İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında; Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin ve “ihaleye fesat karıştırma” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün; İstanbul Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. İmamoğlu hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasının istendiği ve “siyasi yasak” talep edilen davanın duruşması, 30 Kasım'a ertelendi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yaptı. Günaydın, şunları söyledi:
“EKREM İMAMOĞLU’NU YARGILAMAYA DOYAMIYORLAR”
“Bir Ekrem İmamoğlu duruşmasından daha çıktık. Ekrem İmamoğlu’nu yargılamaya doyamıyorlar. Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın ilk yıllarında ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla bir soruşturma yürütülmüştü. Burada Danıştay, soruşturma iznini iptal etmişti. Çünkü iddiaların tümü geçerli değildi. Buna karşılık, 2020 yılından itibaren Süleyman Soylu yönetimindeki İçişleri Bakanlığı tarafından İBB’ye gönderilen mülkiye müfettişleri bu davayı yeni bir forma dönüştürdüler. Hazırladıkları müzekkereyi Savcılığa yollayarak, Savcılığın incelemesini sağladılar ve bir iddianame düzenlenerek bugün ilk duruşmasını yaptık. İlk duruşmada Ekrem İmamoğlu ile beraber Beylikdüzü Belediyesi’nde çalışan arkadaşlarımız da yargılandılar.
“BÖYLE BİR İDDİANAME DÜZENLENEMEZ”
Sorulara verdikleri cevaplar şudur; İddia ettiğiniz gibi ihale dosyasında baştan olması gereken belgelerin yokluğu söz konusu değildir. Çünkü zarf açma tutanağında bunu net olarak görebilirsiniz. Ayrıca sonradan sunulması gereken belgeler, önceden sunulması zorunluymuş gibi sunulamaz. Böyle bir iddianame düzenlenemez ve nihayet 250 bin liralık kamu zararına uğratma iddiasına yönelik de arkadaşlarımız dediler ki, ‘o yılda asgari ücrette önemli ölçüde bir artış olmuştu, dolayısıyla bu yansıtıldı. Herhangi bir kamu zararı da söz konusu değildir.’
“DURUŞMA 30 KASIM 2023 TARİHİNE ERTELENDİ”
Hukuki durumu böylece özetleyelim. Orta yerde bir suç yoktur. Olmaması gereken bir iddianame ve yapılmaması gereken bir yargılamanın ilk duruşmasından çıktık. Duruşma 30 Kasım 2023 tarihine ertelendi. Ancak ifade edelim ki Ekrem İmamoğlu bu duruşmada ya da bu ihalede ita amiri değildir. Herhangi bir şekilde imzası yoktur. Dolayısıyla bu duruşmanın, bu davanın içerisine Ekrem İmamoğlu’nun dahil edilmeye çalışılması da bir hukuki garabetten ibarettir.
“YENİ BİR SİYASİ YASAK GETİRME ÇABASI İÇERİSİNDELER”
Peki iddianamede hakkında ne istiyorlar? 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve yeni bir siyasi yasak getirme çabası içerisindeler. Tabloyu elbette takip edeceğiz. Ancak bilmeliyiz ki sevgili dostlar bu Ekrem İmamoğlu hakkında açılan davalar demetinin yalnızca bir son halkasıdır. Biliyorsunuz daha evvel ‘ahmak’ davasından dolayı kendisine, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasaklılık verilmiştir. Bu süreç halen istinaf mahkemesinde beklemekte ve bu aşamadadır. Ardından da hakkında yürütülen bir terör soruşturmasının hala kovuşturmaya dönmemiş hali vardır. Buradan da bir itibar suikastı yapılarak, peş peşe buna benzer davaların, ihale bazlı davaların gelebileceğini değerlendiriyoruz. Burada hukukçu arkadaşlarım, elbette hukuki değerlendirmeyi yaparlar, yapıyorlar. Ama bilinmelidir ki bu bir siyasi kumpas davasıdır. Açanların elinde patlayacaktır.
“TÜRKİYE’DE BU YOLLAR DENENMİŞTİR HER ZAMAN DENEYENİN ELİNDE PATLAMIŞTIR”
Süleyman Soylu, İçişleri Bakanlığı’ndan alınmıştır. Yerine İstanbul Valisi Ali Yerlikaya getirilmiştir. Bugün İçişleri Bakanlığı’nın avukatı davaya müdahil olma talebinde bulunmuştur. Ali Yerlikaya’nın temsil ettiği Bakanlığın bu avukatın talebi bugün mahkeme tarafından kabul edilmiştir. Bu andan itibaren İçişleri Bakanlığı bu davaya Bakanlık adına ve elbette sanıklar aleyhine olmak üzere davadan zarar gördüğü iddiasıyla müdahil olmuştur. Şimdi herkese soralım. İçişleri Bakanlığı’nın burada acaba bir ihaleye fesat karıştırma iddiasında, 250 bin lira kamu zararına uğradığı iddia edilen bir durumda ne gibi bir müdahale ve davadan zarar görme durumu ve hakkı vardır? Bütün bunlar sürecin siyasi yürüdüğünün en açık işaretleridir. Bir kez daha ifade ediyorum ki, Türkiye’de bu yollar denenmiştir. Bu yollar da her zaman deneyenin elinde patlamıştır.”
CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer ise davaya ilişkin şunları söyledi:
“Duruşmada Ekrem Başkanımızın avukatlarından, Avukat Kemal Polat, Avukat Nusret Yılmaz savunma yaptılar. Diğer sanıkları temsilen de hukukçu arkadaşlarımız, Avukat Gencer Bey savunmalarını yaptılar. Bir sonraki duruşmaya Başkanımızın katılıp katılmayacağı ile ilgili şu an net bir şey söyleyemeyiz. Celse arasında da bir savunma verebilir. Bu konu hakkındaki takdiri hukukçu arkadaşlarımız yapacaktır. Başkanımızla konuşup ona göre hareket edeceklerdir.
“BU BİR HUKUK GARABETİDİR”
Bizim özel olarak takip ettiğimiz bir alan değil. Biz işin hukuki boyutunu, siyasi boyutunu takip ediyoruz. İhale yetkilisi olmayan, harcama yetkilisi olmayan bir Belediye Başkanı’nın, 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı iken gerçekleştirilmiş bir ihaleyle ilgili çok ilginçtir ki, 2020 yılında yürütülen bir soruşturmayla ve yine çok ilginçtir ki 2 sene savcılıkta bekletilip 2022 yılında yazılan bir iddianameyle açılan bir davayı biz de takip ediyoruz. Bu bir hukuk garabetidir ve daha önce olduğu gibi bunları kullananların ellerinde patlayacaktır.”