CHP Genel Başkan yardımcısı ve parti sözcüsü Faik Öztrak basın toplantısı yaptı.
Öztrak açıklamasında Tank Palet fabrikasının özelleştirilmesini yargıya taşıyacaklarını belirtti.
Öztrak'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Gerçekleri anlatanları tehdit ediyor, yandaş mahkemeleri ile tehdit ediyorlar.
Acaba BDDK seçim öncesi batık kredileri niye açıklamadı. Acaba talimat mı aldı?
Yargı Paketi taslağı partimize bugün iletildi ancak bunca yaşanan şey arasında bu paketin samimiyetine ne kadar güvenilir sizin takdirinize bırakıyoruz.
Ülke yönetilmiyor savruluyor.
Biz bunları söylerken onlar Tank Palet fabrikasını peşkeş çekmenin peşinde. Binayı satsanız ne olur kiralasanız ne olur? Benim mühendislerimin geliştirdiği tank modelini, benim ülkemin işçisi üretecek ama biz Katar ordusundan alacağız.
Bu konuda ciddi usulsüzlükler var, dava açacağız.
Öztrak sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Basın mensuplarından gelen IMF heyeti ile görüşme sorusu üzerine Öztrak şu açıklamayı yaptı;
Gizli saklı bir görüşme yapmadık, Ankara'da bir otelde görüşme yaptık. Raci beyin haberi yoksa onun sorunu. IMF'yi dördüncü madde kapsamında ülkeye davet eden Hazine ve Maliye Bakanlığı'dır. 4 madde konsültasyonlarının muhatabı hükümettir. Bu madde kapsamında IMF çeşitli görüşmeler yapar. Bizim görüşmelerimiz de bu kapsamdadır.
Hükümet ve yandaşları bu kapsamdaki bir görüşmenin üzerine mal bulmuş magribi gibi atlamasın.
Bizde gizli olan birşey yok. Ancak karşı tarafta gizli gizli tank palet fabrikasını peşkeş yapmak var. Bizde McKenzie ile kapı arkasında görüşmek, onlarla kayyum görüşmeleri yapmak olmaz.
CHP her zaman şeffaf olmuştur, gerekenleri açıklamıştır.
İkinci bir soru üzerine "İktidar dördüncü madde görüşmeleri kapsamında ne kadar muhatap ise biz de öyleyiz. İktidar tarafında bir telaş görüyorum. Bunlar nereden çıkıyor. Hele hele bunu IMF icra direktörü olarak gönderdiğimiz bir ismin bilmemesi tuhaf. Eğer bundan icra direktörünün haberi yoksa, Hazine'nin haberi yoksa bu bizim meselemiz değil. Benim Hazine Müsteşarı olduğum dönemde IMF muhalefetle görüştü. Henüz iktidara gelmediği dönemde AKP ile de görüştüler. Bu görüşmeler periyodiktir. IMF üye ülkelerin ekonomilerini denetler ve raporlarını açıklar. Bu onun hem üyesi olan ülkeye hem de üyesi olan diğer ülkelere olan borcudur. Bu rutin bir iştir. Ama yönetimdeki iktidarın çağırması gerek. Demek ki çağırmışlar. Siz duydunuz mu bu çağrıyı? Biz açıklardık, saydamlığın ülkede geldiği durum ortada.
İYİ PARTİ CEPHESİNDEN AÇIKLAMA
Görüşmenin prosedüre uygun ve gizli olmadığını aktaran eski Merkez Bankası Başkanı İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz, görüşme talebinin IMF heyetinden geldiğini söyledi.
Türkiye’nin “Dördüncü Madde Konsültasyonu” çerçevesinde IMF’yi davet ettiğini hatırlatan Durmuş Yılmaz, 12 Eylül’de Türkiye’ye gelen heyetin ziyareti hakkında şunları anlattı:
Türkiye’deki ekonominin genel durumunu tespit edip diğer 186 üye ülkesiyle paylaşmak üzere yapılan bir ziyaret bu.
Bunu yaparken önce ülkenin ekonomi politikasından sorumlu resmi makamlarla ve hükümetle görüşüyorlar. Arkasından Türkiye’deki sivil toplum örgütleriyle, sermayenin temsilcileriyle ve diğer ilgililerle bir görüşme yapıyorlar.
Muhalefet olarak bizimle de görüşmek istediler. Dolayısıyla teklif onlardan geldi.
Biz gizli bir toplantıya gitmedik. Bizim adımız, sanımız, kurumumuz belli. Bize sorulan soruları kendi perspektifimizden namuslu dürüst şekilde yanıt verdik.
Kendilerinden ekonominin genel bir değerlendirmesini istediklerini aktaran Yılmaz, “ Ben kendi açımdan bu değerlendirmeyi yaptım. Bu değerlendirme de şu zamana kadar gerek parlamentoda kanun teklif tasarıları görüşülürken, gerek bütçe görüşmelerinde, gerek sosyal medyada, televizyonda vs. yaptığım, kamuoyunca bilinen görüşlerimi tekrar ettim” ifadelerini kullandı.
TOPLANTIDA NELER KONUŞULDU?
Yılmaz ve Öztrak’ın ekonomi hakkındaki genel değerlendirmesinin yanı sıra bazı spesifik soruların olduğunu da aktaran İYİ Parti Ankara Milletvekili, bunlardan birkaçını şöyle anlattı:
'Faiz indirimine rağmen Türk Lirası neden bu kadar istikrarsız?' sorusu soruldu. Ardından ‘İçinde bulunduğunuz durumdan çıkmak için önerileriniz var mı?’ denildi. Bizim söylediklerimiz üzerine yorum yapmadılar. Sadece dinlediler ve not aldılar.
Gerçek rakamları bilmediğimiz için bizim somut öneri sunmamız doğru değil.
'Kamu çalışanlarına ilk yıl için yüzde 4+4, ikinci yıl için yüzde 3+3 zam yapıldı. İç talebin canlanabilmesi için bunun daha yüksek olması lazım.
Merkezi hükümet borcunun milli gelire oranına baktığımızda yüzde 32 civarında. Dolayısıyla burada bir mâli alan var. Ama biz kamu-özel işbirliğinden, yap-işlet-devret’ten ne kadar yükümlülük ortaya çıktığını bilmediğimiz için bir şey söyleyemeyiz. Dolayısıyla elimizde bilgi belge yok’ dedik.
Yılmaz, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 17 Eylül'de açıkladığı 46 milyar liralık sorunlu kredinin gündeme gelmediğini aktardı.
BDDK'dan yapılan açıklamada "Kurumumuz tarafından yapılan güncel mali bünye değerlendirme çalışmaları neticesinde bankacılık sektöründe takip hesaplarına aktarılması gereken, ağırlıklı olarak inşaat ve enerji sektörlerine kullandırılmış, toplam 46 milyar Türk Lirası büyüklüğünde kredi tespit edilmiştir" denilmişti.
KİMLER VARDI?
Durmuş Yılmaz, Independent Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede toplantıda Faik Öztrak ile IMF’den üç kişinin olduğunu aktardı.
IMF Heyeti’ndeki isimler IMF Avrupa Departmanı Direktörü Poul Mathias Thomsen, bir dönem IMF Türkiye Masası Şefliği yapan Danışman Donal McGettigan ve IMF Türkiye Yerleşik Temsilcisi Ben Kelmason.
Söz konusu toplantıyı ilk kez gündeme getiren Aydınlık Gazetesi’nin Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak’ın da toplantıda olduğu iddiasını yalanlayan Yılmaz, “Refet Gürkaynak’ı ben hiç görmedim. Demek ki Refet Bey başka bir randevu almış, biz çıktıktan sonra onunla görüşmüşler” ifadelerini kullandı.
4. MADDE KONSĞLTASYON ÇALIŞMASI NEDİR?
IMF'nin kuruluş anlaşmasının dördüncü maddesinden ismini alan "4. Madde Konsültasyon Çalışması" kapsamında Uluslararası Para Fonu, her üye ülkeyi düzenli olarak denetliyor.
Genellikle yılda bir, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bilgilendirilmesiyle gerçekleşen görüşmeler, üye ülkelerin ekonomi yönetimlerine yol gösterici olmak ve uluslararası finansal sistem üzerindeki gözetim görevini yerine getirmek amacıyla yapılıyor.
Her üyenin ekonomik gelişmelerine paralel olarak, ayrıntılı bir gözden geçirme çalışması oluyor.
IMF İCRA DİREKTÖRÜ KAYA: BİZİM GÖRÜŞMEMİZDE IMF HEYETİ MUHALEFETLE TOPLANTIDAN BAHSETMEDİ
Ekim 2018’den bu yana IMF İcra Direktörlüğü görevini yürüten Raci Kaya, yaptığı yazılı açıklamada 12 Eylül’de IMF temsilcileri ile gerçekleşen rutin toplantılarda CHP ve İYİ Parti vekilleriyle görüşüleceğine dair bir niyetten söz edilmediğini aktardı.
İki günlük toplantılarda bizzat bulunduğunu ifade eden Kaya, “Buna rağmen böylesi saklanan, meşruiyet dışı bu toplantı, Türkiye'ye karşı farklı bir ajandanın varlığının göstergesidir” diye konuştu.
Madde 4 görüşmeleri sürecinde IMF ekibine her türlü desteğin verildiğine işaret eden Kaya, karşılıklı mutabık kalınan program süresince tüm taleplerin karşılanmasında kolaylaştırıcı olunduğunu aktardı.
12 Eylül’de Türkiye’ye gelen IMF heyeti, fon uzmanları, bakanlıklar, kamu kuruluşları ve iş dünyasından isimler, sendikalar ve sivil toplum temsilcileriyle görüşmüştü.
Türkiye’deki son “Madde 4” görüşmeleri, 31 Ocak-13 Şubat 2018 tarihleri arasında yapılmıştı.
ÖMER ÇELİK: IMF YETKİLİLERİ Mİ DANIŞMANLIK YAPIYOR?
AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada Burada enterasan olan şu; her gün 'Bu hükümet eninde sonunda IMF'ye gidecek' diye eleştiride bulunuyorlar, ondan sonra da gidip saklı bir şekilde IMF yetkilileri ile görüşüyorlar. Burada çifte standart var. Bir de kendileri açısından yine tutarsız bir durum var” ifadelerini kullandı.
CHP'nin 31 Mart yerel seçimlerinden önce sık sık iktidarın IMF ile anlaşacağını ileri sürdüğünü anımsatan Çelik, "Bu iddiaları da hükümetin politikalarına karşı bir argüman olarak öne sürüyorlardı. Ama şimdi görüyoruz ki bu tip gizli saklı görüşmeleri kendileri yapıyorlar" dedi.
IMF ile görüşen kişilerin hâlihazırda ekonomiyle ilgilenen kişiler olduğuna dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
Tabii anormal olan şey şu; iktidar partisi değiller, herhangi bir şekilde Türkiye'yi yönetme sorumlulukları yok. Dolayısıyla ne görüştüklerini açıklamaları kendilerinin bileceği bir iş.
Garip olan da CHP'nin ekonomi ile ilgili eleştirilerine IMF yetkilileri mi danışmanlık yapıyor, CHP'liler mi IMF'ye danışmanlık yapıyor, hatlar karışmış durumda.
Ömer Çelik, “Cumhurbaşkanımızın da söylediği bir şey vardı. 'Bunlar bir gün iktidara gelirse ilk yapacakları iş Türkiye'yi IMF'ye teslim etmek olur' diye bir ifadesi var. O tespitin de ne kadar doğru olduğu görülmüş oluyor” diye konuştu.