Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

CHP’den JES raporu: JES'ler çevreye zarar veren bir enerji türüne dönüştü

CHP, Jeotermal Enerji ile ilgili rapor yayımladı. Raporda, temiz enerji olarak adlandırılan JES’lerin, Türkiye’de usulsüz ve denetimsiz çalıştırıldığı tespiti yer aldı.

CHP Jeotermal Enerji Araştırma Komisyonu’nun “Jeotermal Enerji Santralinin Çevresel Etkileri” başlıklı raporu yayımlandı. Raporda CHP milletvekillerinden oluşan komisyonun Aydın, Manisa, Muğla, Denizli ve İzmir illerinde yaptığı saha incelemeleri, doğa hakları mücadelesi veren STK’lar, JES şirketleriyle yapılan görüşmeler ve bilimsel raporlar yer aldı. JES’lerin yarattığı tahribat için yedi ana başlıkta çözüm önerileri sunulan 88 sayfalık raporda, temiz enerji olarak adlandırılan JES’lerin, Türkiye’de usulsüz ve denetimsiz çalıştırıldığı tespiti yer aldı.

Raporda “Türkiye’de santrallerin yapım ve işletme aşamalarında görülen örnekler ve son 10 yıllık süreçte aşırı ruhsatlandırma, reenjeksiyon yapılmaması gibi yapım ve işletme aşamalarındaki yanlış uygulamalara bağlı deneyimler üzerinden değerlendirilecek olursa, temiz enerji olarak lanse edilen JES’lerin çevreye zarar veren bir enerji türüne dönüştüğü gözlemlenmektedir” denildi.

200 KİLO ZEYTİN 20 KİLOYA DÜŞTÜ

Raporda, JES’lerin işletildiği bölgelerde yaşayan vatandaşların tarım ürünlerinin kalitesinin düştüğü, atıkların derelere bırakıldığı, çevrede pis kokuların oluştuğu yönündeki beyanları şöyle yer aldı:

Önceki yıllarda 200 kg zeytin veren ağaçtan artık 20 kg zeytin alabiliyoruz. Zeytin, incir, üzüm gibi tarımsal ürünlerinin kalitesi düştü.

Su kaynaklarında kirlenme ve azalma yaşanıyor. Dere yataklarına bırakılan atıklar nedeniyle tarımsal sulama yoluyla ürünler zarar görüyor.

JES’lerden kaynaklı hava kirliliği nedeniyle özellikle solunum yollarıyla ilgili sağlık sorunları yaşanıyor. Kimyasalların sebep olduğu hastalıkların, kanser vakaları arttı.

Sondaj kuyuları ev, okul gibi kamusal binaların çok yakınında bulunması nedeniyle risk taşıyor.

JANDARMA TUTANAKLARI RAPORDA

Raporda, JES’lerden çıkan atık suların dere yataklarına döküldüğü iddialarına da değinildi. Firma yetkililerinin iddiaları kabul etmedikleri belirtilen Raporda, “Alınan fotoğraf ve video kayıtlarının mevcudiyetini hatırlatmak gerekmektedir” denilerek, Manisa Alaşehir İlçe Jandarma Komutanlığının bir JES firmasının atık sularını Alhan Çayına bırakıldığına dair olay yeri tutanağına yer verildi.

JES’LER TARIM ARAZİLERİNE KURULUYOR

Raporda, JES’lerin kurulu bulunduğu alanların yüzde 61.65’i tarım arazisi olduğu belirtilirken, tarımsal üretimi olumsuz etkilendiği vurgulandı. Bununla birlikte, tarımsal üretim ile hayvancılığın geliştirilmesi ve desteklenmesi yerine jeotermal kaynakların kullanımının teşvik edildiği belirtildi.

DEPREM ANINDA PATLAMA RİSKİ VAR

Özellikle deprem bölgelerinde kurulu olan JES’lerin, deprem anında patlama riskinin olduğu belirtilen raporda, “JES borularının yerleşim alanlarına, okul gibi kamusal binalara yakın mesafede olması, hatta bazı yerlerde yerleşim alanlarının direk içinde bulunması nedeniyle, bu borularda deprem anında meydana gelecek herhangi bir patlama sonrasında sıcak suyun ayrı bir tehlike yaratabileceği düşünülmektedir” denildi.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Raporun sonunda, “Yürütülen izleme ve raporlandırma faaliyetleri kapsamında, bir JES işletilirken kaçınılması gereken kusurlu hareketlerin neredeyse hiçbirinden kaçınılmadığı ve uyulması gereken usul ve esasların ise dikkate alınmadığı tespit edilmiştir. Bölgede herhangi bir plan dahilinde hareket edilmediğinden kirlilik yükü oldukça artmıştır. Tarım alanları başta olmak üzere hassas alanlar, halk sağlığı ve gıda güvenliği yaşanan kirlilikten olumsuz yönde etkilenmiştir. Ancak, gelinen noktada sadece projeden etkilenen kişiler değil yatırımcılar da farklı nedenlerle de olsa süreçten şikayetçi hale gelmiştir. Netice olarak, bir süreç ne kadar kötü yönetilebilirse o kadar kötü yönetilmiş durumdadır” denildi.

CHP’nin çözüm önerileri ise şöyle sıralandı:

Enerji politikaları değiştirilmelidir.

Bütüncül havza planları oluşturulmalıdır.

Hassas alanlarda jeotermal enerji tesisleri kurulmamalıdır.

İzin, inşaat ve işletme aşamalarında çevre mevzuatı daha etkili uygulanmalıdır.

Denetimler artırılmalıdır.

Jeotermal kaynakların kullanımında kısıtlamalar getirilmelidir.

İzleme ve raporlandırma faaliyetleri yürütülmelidir.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER