CHP’li Başarır konuşmasına, “bir muhalefet partisi milletvekili olarak değil bir baba olarak konuşmak istiyorum ve buradaki paylaşacağım bilgilerin, eleştirilerin hepsinin de ortak olarak anlaşabileceğimiz konular olduğunu düşünüyorum” diyerek başladı.
Başarır konuşmasına şöyle devam etti:
Pınar'ın anne ve babasının yerine kendimi koyuyorum. Evet, yine bir kızımız, evladımız katledildi. Maalesef kadın cinayetlerinin, kadına şiddetin önüne bir türlü geçemiyoruz. Pınar, hayalleri olan, geleceğe ilişkin düşleri olan bir kızımızdı ama bir cani tarafından katledildi. Evet, hepimiz milletvekiliyiz ama aynı zamanda anne ve babayız. Ben bir an için -2 kızım var- o anne ve babanın, Pınar'ın anne ve babasının yerine kendimi koyuyorum. Bir çocuk dünyaya geliyor, sevinçle kucağımıza alıyoruz, evimize getiriyoruz, yürümesini, konuşmasını, ilk karnesini anlarıyla yaşıyoruz, lise sınavında, üniversite sınavında biz o okulun kaldırımında oturuyoruz ve daha sonra bir psikopat geliyor canımızı alıyor. Gerçekten kabul edebilecek bir durum değil, Rabb'im kimseye evlat acısı vermesin.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ TARTIŞILACAK BİR KONU DEĞİL'
Değerli milletvekilleri, bunu beraber de çözebiliriz, bu sorun Meclisin sorunu. Burada tartışacak, ayrışacak hiçbir konu yok. Kadın cinayetleri, kadına şiddet hepimizin içini yakan bir durum, hepimizin; bunda hiçbirimiz ayrılmıyoruz. İstanbul Sözleşmesi tartışılacak bir konu değil, çok yakın bir zamanda bu anlaşma yapıldı, hatta bu Meclisin iradesiyle bunun daha da üzerine çıkmak zorundayız. Bence yarın Adalet Komisyonu toplanmalı.
'TÜRK CEZA KANUNU'NUN 82 VE 87. MADDELERİNDEKİ GEBE KELİMESİ KALDIRILMALI'
Değerli milletvekilleri, bakın, Türk Ceza Kanunu 82'nci maddesinin (f) bendi ne diyor? "Cinayetin gebe olduğu bilinen kadına karşı işlenmesi hâlinde." diyor. Burada "gebe" sözcüğünü çıkardığımız zaman "kadın" kalıyor. Gerek yok bence, kadına karşı işlenen cinayetin cezası ağırlaştırılmış müebbet. Çıkartabiliriz, çok basit bir şekilde. Yine 87'nci maddedeki yaralama suçunda "gebe" kelimesini çıkarttığımız zaman "kadın" kalıyor.
Diğer bir durum, İnfaz Yasası'nı değiştirelim. Bakın, nitelikli cinsel suçlar, kadın cinayetleri, terör, nitelikli uyuşturucu suçlarındaki infaz, alınan cezanın tamamı olsun. Anayasa'daki af maddesini de buna göre düzenleyebiliriz. İnsanlık adına suçları belirleriz, bu suçların affının bile teklif edilmeyeceğini maddeye koyarız. O zaman af tartışması da olmaz; bunu yapmak zorundayız, bunu biz beraberce yapabiliriz. Gerçekten, bunu dünyaya, bunu kendimize, vicdanlara anlatamıyoruz, ben kendime anlatamıyorum. Ben evlatlarımızın geleceğinden gerçekten endişeliyim. Neden? Neden çocuklar ölüyor, neden kadınlar ölüyor? Biz ne duruma geldik? Nerede yetişiyor bu insanlar? Burada hepimiz ortak bir akılla, ortak bir iradeyle yapmak zorundayız; bu, AK PARTİ'nin de CHP'nin de HDP'nin de MHP'nin de İYİ PARTİ'nin de bir sorunu. Toplanmalıyız, derhâl Ceza Kanunumuzu, ailenin korunması, şiddetin önlenmesiyle ilgili yasalarımızı, Anayasa'mızı değiştirmek zorundayız.
Bakın, gerçekten sosyal medyada insanlarla da konuşuyoruz, yorumlara da bakıyorum. Sabahtan beri başım ağrıyor, kendime gelemiyorum, insanlar infial hâlinde. Biz Meclis olarak görevimizi yapmak zorundayız, gerekeni yapmak zorundayız, biz yapalım. Doğru, bunun eğitim ve kültürel boyutu da var tabii ki, bu boyutu da var ama Meclis en azından Ceza Kanunu'ndaki, yasadaki tüm eksiklikleri gidermek zorunda. Belki "Bu maddeler eşitlik ilkesine aykırı." diyeceksiniz, Anayasa'yı da değiştireceğiz, değiştirmek zorundayız.
Maalesef durum bu. Bunun önünü alamıyoruz. Yasaların buna uyumlu hâle gelmesi gerekiyor ve bunu hep beraber başaracağımıza inanıyorum, saygılar sunuyorum.