. Bunların tamamı toplu sözleşme ikramiyesi alıyor. Eğer teklifteki bu düzenleme yürürlüğe girerse, 400 bin kamu görevlisinin üç ayda bir aldığı tutar 707 liradan 250 liraya inmiş olacak. Oysaki, Danıştay kararında aynı hizmet iş kolunda çalışıp aynı işi yapan kamu görevlileri arasında farklı sendikaya üye oldukları için eşitsizlik yaratılmasının Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bununla birlikte getirilen düzenleme, Anayasa madde 51 sendika kurma, madde 53 toplu sözleşme, madde 55 ücrette adalet ilkeleri, madde 10 ayrımcılık yasağı ve madde 13 hakkın özüne dokunup dokunmadığıyla da ilgili olup; bu teklif yasalaşırsa, ayrımcılık yasağının delinmesi ve dolayısıyla eşitsizliğin arttırılması söz konusu olacaktır. Ayrıca insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeler ile yasalar arasında çatışma ortaya çıktığı zaman uluslararası sözleşmelerin önceliği ve üstünlüğü vardır. Bu konuda 151 No.lu ILO sözleşmesi otuz yıllık bir belgedir ve 2004 değişikliğine göre yasaların önüne geçirilmiş bulunmaktadır.” dedi.
"OHAL KOMİSYONU ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI"
İbrahim Kaboğlu, teklifin 10’uncu maddesinin görev süresi sona erdikten sonra OHAL Komisyonu’nun yetkilerinin çeşitli kamu kurumlarına devredilmesine ilişkin olarak; aslında Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun çalışmalarının yıllara yayılması, iade ve red kararlarındaki çelişkiler ve bunların yol açtığı mağduriyetlerin belirlenebilmesi ve giderilebilmesi amacıyla TBMM’de bir komisyon kurulması gerektiğini belirterek şöyle davam etti:
“OHAL KHK’leri ek listelerine isimlerini eklenmek suretiyle kamudan uzaklaştırılan ve kısıtlanan, birçok hak ve özgürlükleri ile birer sivil ölü haline getirilen mağdurların mahkemeye erişim hakları kısıtlanmıştı. Binlerce mağduru, adeta gaz odası işlevi gören ve iki yıllığına kurulan OHALİİK önünde 6 yıldır bekleten kanuna eklenen madde ile başvurusu sonuçlanmayanlara ilişkin kararların ilgili kurumlarca verilmesi öneriliyor. Kamu görevinden hukuk dışı şekilde çıkarılmasına neden olan kuruma iadelerine sen karar ver deniliyor. Ağaç kabuğu yesinler denilen mağdurların, haklarını araması sürekli olarak engellenmek isteniyor. Oysa, iki yıllığına görevini tamamlaması gereken Komisyon’un görev süresi daha sonra dört defa uzatıldı ve hala sonuçlanmayan başvurularla insanların mağduriyetleri devam ediyor. Kaldı ki, bu başvurulardan sonra da yargı süreci özel yetkili idare mahkemeleri ile kitlenmiş durumdadır. 15 Temmuz darbe girişimini siyasi fırsatçılığa çeviren ve ülkeyi tek kişi yönetimine mahkûm eden Cumhur İttifakı, hukuksuzluklarını sürdürmekte ısrar ediyor.” dedi.