Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını kutluyoruz. Bu güzel günün bahar günlerinin ışıltısı ile taçlanmasını, ülkemizin aydınlık huzur ve adalet dolu günlerin müjdecisi olmasını diliyorum. Sevgili çocuklar ve değerli milletvekilleri Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da başlattığı kurtuluş mücadelesinin yüzüncü yılındayız. Önümüzdeki 4 yıllık süreç bir kutlamalar dönemidir. Bu 4 yıl hepimiz için arınma dönemidir. Bu dönem ülkeminizin gelecek günlerini inşa edecek felsefeyi inşa edecek günlerdir. Bu felsefe üç temele oturtulabilir hak, hukuk ve adalet...
Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz ki Kurtuluş Savaşımızın planlaması ve sürdürülmesi, Türkiye Cumhuriyetimizin kuruluşu Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetine dayanır. Kuruluş da kurtuluş da hukuka dayandırılmıştır.
Mustafa Kemal için tek doğru yol ise milli iradeyi egemen kılacak milli meclisin, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılmasıdır. Tereddütsüz şunu söyleyebiliriz: Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde her bir vatandaşın hakkını ve hukukunu korumayı amaç edinen bir ruh vardır. Milli Mücadeleyi yönetmesi nedeniyle dünyada Gazi Meclis olan TBMM yetkileri konusunda titiz davranmıştır. 1924 Anayasası TBMM'de görüşülürken başkanlığa bir önerge verilir. Önergenin konusu Mustafa Kemal Atatürk'e meclisi fesih yetkisi verilmek istenmesidir. Genç bir milletvekili olan Mahmut Esad Bozkurt kürsüye çıkarak Mustafa Kemal Atatürk'e şunları söyler:
"Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" diyoruz. Sonra bu kadar büyük bir kuvveti Cumhurbaşkanı fesh edebilmektedir. Bunu doğru bulmuyoruz der. Şükrü Saraçoğlu kürsüye çıkar. Aynı şekilde milletvekillerinin haklarından bizi kimse geriye döndüremez der. Önerge oylanır ve reddedilir.
Yasama, yürütme ve yargı demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu nedenle çeşitli defalar egemenlik meclisten alınmak istense de TBMM er geç aslına dönmüştür. Üzülerek ifade ediyorum ki son Anayasa değişikliği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi yetkilerini kısıtlamı, kuvetler ayrılığı fiilen ortadan kalkmıştır.
Bugün yaşanan acı gerçeği 6 madde halinde TBMM'nin saygı değer üyelerine sunmak isterim.
1- TBMM'nin yetkileri kısıtlanmış, denge ve denetleme makanizmaları yok edilmiş, denetimsiz bir yürütme organı yaratılmıştır.
2- Cumhurbaşkanı kararnameler yoluyla meclisin yasama yetkisine fiilen ortak olmuştur.
3- Yargı bağımsızlığı fiilen sona ermiştir.
4- Partili cumhurbaşkanı devleti ve milleti temsil etmek yerine belli bir siyasi görüşün temsilcisi haline gelmiştir. Bu da cumhurbaşkanı makamının denge unsuru olmaktan çıkmasına yol açmıştır.
5- Tek kişiye parlamentoyu fesih yetkisi verilmiş, milletin geleceği bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak sözcüğe bırakılmıştır.
6- Meclisin bütçe hakkı ve yetkisi fiilen alınmıştır.