BIST 100 9.652 DOLAR 34,69 EURO 36,74 ALTIN 2.956,90
9° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

CHP’li Aydoğan “Sekreterinizi İstanbul’un üzerinden çekin!”

CHP’li Aydoğan “Sekreterinizi İstanbul’un üzerinden çekin!”

CHP’li Aydoğan İBB’ye yönelik engellemelere karşı merkezi yönetimi sert bir dille eleştirdi. TBMM’de basın toplantısı gerçekleştiren Aydoğan “Büyükşehir belediyeleri ellerinden gidince kaybettikleri pastayı belediyelerin elindeki alanı küçülterek yeniden elde etmeye çalışıyorlar.” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Avukat Turan Aydoğan TBMM’de yaptığı basın toplantısıyla İBB’ye yönelik engelleri tek tek sıraladı. Aydoğan, “Ekonominin feci durumundan İBB mi sorumludur? Merkez Bankası'nı İBB mi yönetiyor? Faiz oranlarını İBB mi belirliyor? Belediyeler para mı basıyor? Dış politikayı belediyeler mi belirliyor?” dedi.

Bugün İstanbul milletvekili olarak bir İstanbul masalının bir kısmından bahsedeceğim size. Merkezi idarenin kedinin ciğere baktığı gibi bir yer İstanbul Belediyesi şu anda. 11 büyükşehir belediyesine son seçimlerde ‘büyük balığı elimden kaçırdım’ şeklinde kaçırdığını düşünen merkezi idare, bu 11 belediyeyle birlikte birçok belediyelerimize, vatandaşa verecek olduğu hizmetleri engellemek için elinden geleni yapıyor.

BU BASIN TOPLANTISI BİR İSYAN VE BİR BAŞKALDIRIDIR

Peşinen şunu söyleyeyim. Bu basın toplantısı bir yakınma değildir. Bu basın toplantısı bir sızlanma değildir. Bu basın toplantısı İstanbul milletvekili olarak, İstanbul halkının hakkının aranmasıdır. İstanbul halkına yapılan adaletsizliğe karşı İstanbul halkıyla beraber bir isyan ve bir başkaldırıdır.

Şimdi merkezi idarenin 2019 yılından sonra elinden kaçırdığı belediyelere ve özelde de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yaptığı zulmü konuşalım.

Vatandaşımız bir defa şunu bilsin; iktidarın kontrol ettiği tüm kamu kaynakları İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Cumhuriyet Halk Partili belediyelere hemen hemen tümüyle kapatılmış vaziyette. Belediyelerimiz ne yapıyorlarsa kendi öz kaynaklarıyla yapıyorlar. Bunun farkında olan iktidar sözünü ettiğimiz öz kaynakların bitirilerek belediyelerimizin zorda kalmasına neden olacak uygulamalar yapıyor. Siyaseten yarışmak yerine kendisine demokrasinin kurallarıyla teslim edilmiş olan yetkileri kötü niyetli olarak kullanıyor.

NELER YAPIYOR MESELA?

İBB'nin mülkiyetinde olan gayrimenkulleri, varlıkları, yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki çoğunluğuna dayanarak kendi ilçe belediyelerine fütursuzca aktarıyor. Aynı şekilde merkezi idare kendi almış olduğu kararlarla beraber İBB'de olan bazı özel yerleri de vakıflara peşkeş çekiyor. Mesela bunlarla ilgili örnekler vereyim; Galata Kulesi, Gezi Parkı, Şerefiye Sarnıcı, Cankurtaran Magnur Sarayı gibi taşınmazlar, Vakıflar Müdürlüğü'ne devrediliyor. Gezi parkıyla ilgili devredildiği tarihi bilirsiniz. İstanbul'un kent güzelliğini ortaya çıkarmak için İBB Gezi Parkı'nın olduğu bölgeye özel bir plan yaptı ve halka oylattırdı. Halkın beğendiği planı uygulamak için harekete geçecekken Gezi Parkı'nın tasarrufu İBB'nin bir düzenlemeyle elinden alındı. Bu İstanbul halkına ihanettir işte.

EĞER GEREKLİYSE 25 YIL BOYUNCA NEDEN YAPMADIN?

Yandaş vakıflara 847 milyon liradan fazla yardım yaptılar kendi dönemlerinde. O kanallardan da kendilerini finanse ettiler. İstanbul'daki musluk kapanınca hasmane davranışlar bu şekilde ortaya çıkmaya başladı. Büyükşehir belediyeleri ellerinden gidince kaybettikleri pastayı belediyelerin elindeki alanı küçülterek yeniden elde etmeye çalışıyorlar. Büyük şehirlerden alıp ilçe belediyelerine veriyorlar. Bu taksimi büyükşehir belediyesi Adalet ve Kalkınma Partisi'ndeyken yapmadılar. Eğer gerekliyse 25 yıl boyunca bu değişikliği yapmayan insanların bugün yaptıklarına iyi niyetli diyebilir miyiz? Eğer büyükşehir belediyeleri ellerinde kalsaydı belki de tasarruf alanlarını çok daha genişleteceklerdi. Ama şimdi tam tersini yapıyorlar. Ne demiş büyük üstat Necip Fazıl ‘Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa’ ama buradan sesleniyorum. Bu arkadaşlarımız kurt değil. Bizi de asla kuzu bellemesinler.

MERKEZ BANKASI'NI İBB Mİ YÖNETİYOR?

Erdoğan iktidarında mazota son bir yıl içerisinde yüzde 235 zam yapıldı. İBB'nin AK Partili ve MHP'li meclis üyeleri nedense bunu görmezden geliyorlar. Kendi içinde bulundukları kuruma ihanet etme pahasına, merkezi iktidarın kötü ekonomik yönetiminin yaratmış olduğu zamlar, enflasyon ve vatandaşı zora sokan tabloda kalkıp oluşan bütün maliyetin İBB tarafından sübvanse edilmesini istiyorlar. Yiğitlerse merkezi idarenin sübvanse edilmesini istesinler. Çünkü zaten merkezi idarenin bünyesindeki birçok bakanlığın belirlediği ve mevcut mevzuata göre İETT ve birçok toplu taşıma kuruluşu bedava taşımacılık yapıyor. Yıl içerisinde milyarlarca liralık bedava taşımacılık yapıyor. Eğer gerçekten adaletli, hakkaniyetli bir merkezli yönetim var ise bu taşımacılığın sübvanse edilen kısmını kendi üzerine alması gerekiyor.

Toplu taşımada yapılan zamdan İBB mi sorumludur bu koşullarda? Ekonominin feci durumundan İBB mi sorumludur? Merkez Bankası'nı İBB mi yönetiyor? Faiz oranlarını bu akıl dışı uygulamalarıyla ortaya koyan iktidar yerine İBB mi belirliyor? Belediyeler para mı basıyor? Dış politikayı belediyeler mi belirliyor?

ÖTV VE KDV'Yİ KALDIRIN

Ülkeyi olağanüstü bir çıkmaza sokan, merkezi iktidar yapmış olduklarını görmezden getirecek modeller uygulayarak belediyelerimizi iflasa sürüklemenin yolunu arıyor. Beceremeyecekler. Bizim belediyelerimiz akıllı insanlar tarafından yönetiliyor. Hakkaniyetli, adaletli insanlar tarafından yönetiliyor. Zaten o kadar hakkaniyetli, adaletli, akıllı, halkın sevdiği projeleri olan ve doğru olan insanlar olmasaydı yerel seçimlerde halkımız iktidara taşımaz, bugün de taşıdığı oranların üzerinde oranlarla hala arkasında duruyor olmazdı.

İBB'nin toplu taşımaya yapmak zorunda kaldığı zammın içinde ne var biliyor musunuz? Yalnızca yakıt ve otobüslerin bakımı, maaş, ücret ve diğer giderler yok. Aynı zamanda içinde merkezi idareye giden ve gün geçtikçe artan vergiler ve ek vergiler var. Bu sorun olmasın, bu sorun oluşmasın diye bendeniz de dahil olmak üzere arkadaşlarımız kanun teklifleri verdik. Dedik ki toplu taşıma işinde ÖTV ve KDV'yi kaldırın. Ha kaldıramıyorsanız yüzde bire indir bakın bunu yapsalardı İstanbul'da toplu taşımaya İBB zam yapmak zorunda kalmayacaktı. Kötü niyetliler, ellerini taşın altına koymak yerine taşı belediyelerimiz üzerine yıkmaya çalışıyorlar. Yapacakları tek bir şey vardı. Vatandaşın hakikaten nefes almasını istiyorlarsa bu zamların önüne geçecek şekilde ÖTV ve KDV düşürecektik ya da kaldıracaktık toplu taşımada ve bu sorun çözülecekti. Hodri meydan; eğer İstanbul’u düşünüyorlarsa, eğer Türkiye halkını düşünüyorlarsa, eğer toplu taşımada bu kadar yük oluşmasın, halkımızın üstüne de bu kadar ilave yük yansımasın istiyorlarsa hala bunu yapabilirler. Yiğitlerse bu alana onları davet ediyoruz.

İSTANBUL'U MEŞGUL ETME BAKANLIĞI

Anayasanın 126. ve 127. maddesi merkezi yönetimin ve yerel yönetimin yetki alanlarını düzenliyor. Anayasanın 104. maddesi de Sayın Cumhurbaşkanı’na kurumlar arasında koordinasyon görev ve yetkisi veriyor. Son günlerde İBB ile uğraşma bakanlığına dönmüş olan bir Ulaştırma Bakanı var. Ulaştırmayla ilgili hiçbir şey yapmıyor. Bakanlığının bütçesi burada kuşa çevrilirken seyretti. İstanbul'u karıştırmakla mükellef bakan görevi yapıyor.

Ne yapıyor?

UKOME'ye sokmuş olduğu adamlarla beraber İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni ve İstanbulluyu zorda bırakacak uygulamalar yaptırıyor. UKOME'nin yapısını değiştirerek daha önce belediye bürokratlarından oluşan ve yöreyi bilen insanların alacağı kararlarla trafiği rahatlatacak olan bir kurumu kendilerine bağladılar. Ankara'dan atadıkları kişilerle çoğunluğu sağladılar. İstanbul'un hiçbir caddesinin adını bile bilmeyen. Aile Bakanlığı bürokratı gibi alakasız bürokratlarla beraber burada çoğunluğu sağlayarak İstanbul'u karıştırmanın yolunu arıyorlar. Ve bu bakan dönem dönem çıkıyor, fütursuzca İstanbul'a dil uzatıyor. Kendisinin en büyük kariyeri, İstanbul'da genel sekreter yardımcılığıdır AK Parti döneminde, o dönemle alakalı da hakkındaki yolsuzluk dosyası İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından savcılığa gönderildi. Ve Belediyenin yaptığı diğer soruşturmalara İçişleri Bakanlığı el koydu. İstanbul'da olduğu dönemde henüz ihaleyi almamış olan firmaya para verecek kadar cüretsiz davranan bir bakan, İstanbul'u meşgul etme bakanlığı görevini yapıyor.

Buradan Sayın Cumhurbaşkanı'na çağrıda bulunuyorum. Anayasanın 104. maddesi kamu kurumları arasındaki koordinasyon görevini size yüklüyor. Zaten yeni Anayasamızda bakanlıklar diye bir şey yok. Bu bakanlar sizin sekreterleriniz. Sekreterinizi İstanbul'un üzerinden çekin lütfen. İstanbul'a engel olmaktan vazgeçsin. İstanbul kaderini tayin edecek kadar güçlü bir yerel iktidara sahip, İstanbul'a tacizkar davranışlarda bulunduğu sürece karşılığında yanıtını da alacaktır.

SİZ DE KREŞ YAPIN BULUNDUĞUNUZ BELEDİYELERDEN

İstanbul'da kreş yapılmak isteniyor. Büyükşehir Belediyesi halka söz verdi, bir kısmını da şu anda faaliyete geçirdi. Bazı semtlere kreş yapmak istiyor, Adalet ve Kalkınma Partisi ve MHP'li meclis üyelerinin kararıyla engelleniyor. Anlaşılabilir bir şey midir bu sayın basın mensupları? Halk çocuklarını kreşe bırakıp işine gitmek isteyecek. Siz belediye meclisinde çoğunluğuyla kreş yapmayı engelleyeceksiniz. Milyonlarca lira olan özel temsilcilere karşı halkı rahatlatacak olan kreşlerin yapılmasını engelleyeceksiniz. Doğrusu şu, siz de kreş yapın bulunduğunuz belediyelerden. Siz de halkın refahına çalışın. Ama yeni bir model oluştu artık. Eskiden çalıyor ama çalışıyorlar denilirdi. Çalışmaz idiler. Şimdi çalışıyorlar ama çalışanları engellemeye çalışıyorlar.

KENTSEL DÖNÜŞÜM

Kentsel dönüşüm reklamları dönüyor televizyonlarda. İBB diyor ki gelin kentsel dönüşümle alakalı ‘çatı katı’ dahil hem müteahhiti hem arazi sahiplerini rahatlatacak bir proje geçirelim. ‘İstemezük’ diyorlar. Niye? Çünkü yukarıdan talimat öyle geliyor. Kendi iradeleri yok. Talimatla beraber engelleme işi yapıyorlar.

PERONEL ALIMI

Yine bu iktidarın ekonomi politikalarının sonucu olarak İstanbul'da İETT'yle ilgili sözleşmeli mevcut personelin devamı, yeni ve boş kadrolara yeni sözleşme personel istihdamını içeren raporun personel alımı kısmı AKP'li ve MHP'li belediye meclis üyelerince rapordan çıkarttırılıyor. Aslında bir taşla iki hizmeti birden öldürüyorlar. Hem vatandaşın istihdam edilmesini, iş sahibi olmasını, karnının doymasını engelliyorlar. Hem de hizmetin kaliteli verilmesini, verimli verilmesini engelliyorlar.

YÜZLERCE İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ

Ama bu arada ne yaptılar biliyor musunuz? Yüzlerce imar planı değişikliği yaptılar. Yattıkları yerden yaptılar. İstanbul halkının hakkını yine sanıyorum belli rantiye merkezlerine peşkeş çekiyorlar. Bunların da takipçisi olacaksın.

İBB SOSYAL BELEDİYECİLİK ANLAYIŞIYLA BÜTÜN ENGELLEMELERE RAĞMEN İSTANBULLUYA EKMEK ULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR

Talepler üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi çoğunlukla 142 yerde Halk Ekmek bayii açtı. Aslında bunlar da açtırmayacaktılar da çok büyük tepki gördüler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu açılan Halk Ekmek büfelerini, daha çok şehit ve gazi yakınlarına ve engellilere tahsis etti. Onlar tarafından yürütülen bir işletmenin yeri geldi elektriğini kestiler. Yeri geldi soğukta bıraktılar o insanları. Ve hakikaten İstanbul halkına eziyet ediyorlar, etmeye devam ediyorlar. Her şeye rağmen bugün İstanbul'da 2.3 liradan ekmek satılıyor ise milyonlarca, yine ramazan pidesi 3 liradan İstanbul'da vatandaşa milyonlarca ulaşıyor ise rahmetli belediye başkanımız sosyal belediyeciliğin öncüsü Ahmet İsvan'ı buradan rahmetle anıyorum. Huzur içinde uyusun, mekanı cennet olsun. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu sosyal belediyecilik anlayışıyla bütün engellemelere rağmen İstanbulluya ekmek ulaştırmaya çalışıyor. Ekmeğe bile ellerini sokup engelleyen bir yapıya rağmen.

Yine İBB iştiraki KİPTAŞ kanalı ile İstanbul'da kullanıma hazır olan atıl durumda kalmış bazı konutlar hem yıpranmasın hem işe yarasın diye İBB tarafından belirlenecek ihtiyaç sahiplerine kiralanması, yardım olarak verilmesi ve satılması yönündeki bir öneriyi engellediler. El, kol bağlayarak bir yere varacaklarını zannediyorlar.

KENDİ TIRNAĞINI KENDİ MAKASIYLA KESEN İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin metro için Maliye Bakanlığına göndermiş olduğu, kamu yararına yatırımdır diye onay alacak olduğu, dış krediyle taçlandırmış olduğu projeleri bir yıla yakın beklettikten sonra askıya aldılar. Engellediler. Buna rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi merkezi idarenin çok çok altında Euro bazında borçlanma yaparak şu anda dünyada en fazla metro yapan, on tane metro inşaatını devam ettiren bir belediye olarak hizmet veriyor. Artık onu engelleyecek bir yanları yok. Çünkü kendi tırnağını kendi makasıyla kesen İstanbul Büyükşehir Belediyesini bu saatten sonra bu şekilde de engellemeye kalkar iseler oturdukları yerden sadece ‘engelci’ adını alacaklar.

YOLSUZLUK DOSYALARI

İBB Teftiş Kurulu geçmiş dönemde 40’a yakın yolsuzluk dosyası üzerine çalıştı. Dosyalar yargıya taşınmaya başlandı ama bunu duyan İçişleri Bakanlığı dosyalara el koydu. Yargıda bloke etti. Üzerlerine gizli karar koyuldu. İBB'nin yolsuzluklarıyla alakalı dosyalar yargıda yatıyor. Devri iktidarımızda eğer bu yatan dosyalarla alakalı özel bir ihmal, kötü niyetli bir bekletme varsa, eğer yargı kanalıyla hesabını sormazsak namerdiz. Buradan duyuruyorum.

25 YILLIK İKTİDARI BOYUNCA AKLINA GETİRMEDİ

Danıştay belediyelerin iştiraki olan şirketlerdeki belediye tüzel kişiliği temsilcilerinin değiştirilmesi yetkisini bu kardeşlerimizin 25 yıllık iktidarı boyunca aklına getirmedi. Biz büyükşehir belediyelerini aldıktan sonra bu yetkiyi belediye meclisine verdi.

AVM'lere ruhsat verme yetkisini büyükşehir belediyelerinden alarak ilçe belediyelerine verdiler. Hani diyor ya Sayın Cumhurbaşkanı, ‘çok sevdiğim İstanbul’ İstanbul biraz daha tecavüze uğrasın diye AKP'li ilçe belediyeleri kanalıyla taş yığınlarını gözümüze soka soka devam ettirme istekleri var. Oradan oluşturdukları rant ile siyaset yapma istekleri var. Çünkü kaybettikleri belediyelerde hortumlar kesildi.

BİR KURUŞ PARA VERMEYECEKSİNİZ

Kamu bankalarına talimat verdiler. Dediler ki İBB'ye bir kuruş para vermeyeceksiniz. Peki daha önce Vakıfbank İBB'ye 870 milyon lira kredi vermiş. Bu beylerin döneminde, seçime yakın. O borcu da Sayın Ekrem İmamaoğlu ve belediyesi ödüyor. Bu kadar hak dışı, adalet dışı uygulamalarla beraber İBB’yi sıkıştırmaya çalışıyorlar. ‘870 milyon lira benim dönemimden olan borcu öde, bütün kaynaklardan senin beslenmeni engelliyorum. Öz kaynaklarınla ne yaparsan yap ve elimin altındaki kamu bankalarına da talimat veriyorum: Asla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bir kuruş kredi vermeyeceksiniz.’ Bunun da onu sormazsak namerdiz. Eğer kamuya ait paraları siz tüpçüye, gazcıya, sucuya beşli çeteye peşkeş çeken ve kamunun yararlanacak olduğu bazı alanlarda kullanılmasını engellerseniz devri iktidarımızda yargıyla bunun da hesabını sormazsak namerdiz.

İstanbul'un birçok taşınmazının satışına izin verilmedi. Daha önce elden çıkarılan taşınmazlar varken taşınmazların satışına izin verilmedi.

İBB'nin EDS alacağı olarak 131.5 milyon liralık alacağı ödenmiyor. Yahu EDS alacağı bu. Hizmet size verilmiş 131.5 milyon liralık parayı ödemiyorsunuz. E niye ödemiyorsunuz kardeşim? Hizmeti aldınız.

30 bin Maltepelinin denizle bağlantısını kesen demir yolu hattının ortaya çıkardığı mağduriyeti İBB gidermek istiyor. Orada yeni bir düzenleme yapmak istiyor. Çöplük haline gelmiş olan yeri vatandaşa kazandırmak istiyor. Engelliyorlar. Engellesinler. Halkımız görüyor.

Belediye maliyetlerini çok arttıran girdilerden bir tanesi de elektriktir. Elektriğe ne kadar zammın geldiğini halkımız biliyor. Kendisi ödüyor. Sırtında taşıyor. Geçen yıla göre üç katı elektrik bedeli ödüyor halkımız. Ve hakikaten çöktü çökecek Türkiye bu anlamda. Kanun teklifi verdik. Dedik ki belediyeler avantajlı bir tarifeye geçsin. Elektrik ve doğal gaz kullanımında KDV yüzde 1’e indirilsin. Yok. Eğer bu da yapılsaydı İBB'nin en büyük girdisini oluşturan elektrikle ilgili yük ortadan kalkacaktı ve İBB hala vatandaşa çok daha ucuz hizmet veriyor halde olabilecekti.

BİZİM BELEDİYE BAŞKANIMIZ VE KADROLARIMIZ DA O VİRÜSLERİN HACKERI GİBİ DAVRANMAYI BİLİRLER

İBB'yi topal ördeğe çevirmek istiyorlar. Daha önce söylediler, bunu ikrar ettiler. Ama bilmedikleri bir konu var. Onlar eğer internetteki gibi, saldırgan, virüs gibi davranacaklarsa, bizim belediye başkanımız ve kadrolarımız da o virüslerin hackerı gibi davranmayı bilirler. Hukuk içinde, demokrasinin kuralları içerisinde her türlü önlemi alarak bu hizmetleri verirler.

AKP VE MHP’YE YÜZDE 97 GERİ KALANLARA YÜZDE 3

Size çarpıcı bir gerçekliği daha söyleyeyim. CHP'li belediyelere verilmeyen ama AK Partili ve MHP'li belediyelere verilen yüzlerce kaynak var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yardım bütçesinin yüzde 97’sinden fazlası AK Partili belediyelere gidiyor. Kalan yüzde 3 de CHP'li belediyelere layık görülüyor. Bu ülkenin neredeyse halkının yaşadığı dörtte üçünü CHP’li belediyeler yönetirken bu adaletsizliği Çevre ve Şehircilik Bakanı yüzü kızarmadan acaba açıklayabilecek mi? Yüzde 97 AK Partili belediyelere vereceksiniz. Bütün büyükşehir belediyeleri CHP'li belediyeler, en çok çevre sorununun yaşandığı belediyeler, onlara yüzde 3’ü layık göreceksiniz. Gözünüz doysun. Allah gözünüzü doyursun.

HALKIMIZA HİZMET ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da dediği gibi hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar, hangi fütursuzca davranışa girerlerse girsinler halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz. Bunların tamamı halkımızın gözünün önünde cereyan ediyor. Bu halk görüyor. Çünkü belediyelerimiz meclis toplantıları dahil tam bir şeffaflıkla çalışıyor. Halkımız kimin ne yaptığını biliyor. Aynen 2019 yılında sandığa gömdüğü gibi bu kardeşlerimizi önümüzdeki sandığın geldiği ilk tarihte, ki biz hemen gelmesi taraftarıyız, ama ne zaman gelirse gelsin bu yaptıkları hukuksuzluklar, adaletsizlikler, insanlık dışı davranışlar, kayırmacılıklar ve bu ülkeye yakışmayan yönetme biçimleri nedeniyle sandığa gömecektir.