"Savaş koşullarında halkın haber alma hakkı için Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan AA'nın, kuruluşunun 99. yıldönümünde tarafsız kamu yayıncılığından çok uzak bir noktada olduğu aşikardır" diyen Ağbaba, bu konuda TBMM Başkanlığına Meclis Araştırma Komisyonu kurulması teklifinde bulundu.
Ağbaba, "31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerin ardından Anadolu Ajansı’nın açıkladığı seçim sonuçlarıyla ilgili veri akışı yaklaşık 13 saat süresince kesilmiş ve veri akışını sağlayan tek ajansın, Anadolu Ajansı olması sebebiyle de bu süre boyunca halkın verilere ulaşması engellenmiştir.
Bu nedenle, Anayasanın 28. Maddesi uyarınca koruma altına alınmış olan halkın haber alma hürriyetinin tesisi için devletçe alınması gereken tedbirler ya hiç alınmamış ya da eksik kalmıştır. Hem bu durum hem de sonrasında Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün ulusal basına yansıyan açıklamaları, tarafsızlığı kamuoyunca halihazırda tartışma konusu olan Anadolu Ajansı’nın güvenilirliği konusundaki şüpheleri de derinleştirmiştir.
Anadolu Ajansı’nın, kamunun imkanlarıyla, kamu yararına, tarafsız ve etkin biçimde kamu yayıncılığı yapmak amacıyla kurulduğu ve faaliyetlerinin de bu amaca istinaden yürütüldüğü unutulmamalıdır" şeklinde ifade ederek, bir Kamu Kuruluşu olan AA 'nın Kamu adına hareket edip etmediğinin araştırılmasını istedi.
TBMM Başkanlığına sunulan Meclis Araştırma Önergesinin tam metni şöyle:
“TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerin ardından Anadolu Ajansı’nın açıkladığı seçim sonuçlarıyla ilgili veri akışı yaklaşık 13 saat süresince kesilmiş ve veri akışını sağlayan tek ajansın, Anadolu Ajansı olması sebebiyle de bu süre boyunca halkın verilere ulaşması engellenmiştir.
Bu nedenle, Anayasanın 28. Maddesi uyarınca koruma altına alınmış olan halkın haber alma hürriyetinin tesisi için devletçe alınması gereken tedbirler ya hiç alınmamış ya da eksik kalmıştır. Hem bu durum hem de sonrasında Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün ulusal basına yansıyan açıklamaları, tarafsızlığı kamuoyunca halihazırda tartışma konusu olan Anadolu Ajansı’nın güvenilirliği konusundaki şüpheleri de derinleştirmiştir.
Anadolu Ajansı’nın, kamunun imkanlarıyla, kamu yararına, tarafsız ve etkin biçimde kamu yayıncılığı yapmak amacıyla kurulduğu ve faaliyetlerinin de bu amaca istinaden yürütüldüğü unutulmamalıdır. Fakat bugün gelinen noktada, kamu yayıncılığı çizgisinden tamamen uzaklaşıldığı ve kamu kaynaklarının etkin biçimde kullanılmasının engellendiği açıkça görünmektedir.
Bu anlamda Anadolu Ajansı’nın kamu kaynaklarıyla gerçekleştirdiği yayıncılığın tarafsızlık, eşitsizlik ve kaynak kullanımındaki verimlilik konularında mevcut durumunun, gerekirse dünya basınındaki benzer kamu yayıncılığı örnekleriyle karşılaştırılarak saptanması ve mevcut veriler değerlendirilerek Anadolu Ajansı’nın tarafsız, eşit, ilkeli, etkin ve kaynak kullanımı bakımından verimli bir yayıncılık yapması için gereken tedbirlerin ve AA’nın faaliyetlerini yürütürken iktidar unsurlarından talimat alıp almadığının araştırılması ile bu başlıklardaki eksiklikler ve bu eksikliklerin sebeplerinin ortaya çıkarılması hususlarında Anayasa’nın 98, İçtüzüğün 104 ve 105. Maddeleri uyarınca Meclis Araştırması yapılmasını arz ve talep ederiz.
GEREKÇE
Kamu yayıncılığı, tarafsızlık ve eşitlik ilkesi çerçevesinde halkın haber alma özgürlüğünü temin eden ve demokrasinin geliştirilmesi ile ulusal ve uluslararası düzeyde devletin prestijinin yükseltilmesi için en önemli unsurlardan biridir. Anadolu Ajansı da halkın haber alma özgürlüğünü sağlanması için 1920 yılında, Kurtuluş Savaşı sırasında kurulmuştur. O günden bu yana da kamu kaynaklarıyla habercilik faaliyetlerini yürütmektedir. Fakat bugün gelinen noktada, Anadolu Ajansı, kamu yayıncılığının ve gazetecilik etiğinin temel ilkelerinden tamamen uzaklaşmıştır. Anadolu Ajansı, halkın vergileriyle gerçekleştirdiği habercilik faaliyetlerini halkın yararı için değil iktidarın ve iktidara yakın unsurların yararı için sürdürmektedir.
Anadolu Ajansı’nın, iktidar lehine açıkça manipülasyon yapması, sürekli olarak yalan haber üretmesi, haber filtrelemesinden yalnızca iktidara yaranmak amacıyla üretilen haberlerin geçmesi, köklü bir Ajans olan Anadolu Ajansı’nın hem ulusal hem uluslararası prestijini adeta tamamen yok etmektedir.
Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şenol Kazancı’nın basına yansıyan haberlerde kullandığı, “Ben Cumhurbaşkanı’nın adamıyım.” tarzı ifadeleri, Anadolu Ajansı’nın tarafsızlığına zarar vermektedir. Genel Müdür’ün açıkça tarafsız olmadığını belirtmesine rağmen görevi sürdürmeye devam etmesi ve hakkında yürütülen herhangi bir idari işlemin olmaması da Anadolu Ajansı’nın siyasi bir maşa olarak kullanılmasının hükümet tarafından da kabul edilen bir durum olduğunun kanıtı mahiyetindedir.
30 Mart 2014 seçimlerinden bu yana seçim sonuçlarını açıklamak adına bir sistem oluşturan Anadolu Ajansı’nın o tarihten bu yana yapılmış tüm seçimlerde, sonuçları açıklarken hükümet kanadının oy oranını yüksek göstererek toplumda yanlış algı oluşturmaya çalıştığı toplumun geniş kesimlerince bilinen bir gerçek olarak değerlendirilmektedir. 31 Mart 2019 seçimlerinde 13 saat boyunca veri girişinin yapılmaması ve gerçek sonuçların halkla paylaşılmaması halkın haber alma hürriyetine ket vurulmasına neden olmuştur. Bu ve benzeri vakalar ışığında, Anadolu Ajansı’nın seçim sonuçlarının açıklaması sürecinde üst mercilerden veya siyasi partilerden bir talimat alıp almadığı konusundaki şüpheler, aydınlatılması gereken başka bir ciddi iddia olarak karşımızda durmaktadır.
Anadolu Ajansı’nın son yıllarda yapmış olduğu haberlerde ciddi orantısızlıklar göze çarpmakta ve iktidar lehine yapılan haberler ezici biçimde ağır basmaktadır. Anadolu Ajansı’nın son yıllarda yaptığı haberlerin incelenmesi ve hangi konularda nasıl haberler yapıldığının belirlenmesi, Anadolu Ajansı’nın taraflı yayıncılık yaptığı tespitine önemli bir delil oluşturacaktır. Zira bu verilerin, Anadolu Ajansı’yla benzer şekilde kamu kaynağı ile habercilik yapan kurumların verileriyle karşılaştırılması, Anadolu Ajansı’nın istisnai derecede taraflı habercilik yaptığı gerçeğinin ortaya çıkarılmasına yardımcı olacaktır.
Kamu kaynaklarının verimli kullanılması, devletin asli sorumluluklarından biridir. Kamu kaynaklarıyla işleyen bir kurum olan Anadolu Ajansı’nın eşitlik ilkesiyle tarafsız, verimli ve ülkenin prestijini yükselten bir nitelik kazanması hem demokrasi geleneğimizin geliştirilmesi hem de kamu kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması açısından zorunlu görünmektedir.
Bunun yanında kamu destekli ve tarafsız bir haber ajansının tesisi, ülkede yaşanan olayların hızlı ve tarafsız olarak vatandaşlara ve dünya kamuoyuna ulaştırılması sağlayarak toplumsal huzurun sağlanmasını ve Türkiye’nin uluslararası sistemdeki prestijinin desteklenmesini sağlayacaktır.”