Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, belediye meclis üyeleri, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, Kadın Kolları İl Başkanı Nurşen Balcı, Gençlik Kolları İl Başkanı Ozan Uyan, ilçe başkanları, kadın ve gençlik kolları temsilcileri, il yöneticileri, partililer ve vatandaşların katılım sağladığı halk buluşmasına Urla İlçe Başkanı Hakan Özbadur ev sahipliği yaptı. Urla Belediyesi’nin bir önceki dönem başkanlığını yürütmüş olan Sibel Uyar da katılımcıları karşıladı.
31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 67 buçuk oy alarak belediye başkanlığı koltuğuna oturan Burak Oğuz’un geçtiğimiz ay FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanması sonrasında Kaymakam Önder Can kayyum olarak atanmıştı. Can, belediye meclisini Ocak ayındaki olağan toplantıya çağırmayınca CHP örgütleri de harekete geçti.
Seçilmiş belediye meclis üyeleriyle birlikte grup toplantısı yapma kararı alan il örgütü, genel merkezle koordineli bir çalışma yürüttü ve ‘Kayyum İdaresi Değil Halk İradesi’ sloganıyla bir zirve düzenledi. Buluşmada konuşmacılar iktidara net mesajlar verdi.
OKYANUS ÖTESİNE SELAM GÖNDERENLER 20 TEMMUZ’DA SİVİL DARBE GERÇEKLEŞTİRDİ!
Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun önemli açıklamalarda bulundu. Torun, “Geçmişte ne istediniz de vermedik diyenler, okyanus ötesine bitsin artık bu hasret gel diyenler, yargıya, TSK’ye, devletin bütün kademelerine sızma demiyorum, yerleşmelerine izin verenler, her yerde onların güçlenmesi için mücadele edenler 15 Temmuz’da bu hain örgütün darbesiyle bizi karşı karşıya bıraktılar. Biz onları sürekli eleştirdikçe onlar o yapıyı bize masum gösterdi, bu ülkenin faydasına çalıştıklarını söyledi. 15 Temmuz akşamı gördük ki gerçekten demokrasiye kastetmek istediler. 15 Temmuz’da bunu yaşadık ama 20 Temmuz’da bir sivil darbe gerçekleştirdiler. Okyanus ötesine mesaj gönderenler yaptı bunu! O günden sonra tek adam yönetiminin her alanda baskısını arttırdılar. Her yerde FETÖ’cü aradılar. Birçok masum insanı da maalesef suçlamalarla hem özgürlükleri hem hayatları anlamında mağduriyet ortaya koydular” dedi.
PARASI OLANLAR DIŞARIDA MASUM İNSANLAR MAĞDUR!
Torun, “Masum insanlar mağduriyet yaşarken parası, dayısı, arkası olanlar dışarıda! Ama masum insanlar, askeri öğrenciler, yazarlar içeride. İnandırıcılıklarını kaybettiler. Bir kumpas kurdular, geçmişte onlardan öğrendiklerini gerçekleştiriyorlar. Bir oyunla karşı karşıyayız. Ama bu oyunu bozacağız. Belediye başkanımız en kısa sürede mutlaka aklanacak ve görevine dönecektir. Biz buna yürekten inanıyoruz. Onların bu darbeci zihniyeti asla galip gelmeyecek ve hukuk ve demokrasi kazanacak. Bütün anketlerde görülüyor ki CHP yükseliyor. Saraya kim gitti, kim gitmedi? Ama urla ve başka yerlerde operasyonları devam ediyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi tezgahları kurarlarsa kursunlar hepsiniz bozacağız. Yüzde 67 buçukla seçilmiş başkanımız var. Sizlerin iradesiyle geldi. Bugüne kadar bir şey çıkmadı, adaylıkta çıkmadı, 8-9 ay sonra neden ortaya çıktı? Bunları düşünmek lazım. Bu bir kumpas, bu bir oyun! Bunları bozacağız” ifadelerini kullandı.
BU ALDIKLARI KARARIN ARKASINDA EZİLECEKLER
Torun ayrıca, “Biz AKP’li başkanlar alınırken, HDP’li başkanlara kayyum atanırken de aynı şeyleri söyledik. Milletin oyuyla gelen milletin oyuyla gider, nokta! Eğer siz bunu kabul etmiyorsanız, sonuçlarına katlanacaklar. Bu aldıkları kararın altında ezilecekler. Bizim için asıl olan halk iradesidir, o da bu salondadır. Ne kararlar alırlarsa alsınlar asla başarılı olamayacaklar ve bizi yıldıramayacaklar. Urla’yı mutlaka ve mutlaka halkın iradesi yönetecektir. Kimi atarlarsa atasınlar, hangi kararları alırlarsa alsınlar bu hukuksuz kararların altında kalacaklar. Her birimiz bir belediye başkanı ve meclis üyesi sorumluluğu bilincinde olacağız. Belki de Urla’da yaktığımız ateş tüm Türkiye’yi saracak. Bu irade Atatürk’ün ışığında bir düşünce oluşturduysa Urla’dan yakılan bu kıvılcım da büyük katkı sağlayacaktır. Çünkü biz varız. Urla’da hukuk kazanacak, halkın iradesi yerini bulacaktır” diye konuştu.
BELEDİYE BAŞKANIMIZIN AKLANACAĞINA İNANIYORUZ
‘Urla halkının helal oylarıyla seçilmiş değerli meclis üyelerim, hoş geldiniz’ diyerek sözlerine başlayan İl Başkanı Deniz Yücel, “Urla’da demokrasiye darbe vurulmamış olsaydı belediye meclisimiz toplanmış olacaktı. Her ay olduğu gibi Urla’nın sorunları, vatandaşlarımızın öncelikleriyle ilgili kararlar alacaktı. Ancak şu anda Urla’nın seçilmiş belediye başkanı, başkanımız Burak Oğuz cezaevinde. Yasa gereği meclis içinden seçim yapılması gerekirken Urla Belediyesi’ne kayyum atanmış durumda. Diğer yandan Urlalıların oylarıyla seçilmiş meclis bertaraf edilmiş durumda. 3 temel sorunumuz var. Belediye başkanımızla ilgili durum yargıda. Kamu görevi yürüten bir kişi, seçilmiş bir kişi, Urla’da rekor oyla seçilmiş bir kişi. Savcılıktan aranıyor, avukatıyla birlikte girmiş olduğu adliyeden tutuklanarak çıkıyor. Kaçma, delilleri karartma, kuvvetli suç şüpheleri yok, yasamıza göre tutuksuz yargılama esas, tutuklu yargılama istisnadır. Ama tutuklu yargılanıyor. Dosyadaki delilleri tartışacak değil. Ama suçluluğu mahkeme kararıyla hükmen oluncaya kadar herkes masumdur. Masumiyet karinesi hüküm altına alınmıştır. Hukuki süreç işleyecek ve biz belediye başkanımızın aklanacağına inanıyoruz” dedi.
MECLİS ÜYELERİMİZ URLALILARIN ELİ KOLU, KULAĞI, SESİ OLMAYA DEVAM EDECEKLER
Yücel, “İkinci husus kayyum… Seçilmiş bir meclis var. Belediye başkanımızla ilgili suçlama, başkan seçilmeden önceki döneme ilişkin. Başkanlık yaptığı dönemle ilgili herhangi bir durum yok. Ama kayyum atandı. Bir CHP’li olarak hedef kim gerekçe ne olursa olsun kayyuma karşıyız. TSK’yı, emniyet, yargıyı, bürokrasiyi FETÖ’ye teslim ettiler. Dönemin başbakanı meclis kürsüsünde bu hain terör örgütü liderini öven konuşmalar yaptı. Sonrasında 20 Temmuz sivil darbesini yaşattılar. Yargı askıya alındı. TBMM’de çoğunluk oldukları için KHK’yı yasalaştırdılar. Şimdi de darbe hukukunu seçilmiş bir meclise karşı silah olarak kullanıyorlar. Belediye kanununda, ‘belediye başkanı, meclis üyesi, terör örgütlerine yardım ve yataklık suçundan dolayı görevden uzaklaştırılırsa, tutuklanırsa, sıfatının sona ermesi halinde başkan vekili, meclis üyesi görevlendirilir’ diyor. Somut olayda böyle bir şey söz konusu değil. Terör örgütüne yardım ve yataklık iddia dahi edilmiyor. O halde Urla’da kayyum atanması hukuken mümkün değil. Ayrıca 25 tane meclis üyesi var. Bunun 20 tanesi CHP’den seçilmiş, 5 tanesi farklı partilerden seçilmiş. Belediye meclisi belediyenin karar organıdır. Urla’nın görevlerinin başında, haklarında hiçbir suçlama olmayan bir meclis gurubu var. Kayyum belediye meclisini toplamıyor ve kararları kendim alırım’ diyor. ‘benim meclise, ortak akla, demokrasiye ihtiyacım yok, en iyi ben bilirim’ diyor. İşin özü bu! Tek adam sisteminin ürünü olan kayyum yönetiminden farklı bir anlayış beklememiz belki hata diye düşünebilirsiniz ancak biz bu kayyuma karşı hukuk çerçevesinde mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bizim meclis üyelerimiz görevinin başında, bizim meclis üyelerimiz Urlalıların oylarıyla, iradeleriyle göreve geldiler. Urlalıların eli kolu, kulağı, sesi olmaya devam edecekler. Demokrasiye inanan tüm kesimlerin söylemesi gereken, ‘Kayyum idaresi değil halkın iradesi’ demektir” açıklamasını yaptı.
YARGI SÜRECİ DEVAM EDİYOR, NE OLDU DA KAYYIM ATANIYOR?
Grup toplantısında konuşan İlçe Başkanı Hakan Özbadur, “Laik ve demokratik cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün kazandırdığı değerleri saymakla bitiremeyiz. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete verilmesi tartışmasız, değiştirilemez bir durumdur. Her seçim döneminde olduğu gibi 31 Mart’ta her yurttaş gibi oylarımızı kullandık. Hak, hukuk adalet için yollara düştük. Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde kilometreleri aştık, adaletin her yerde lazım olacağını söyledik. Belediye başkanımız Burak Oğuz görevden uzaklaştırılmış durumda. Yargı kararı olmamasına rağmen cezaevine konuldu. Hukuki süreç devam ediyor. Ne oldu da kayyum atanıyor? Biz kayyum atayan anlayışa karşıyız. Biz demokrasiye darbe vurulmasına, seçmen iradesinin gasp edilmesine, egemenliğin milletin elinden alınmış olmasına, Urla’mızın iradesine darbe vurulmasına, oylarımızla seçilen meclisimizin çalıştırılmamasına karşıyız” ifadelerini kullandı.
BU HİKAYE ÖYLE GÖZÜKÜYOR Kİ UZUN SÜRECEK
Vatandaşlardan soruların kabul edildiği ikinci bölümde Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer açıklama yaptı. ‘Biraz geç kalmadık mı?’ şeklinde gelen soruyu cevaplayan Soyer, “İlk gün aynı hissiyatı yaşadık ve isyan ettik. Meclisi toplamaya karar verdik. Bu hikaye öyle gözüküyor ki uzun sürecek. Urlaları da hazırlıklı olsun ki bu öyle bugünden yarına bitecek bir şey değil. Uzun soluklu bir yol yürüyeceğiz ve koşu yapacağız. Birlikte yönetmeye devam edeceğiz. Bu, üzerinde konuşulması, uzlaşılması, yol haritası belirlenmesi gereken bir süreç. Bir tek reflekse bırakılmayacak bir hikaye. Kaybettiğimiz bir şey yok. Bu iradeyi hep beraber sergileyeceğiz. Urla’ya hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Bunu meclis iradesini koruyarak yapacağız” dedi.
BİZ İŞİN BAŞINDA OLACAĞIZ!
“Bundan sonra ne yapılacak?” sorusu üzerine konuşan Soyer, “Halk meclisi ortak söylem olacak. Urla Belediye meclisimiz belediye başkanımız varken nasıl çalışıyorsa öyle çalışmaya devam edecek. Giderek halkın sorunlarını dinleyecek, tespit edecek. Önceden belediye bürokrasisinden alıyordu şimdi direkt Urlalılardan alacak. Biz de düzenli olarak toplanacağız. Bu kararları meclisle beraber alacağız. Urlalıların meclislerine sahip çıkmasını, talepte bulunmasını istiyoruz. Biz işin başında olacağız” ifadelerini kullandı.
BİZİM ARKAMIZDA HALK VAR
Bazı eleştirilerin gelmesi salonda gerilimi arttırdı. Bunun üzerine araya giren Soyer, “Birbirimizin kusurunu aramaktan vazgeçelim. Birbirimizin eksiğini kapamak mecburiyetindeyiz. Seçilmiş büyükşehir belediyemiz, ilçe belediyelerimiz, meclis üyelerimiz var. Güç bizde! Birbirimizin varsa hatası düzeltmek mecburiyetindeyiz. Bunu yapamazsak aldığımı yarayı büyütürüz. Bizim birbirimize çelik gibi sımsıkı sarılmamız lazım. Eğer bunu başaramazsak buradan bir adım ötesi yok. Sürekli geriye gideceğiz. Bizim arkamızda halk var. Egemenliğin millette olduğu bu tabloya sahip çıkacağız” dedi.
GERİLİM YÜKSELDİ, BAYIR VE YÜCEL DEVREYE GİRDİ!
Salonda yer yer gerilimler yaşanırken bazı partililer genel merkezin geç refleks gösterdiği yönünde çıkışlarda bulundu. Bir kısım partili adaylık belirleme sürecine tepki gösterdi. İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, “Burası mahkeme değil” diyerek cevap verdi. Araya giren Başkan Yücel, “Siyasilerle ilgili adaylık dönemlerinde bir takım suçlama, söylenti olabilir. Bizim elimize herhangi bir belge ulaşmadı. Masumiyet karinesi var. Biz demokrasiye inanan bir partiyiz. Biz hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Şu an davası dahi açılmayan, hakkında iddianame bile düzenlenmeyen bir kişi için bu yorumların yapılması doğru değil. Bu toplantıyı düzenlemekteki temel amacımız kayyuma karşı Urlalılarla birlikte mücadele etmektir” dedi.
FERMAN PADİŞAHINSA MEYDANLAR, SOKAKLAR BİZİMDİR!
İzmir eski Milletvekili Musa Çam da kürsüye geldi ve “AKP ilçe başkanı, belediye başkanı gibi dolaşıyor. Biz Urla’yı sokak sokak dolaşabilir, Büyükşehir kaynaklarıyla Urla’yı ihya edebiliriz. Bunları konuşmalıyız. Ferman padişahınsa meydanlar ve sokaklar bizimdir. Düşünebiliriz. Diyebiliriz ki her gün 12:00- 13:00 arasında her ilçeyi sıraya koyarak, demokrasi nöbeti yapılabilir. Soğukkanlı ve sakin olalım. Birbirimizi kıracak hareketler yapmayalım. Dayanışma içinde olalım” diye konuştu.