CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Madenciliğin, Türkiye Varlık Fonu'na (TVF) bağlanmasına tepki gösterdi. Başarır, ''Ülkemizdeki tüm madenlerin işletmesi devletimize ait kurumlarımız tarafından yapılsın. Bunun için yeterli kurumlarımız da mevcut. Maden Holding kılıfı altında ülkemizdeki madencilik arama ve işletme faaliyetlerinin yandaş firmalara verilmeyeceğinin bir garantisi var mıdır?'' ifadelerini kullandı.
Başarır'ın açıklaması şöyle:
''Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı 'Yeni Ekonomi Programı’na göre; “Türkiye Varlık Fonu (TVF), 3 yıllık dönemde Milli ekonominin güçlenmesinde önemli rol üstlenecek. TVF, petrokimya, madencilik ve yerli kaynağa dönük enerji üretim alanlarında özel sektör ve doğrudan yatırımcı işbirliklerine dayanan sabit sermaye yatırımlarında yer alacak” denildi.
TVF’ye bağlı olarak kurulan Maden Holding bu kapsamda tüm madencilik faaliyetlerinin tek çatı altında toplanmasını sağlayacaktır.
İlk bakışta her ne kadar Maden Holding çatısı altında madencilik faaliyetlerinin yapılacağı anlaşılsa da TVF’ye bağlı bulunan Maden Holding sayesinde çok rahat maden ruhsatları, ÇED raporları alınabilir ve bir başka firmaya işletme hakkı verilebilir. Bu durumda da Maden Holding’in almış olduğu maden ruhsatlarını hangi firmalara devredeceğini tahmin etmek zor değil.
Sonuçta Türkiye Varlık Fonu’nun başında Recep Tayyip Erdoğan ve Başkan vekili olarak da damadı Berat Albayrak bulunmaktadır. Büyük devlet ihalelerinin hangi şirketlere daha çok verildiğini (Cengiz, Limak, Kolin, Kalyon, Makyol vb.) tüm kamuoyu biliyor. Söz konusu şirketlerin AKP döneminde nasıl büyüdükleri ortadadır. Bu zamana kadar yapılan ihale anlayışlarında devlet çıkarı değil şirket çıkarı esas alınmıştır. Bu konuya ilişkin “Devletten En Çok İhale Alan Firmalar ve Usulsüzlükler” adlı hazırladığımız raporda detaylıca inceledik.
Gönül isterdi ki ülkemizdeki tüm madenlerin işletmesi devletimize ait kurumlarımız tarafından yapılsın. Bunun için yeterli kurumlarımız da mevcut. Maden Holding kılıfı altında ülkemizdeki madencilik arama ve işletme faaliyetlerinin yandaş firmalara verilmeyeceğinin bir garantisi var mıdır? Burada yanıtlanması gereken soru budur.''