BIST 100 9.777 DOLAR 34,18 EURO 38,20 ALTIN 2.923,91
18° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'ndan AKP'yi karıştıracak açıklama

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'ndan AKP'yi karıştıracak açıklama

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Medyascope canlı yayınında Gazeteci Ruşen Çakır'ın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, "Ülkenin içinde bulunduğu durumdan rahatsız olan çok sayıda AKP milletvekili var" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Medyascope canlı yayınında Gazeteci Ruşen Çakır'ın sorularını yanıtladı. Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül’ün parti kurmasıyla ilgiliKılıçdaroğlu, “Olabilir. Bir insan CHP’nin içinde mutlu değilse, izlediği politikaları benimsemiyorsa ayrılıp yeni parti kurabilir” dedi.

"Erdoğan, 'parlamenter sistem' teklifinde bulunursa Kılıçdaroğlu ve CHP'nin tavrı ne olur?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Güçlendirilmiş parlamenter sistem olursa neden olmasın? Ancak şu tarihte şunlar yapılacak diyerek yazılı hale getirilmesi lazım" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın söylemleri AB yaptırımları öncesi söylemler. Yaptırımlar olmadığı takdirde Erdoğan eski pozisyonuna dönüyor. Zamana ve zemine göre çifte standart uygulamak devletin saygınlığına gölge düşürür ve söylemlerinizin güvenli olmadığı ortaya çıkar" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Sandıkta demokrasiden yana olanlar birleştiği zaman Türkiye’nin pozisyonu çok değişecek. Tüm dünya demokrasinin nasıl yeniden inşa edildiğini, cumhuriyetin nasıl demokrasiyle taçlandırıldığını görecek. Dünya siyaset tarihine çok önemli katkıda bulunacağız. Dünya siyaset tarihinde otoriter bir rejimin demokratik yollarla ve yöntemlerle bütün baskılara rağmen nasıl kazanıldığını, oluşturulduğunu göstereceğiz.

İTTİFAK AÇIKLAMASI

İttifaklarla ilgili CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Önümüzdeki seçimler demokrasiden yana olanlar ile demokrasiye karşı olanlar arasındaki seçimdir. Biz demokrasiden yana olanların bir arada olmalarını istiyoruz” dedi.

KAMULAŞTIRMA

5'li çetenin yatırımlarının nasıl kamulaştırılacağı sorusuna Kılıçdaroğlu, "Kamulaştıracağız ama kin ve intikam duygusuyla değil. Karşılığı ne ise vereceğiz, bunu artık devlet çalıştıracak diyeceğiz. Şehir hastaneleri aslında şirket hastaneleri, torunlarımızı borçlandırıyoruz. Bu yükten Türkiye'yi kurtarmak 83 milyonun işine gelir" diye cevap verdi.

CHP Maltepe yöneticisinin tacizden tutuklanması ile ilgili Kılıçdaroğlu, "Gereği yapılıyor. Tutuklandı zaten, biz hemen partiden ihraç ettik. Bir olay partinin ilkeleriyle çelişirse, atarız. Temel ahlaki kurallar konusunda asla ödün vermeyiz. Partimizden kimse 'bir seferden bir şey olmaz' demedi" ifadelerini kullandı.

CUMHURBAŞKANI ADAYI...

"Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız" sorusuna "Ali mi oldu Veli mi oldu önemli değil. Cumhurbaşkanı nasıl olacak, yetkileri nasıl olacak? Bunun üzerinde durmamız lazım. Bakın tek adam rejiminde hiçbir tartışma yok. Herkes bir kişiyi gösteriyor. Diyorlar ki, bizi de besliyor dünyanın parasını aktarıyor, dolayısıyla bizim adayımız belli" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Millet İttifakı'nda her parti tek aday mı gösterecek yoksa ayrı ayrı adayları mı olacak, güçlendirilmiş parlamenter sistem nasıl olacak; bütün bunlar ortaya çıkmadan Türkiye kısır bir gündemin içine çekilmek isteniyor.

Cumhurbaşkanının kim olacağından ziyade yetkilerinin ne olacağını konuşmak istiyoruz. Tek adam rejimi istemiyoruz, güçlendirilmiş parlamenter sistemi istiyoruz.

Bana göre sorulması gereken soru şu. Halk nasıl Cumhurbaşkanı adayı istiyor? Cumhurbaşkanı tek aday mı olsun her şeye o mu karar versin? Cumhurbaşkanı taraflı mı olsun tarafsız mı olsun? Cumhurbaşkanı mal varlığından ötürü kendisine yönelik suçlamaları geçiştiren biri mi olsun, yargıya müdahale mi etsin? Cumhurbaşkanı ailesiyle beraber mütevazi bir hayat yaşasın yoksa toplumdan kopuk mu olsun?

‘BİZİM ADAYIMIZ BELLİ'

Benim düşüncem şu; Bakın tek adam rejiminde hiçbir tartışma yok. Herkes bir kişiyi gösteriyor. Diyorlar ki, bizi de besliyor dünyanın parasını aktarıyor, dolayısıyla bizim adayımız belli.

Peki biz ne diyoruz; Millet ittifakıyız demokrasiye bakıyoruz. Ali mi oldu Veli mi oldu önemli değil. Cumhurbaşkanı nasıl olacak, yetkileri nasıl olacak? Bunun üzerinde durmamız lazım.

Onlar tek adam rejiminin devamını istiyorlar. Biz tek adam rejimi istemiyoruz.

Abdulkadir Selvi niye benim adıma konuşuyor, yoksa birileri yazdırıyor mu?

Onlara belli cümle kalıplarını verip bunu yazacaksınız diyorlar, onlar da “elbette” deyip yazıyorlar.

TELEFON DİNLEMELERİ...

Telefon dinlemeleri için Kılıçdaroğlu, "Devlete duyduğum saygı dolayısıyla devlet bizi dinliyor demek istemem ama bazı çevreler bizi dinliyor. Türkiye'de bu bilinen bir gerçektir. Hukukun, demokrasinin olmadığı bir yerde rakibinizin ne yaptığını dinlersiniz ve servis edersiniz" dedi.

"ERDOĞAN'IN KARARIYLA KAVALA İÇERİDE TUTULUYOR"

Türkiye'deki adalet sistemi ile ilgili Kılıdçaroğlu şu ifadeleri kullandı:

Mahkemelerde ve Adalet Bakanlığı'nda büyük bir çürüme var, Türkiye'de kimse hukuka güvenmiyor. Yargı bağımsız olmadığı için kimsenin can ve mal güvenliği yok.

Hukuk olsa Osman Kavala tahliye olurdu ama hukuk olmadığı için Erdoğan’ın kararıyla Kavala içeride tutuluyor. Hakimler, Erdoğan'ın avukatları üzerinden Saray'dan talimat bekliyor.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Devlete duyduğum saygı dolayısıyla devlet bizi dinliyor demek istemem, bazı yerler ve çevreler bizi dinliyorlar ben bunu biliyorum. Erdoğan demişti bir arada, "Ey Kılıçdaroğlu senin nefeş alışını bile biliyoruz" diye. Bunu söyledim, Sayın İçişleri Bakanı ağır bir ifade kullandı dinleyenler açısından. O da bakanken kendisinin haberi olmadan dinlenmişti. Demokrasinin olmadığı bir ülkede rakibinizi dinlersiniz.

SELAHATTİN DEMİRTAŞ HAKKINDA

Eğer bir kişi ben cumhurbaşkanı adayı olacağım diye YSK'ya başvurur, oradaki hakimler "evet aday olabilirsin" diye karar verirlerse, bu kişi hapiste tutulursa bu ülkede demokrasiden insan haklarından söz edilir mi?

Tutukluluk esas değildir, esas olan tutuksuz yargılamadır diye bir yasa olmasına rağmen bu kişi 3.5 yıldır tutukluysa demokrasi vardır diyebilir misiniz?

Erdoğan, "kimse talimat veremez" falan diye konuşuyor, arkasından tehdit ediyor, "onu kim serbest bırakırsa gösteririm ben ona" diye. Yargıçlara gözdağı veriyor. HSK aracılığıyla gözdağı veriyor.

Mahkemelerde büyük bir çürüme var. Adalet Bakanlığı'nda çürüme var. Türkiye'de adaletin olduğunu kimse kabul etmiyor. Yargıtay başkanı bile adalete olan güvenin yüzde 30'larda olduğunu söylüyor. Yargıtay başkanı bunu söylüyorlarsa iktidarın şapkasını çıkarıp önüne koyması lazım.

Lafa gelince yargı bağımsız. Erdoğan'ın avukatı neler yapıyor ya bu ülkede. FETÖ'den MASAK, MİT raporu olmasına rağmen çatı iddianamesinde adı geçmesine rağmen kimse korkudan dava açamadı ya. Avukatı kimdi, Erdoğan'ın avukatlarıydı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı intihal yapıyor, siz bu kişiyi getirdiniz Yargıtay'a üye yaptınız.

Hukuk olsa Osman Kavala'nın tahliye olması lazım. Tahliye oldu ama aynı olaydan dava açtılar. Papaz'a öyle yapmadılar. Derhal tahliye ettiler, uçağını hazırladılar, Amerika'ya gönderdiler.

Türkiye'de yargı Erdoğan'ın taleplerini yerine getiren bir kurum haline geldi. Yargı bağımsız değil, ondandır ki hiçkimsenin can ve mal güvenliği yoktur.

Bütçe konuşmasında bütçe üzerine konuşmadım. AKP'li vekillerin vicdanına seslendim. Aklını kullanmayan bir insanın parlamentoda olmaması lazım. Kızanlar oldu, evet kızıyorlar. Çünkü onlar da aslında vicdan azabı çekiyorlar.

Babası şehit olan bir çocuğun aylığı 190 lira. Üstelik 52 milyon lira para toplanmış. Nerede bu paralar? Hortumculuğun bu boyutunu ben hiç görmemiştim.

Eğer bizi millet seçtiyse biz milletin sorunlarına tercüman olmak zorundayız. Sorunlar giderek derinleşiyorsa, iktidar partisinin milletvekilleri gördüğü halde ses çıkarmıyorsa vicdanlarına seslenmem zorunlu oldu.

Fakirlikten yoksulluktan bahsettiler 18 yılda sadece bu lafları edenler zenginleşti.

Rüşvet alan adamdan büyükelçi olur mu ya? Yüz karası olayıdır. Bu ülkede namuslu adam mı kalmadı? Türkiye Cumhuriyeti'ni namusuyla temsil edecek adam mı kalmadı? Bunu tabii onlara söyleyeceğim, kime söyleyeceğim.

Devlet yönetiminde kin, intikam olmaz. Bir şey yapacaksınız hukuk içinde yapacaksınız. Kin, öfke ve intikam duygusuyla yola çıkarsanız bunlardan farkınız kalmaz.

CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLACAK MI?

Sorulması gereken soru şu: Halk nasıl bir cumhurbaşkanı istiyor? Cumhurbaşkanı tek adam mı olsun, her şeye o mu karar versin. Cumhurbaşkanı mal varlığından ötürü kendisine yönelik suçlamaları geçiştiren biri mi olsun, yargıya müdahale mi etsin? Cumhurbaşkanı ailesiyle beraber mütevazi bir hayat yaşasın yoksa toplumdan kopuk mu olsun?

Benim düşüncem şu; Bakın tek adam rejiminde hiçbir tartışma yok. Herkes bir kişiyi gösteriyor. Diyorlar ki, bizi de besliyor dünyanın parasını aktarıyor, dolayısıyla bizim adayımız belli.

Peki biz ne diyoruz; Millet ittifakıyız demokrasiye bakıyoruz. Ali mi oldu Veli mi oldu önemli değil. Cumhurbaşkanı nasıl olacak, yetkileri nasıl olacak? Bunun üzerinde durmamız lazım.

Onlar tek adam rejiminin devamını istiyorlar. Biz tek adam rejimi istemiyoruz.

Abdulkadir Selvi niye benim adıma konuşuyor, yoksa birileri yazdırıyor mu? Onlara belli cümle kalıplarını verip bunu yazacaksınız diyorlar, onlar da "elbette" deyip yazıyorlar.

Önümüzdeki seçimlerin demokrasiye taraf olanlarla karşı olanların seçimi olarak bakıyoruz.

SALGINI ÖNLEMEK SİYASİ BİR OLAYDIR

Salgını önleme siyasi bir olaydır, siyasi otoriterinin başarısı da salgını ne kadar önlerse o kadar başarılı olur. Siyasi iktidar başlangıçta sağlıklı bir strateji belirleyemedi. Sağlık Bakanı "Efendim sayın cumhurbaşkanımızın talimatları ile..." böyle başladıktan sonra siz artık topluma doğruyu söylemiyorsunuz demektir. Bu cümleyle başlayan bakanlar bakan değil Erdoğan'ın memurları.

Çifte standart uygulamak devletlerin saygınlığına gölge düşürür ve sizin söylemlerinizin güvenli olmadığı ortaya çıkar. Zamana ve zemine göre konuştuğunuz algısını dünyaya yayar.

Sandıkta demokrasiden yana olanlar birleştiği zaman Türkiye'nin pozisyonu çok değişecek. Herkes Cumhuriyetin nasıl demokrasiyle taçlandırıldığını görecek.