CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, "Gençlere sesleniyorum; gelin CHP'ye üye olun. Partinin yenilenmesi, güçlenmesine evet. Bütün bunların önünü açacağım, hiç merak etmeyin. Bu partiyi gerçek anlamda çağdaş ve uygar bir parti yapacağız. Kurultay kararımızın temelinde de bu yatar. Hiçbir zaman değişimin önünü tıkayan bir kişi değil, değişimin önünü sonuna kadar açacağım. Mutlaka kazanacağız." dedi.
"Ben bir genel başkan olarak partimin sadece bu gününü ve yakın geleceğini değil uzun hedefli yapısını da düşünüyorum ve düşünmek zorundayım. Hiç kimse unutmasın gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi sağlam götüreceğimi herkes bilsin." diyen Kılıçdaroğlu," Bir an olsun namerde boyun eğmedim. Bir tek kere bile olsa haramzadelerin sofrasına oturmadım. Majestelerinin muhalefeti olmadım. Saray'ın sofrasına diz kırmadım. Sırça köşklere tamah etmedim. Doğru ve hak bildiğimi söylemekten asla geri adım atmadım. Üstüme düşeni gözümü kırpmadan yaptım. CHP'li olmak bunu gerektiriyordu. Biz vatan toprağını bırakıp kaçanlardan değiliz." ifadelerini kullandı.
Son dönemde medyada yaşananlara da dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Eleştiriler elbette gelecekti. Bu eleştirilerin de tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp da ön yargı ile hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir. Kalemini satmayan onurlu gazetecilik yapan haklı eleştirilerini her zaman yazan bütün gazetecilere saygım vardır. Kalemini satan ve onurlu davranmayan kendisini bir anlamda savcı yerine koyup, yargıç yerine koyup karar veren gazetecinin gazeteciliği sorgulamak da benim görevimdir." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
Sözlerime önce birkaç acı haberle başlamak isterim. İki şehidimiz var. Şehitlerimizin bizim gönlümüzde ayrı bir yeri vardır. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama bu vatan için canını veren herkese 85 milyon minnet duyar. İki şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum.
MKE’de de 5 işçimiz hayatını kaybetti. Onlara da Allah’tan rahmet diiyorum. Bu olayın takipçisi olacağız. Hangi gerekçeyle nasıl bir facia gerçekleşti bunu da takip edeceğiz.
Sanatin ve kültürün değerini en iyi bizler biliriz. Önemli bir keman sanatçımız Suna Kan’ı kaybettik. Sanat dünyamızın başı sağ olsun.
Rize’de eski kadın kolları başkanımız hayatını kaybetti. Bir felakat sonucu diyelim… Pencere camını silerken 6. Kattan düşmesi ve hayatını kaybetmesi yüreğimizde derin bir yara açtı.
Bu bizim ilk grup toplantımız. Yemin törenini gerçekleştirdik. TBMM organlarını seçtik. Yönetimimiz seçildi. TBMM Başkanı da seçildi. Bir milletvekili arkadaşımız YSK’ye başvurdu. Ben milletvekili adayı olmak stiyorum dedi. Hakimlerint amamı olabilirsin dedi. Yargıçlar mazbatasını verdi.
Mazbatayı aldığı tarihten itibaren bu arkadaşımız tutuklu. Biz CHP olarak nerede haksızlık hukuksuzluk varsa o haksızlığın giderilmesi için mücadele ederiz. Önemli olan bir milletvekilinin Anayasa’ya aykırı olarak hapishanede tutulmasıdır.
Güzel bir atasözümüz var. Yolu doğru olanın yükü ağır olur. Yolumuz doğrudur ve yükümüz ağırdır. Bizim yükümüz sadece bize özgü bir yük değil. 85 milyonun yükünü çeken bir partiyiz biz. Anayasa’ya aykırı davrananan bir yönetime karşı mücadele veriyoruz.
Biz her zaman ve her yerde. Haksızlığa uğrayanların yanında olduk. Düşüncesini ifade etmek isterken şiddet görenlerin yanında olduk. Fakirin fukaranın yanında olduk. Çünkü Gazi Mustafa Kemal’in bir sözü vardı. Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.
Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruduk. Ahlaktan, erdemden, insandan insanlıktan yanayız. Düşünceden düşünce özgürlüğünden yanayız. Aksi halde bu ülkeye demokrasiyi getiremeyiz.
Değerli arkadaşlarım bize oy veren 25 milyonu aşkın vatandaşımızla aynı duygularla sandığa gittik. Bir değişim yapacaktık. Otoriter bir yönetimi demokratik yollarla yolcu edecektik. Açıkça ifade etmek gerekirse kazanamadık. Eleştirilerin tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp da önyargıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir.
Kendisini yargıç yerine koyan gazetecinin gazeteciliğini sorgulamak benim görevimdir. Demokrasiyi getirecektik, yaşanılabilir bir Türkiye inşa edecektik. Bize oy vermeyen vatandaşların hakkını hukukunu da savunacaktık. Yeni bir anlayışı getirecektik. Kimsenin kimliğinden ötürü ötekileştirilmediği güzel bir Türkiye inşa edecektik. Bu idealimizden asla vazgeçmeyeceğiz. İnançla yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi getirinceye kadar yolumuza devam edeceğiz.
25 milyonu aşkın vatandaşımızın oyunu aldık. Oy veren vermeyen tüm vatandaşlarımıza teşekkür ederim. 25 milyon vatandaşımıza şunları söylemek isterim. Aynı duygular ve aynı hüzünleri yaşıyoruz. Çünkğ amacımız birdi. Sakın ola bunlar umutsuzluğa sevk etmesin. İnsanlık tarihi hak mücadelesi tarihidir. İnsanlık tarihi bir demokrasi tarihidir. Bu ülkede demokrasinin mihenk taşı da CHP’dir.
Onlar sadece Kılıçdaroğlu’nu desteklemediler. Onlar ortaya koyduğumuz Türkiye irademizi, demokratların ve vatanseverlerin ittifakını ve adil bölüşümü desteklediler. Her türlü iftiraya karşı gerçeklerden ayrılmadılar. 25 milyon bu ülkenin temel taşıdır artık. Yeni kazanacağımız gençlerle 25 milyonu 30 milyon yapmak da CHP’nin boynunun borcudur.
Saray’a da seslenmek isterim. İşte siz bu iradeyi teslim alamayacaksınız. Kötülüğe karşı iyiliği savunanların iradesini teslim alamayacaksınız. Biz değişeceğiz, biz dönüşeceğiz ve yalanlara karşı birlikte mücadele edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti en olmaz denilen anlarda yeniden doğmaını bilmiştir. Bunu da bütün vatandaşlarımın bilmesini isterim.
Bu Saraylıları elbette birlikte göndereceğiz. Ve biz hep beraber Duyuni Umumi hükümetinden beraber kurtulacağız.
Sevgili yurttaşlarım biz hiçbir vatandaşımıza kızgın ya da küskün değiliz. Bahane bulmuyoruz. Benim için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının başımın üstünde yeri vardır. Bizi ayrı kılmaya çalıştılar. Bin bir yalan ve montajlarla aramıza nifak sokmaya çalıştılar. Devleti kuran partiyi terör örgütüyle yan yana göstermeye çalıştılar. Devleti beşli çetelere soyduranlar, dünyalıklarını yurt dışına kaçıranlar dokunulmazlık dosyalarıyla bizi tehdit eder oldular. Biz hiçbir zalimin karşısında diz çökmedik ve çökmeyeceğiz.
Mesele Kılıçdaroğlu olayı değildir. Kılıçdaroğlu bu büyük mücadelenin sadece bir neferidir. Ben CHP’nin bir üyesi olma şerefini bu partinin genel başkanı olma şerefini ömrüm boyunca taşıyacağım.
Hiç kimse unutmasın ceplerinde idam fermanlarıyla vatan mücadelesi yapanların geleneğinden geliyoruz. O nedenle dokularımız, inançlarımız çok farklıdır. İnsanı ve doğası seven bir gelenekten söz ediyoruz. Ben bir genel başkan olarak partimin sadece yakın geleceğini değil uzun hedefli yapısını da düşünüyorum. Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin.
Ben Gazi Mustafa Kemal’in koltuğunda oturuyorum. Göreve geldiğimden beri bu ideallerin kirlenmemesi için özen gösterdim. Ben genel başkan olarak dev bir çınar ama aynı zamanda yeni bir filiz olan CHP’nin değerlerini her zaman korudum ve kolladım. Ama değişime dönüşüme açık bir çınar olarak ifade ediyorum. O çınarımız sürekli yeni filizler verir. CHP’nin değerlerini her zaman korudum ve kolladım. Bunu yapmaya her zaman devam edeceğim.
Bir an olsun namerde boyun eğmedim. Majestelerinin muhalefeti olmadım. Sırça köşklere tamah etmedim. Üstüme düşeni gözümü kırpmadan yaptım. Çünkü CHP’li olmak bunu gerektiriyordu.
Ben kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde nasıl bir memleket istediğimi anlattım. Yeri geldi tepkiler gördüm. Dinledim ve muhataplarımı ikna ettim. Asla bir araya gelemezler denilen kim varsa onları Halil İbrahim sofrasında buluşturdum. Biz vatan toprağını düşmanlara bırakıp kaçanlardan değiliz.
Saray’ın ve yandaşların değil milletin ve vatanımızın kazanacağı yeni bir süreci inşa etme zamanıdır.
Önce bireysel beklentilerden tamamen arınmak zorundayız. Önce ülkemizi ve partimizi seviyorsak bireysel beklentilerden tamamen arınmak zorundayız.
Ve gençlere seslenmek istiyorum. Gelin CHP’ye üye olun köklü mücadelenin bir parçası olun. Gelin bu Saray iktidarının kurduğu Londra’daki tefecilerden medet umanlardan bu memleketi kurtaralım. Kapımız her aydınlığa açıktır.
Bu memleket bizim. 85 milyon vatandaşımız. Biz kimse unutmasın, gerçeği her yerde anlatmakla görevliyiz. Eleştirilere saygı evet, eksiklerimizi bize hatırlatanlara evet. Büyün bunların önünü açacağım endişe etmeyin. Değişimin önünü tıkayan bir kişi değil, değişimin önünü açan bir kişi olacağım. Mutlaka kazanacağız.