Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

CHP, Kılıçdaroğlu’na linç girişimini raporlaştırdı

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Ankara’daki şehit cenazesinde maruz kaldığı linç girişiminin organize bir olay olduğunu belirterek, cenaze sırasında yaşananlara dikkat çekti.

CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da katıldığı şehit cenazesi sonrası uğradığı linç girişimiyle ilgili hazırladıkları raporun ayrıntılarını paylaştı.

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Özkoç, linç girişiminin organize bir olay olduğunun altını çizdi.

'SOYLU'NUN YARGILANMASINI İSTEDİK'

CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç, Bakanın (Soylu) yargılanmasını istedik. Tehdit ve hakaretlerini sıraladık. Yargı, Soylu'nun "çirkef" "düzenbaz" "boğazına ne takacağım" sözlerini, İçişleri Bakanı'nın görevi olarak nitelendirmiştir" dedi.



CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Genel Başkanımıza Çubuk Akkuzulu Köyü’nde bir şehit cenazesinde gerçekleştirilen linç girişimi sonrasında, MYK’da bir komisyon oluşturulması kararı almıştık. Komsiyon olarak, olay yerindeki bütün görüntü kayıtları, fotoğraflar ve tanık ifadeleri inceledik. Ayrıca devlet töreni yönetmelik, yönerge ve teamüllerini araştırdık; mevcut tablo ile olması gereken tabloyu karşılaştırdık. Bunları bir rapor haline getirdik. Rapor çalışmamıza paralel olarak da Genel Başkanımızın tören alanına girdiği andan, evden çıkarıldığı dakikaya kadar her adımını kesit analizleriyle ortaya koyan bir belgesel hazırladık.”

“PLANLI BİR LİNÇ GİRİŞİMİ”

Rapordaki somut delil ve tespitler ile belgeseldeki açık görüntüler, Genel Başkanımıza yönelik planlı bir linç girişiminin gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır.

Şehidimiz Yener Kırıkçı için cenaze namazının, 20 Nisan Cumartesi günü, ikindi namazını müteakip Çubuk Merkez Cami’nde kılınması kararlaştırılmıştı ancak “garip bir tesadüf” oluştaracak şekilde; İstanbul Maltepe’deki Halk Buluşmasıyla aynı gün ve saate alınmıştı.

10 binden fazla insanın katıldığı cenaze töreni için Ankara’nın çeşitli merkezlerinden taşıma yapıldı. Gözaltına alınan şüphelilerden 15 tanesinin Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde şoför olarak görev yapıyor olması, taşımayı kimlerin, ne şekilde organize ettiğini göstermektedir.

Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu dahil, Milli Savunma Bakanı, MEB Bakanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, Emniyet Genel Müdürü ve milletvekillerinin katılacağı bilinen bir cenaze töreni için, güvenlik koridorları oluşturulmamış, güzergah ve yol trafiğe açık tutulamamıştır.

Genel Başkanımızın cenaze törenine katılmasıyla birlikte başlayan provokasyona, imamın defalarca cemaate çağrı yapmasını gerektirecek açık tabloya rağmen müdahale edilmemiş, cenaze namazı bile zorlukla kılınabilmiştir.

“KILIÇDAROĞLU’NUN YÖNELNDİRİLDİĞİ GÜZERGAHTA GÜVENLİK KORİDORU YOKTU”

“Cenaze namazının ardından da devlet töreni yönetmelik ve yönergelerine göre, şehidinin naaşının konulduğu top arabasını takip etmesi ve son kez selamlaması gereken protokol, tam ters istikamette güvenlik şeridi içinde tören alanını terk etmiştir.

Genel Başkanımız, koruma ekibine çizilen güzergahı takip etmiş ve açık bir şekilde kontrolsüz kalabalığın içine sürüklenmiştir. Genel Başkanımızın yönlendirildiği güzergahta ve top arabasının arkasında hiçbir güvenlik koridoru yer almamıştır.

Hem kitapta hem de belgeselde açık bir şekilde görüleceği üzere; Genel Başkanımız kalabalığın içine itildikten sonra aynı yüzler, belli bir organizasyon içinde;

-Kortejin önünde kolkola girerek basınç yaratmak,

-İşaretle birbirlerine genel başkanın yerini göstermek,

-Duvar üzerinde birbirlerini yönlendirmek yoluyla linci gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Taş ve sopalar da görüntülerde açıktır.

Genel Başkanımız ve beraberindekilerın sığındıkları eve; Savcılık kayıtlarına göre bölgede bulunan 700’den fazla güvenlik görevlisinin, 1,5 saat müdahalede bulunmaması, evin etrafında güvenlik çemberinin dahi oluşturulamaması, hiçbir şekilde açıklanabilir bir tablo değildir.

Buradaki bir diğer dayanağımız; dönemin Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’nın olaydan bir gün sonra verdiği röportajdır. Uzunkaya bizzat kendi ifadesiyle jandarmanın evin önündeki kalabalığa müdahale etmediğini ve kendisinin devreye girmek zorunda kaldığını belirtmiştir.”


İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER