TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ve AFAD'ın 2021 yılı kesin hesap kanun teklifi, 2022 yılı bütçe kanun teklifi ve Sayıştay raporları görüşülüyor.
“İFTİRADIR, AYNEN İADE EDERİM”
AKP Trabzon Milletvekili Salih Cora'nın uyuşturucu ticaretiyle ilgili Cumhuriyetin ilk dönemlerini hedef alması üzerine CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, söz aldı. Özkan, Cora'ya şunları söyledi:
“İşin siyasi tartışma boyutu ayrı; tarihsel kişiliklerimize, onurumuza, şerefimize dönük laflar ayrı. Eroin, ikinci dünya savaşından sonra üretilmiş bir şeydir. Kokain, uyuşturucu işte kardeşim. Kokain 1957'lerde, 60'lara kadar ABD'de ev kadınlarına şurup diye satılan bir şeydir. Atatürk ile İsmet İnönü ile bu saçmalığın ne alakası var? İftiradır, aynen iade ederim.
İkinci bir şey… Kim Amerikancıymış? Ben cezaevinde karaciğerimden rahatsızlandım, ABD'de bir doktora görünmek için, milletvekiliyken, ABD Büyükelçiliği'ne gittim ve vize isteğinde bulundum. Amerikan çıkarlarının düşmanısın diye bana vize vermediler. Geldim buraya Meclis Genel Sekreterine, dedim ki ‘Bu ne iştir, ben milletvekiliyim. Bu nasıl bir muameledir?' ‘Cumhuriyet tarihinde ilk kez karşılaşıyoruz' dediler. ‘Kim ilgilenecek kardeşim?' dedim. ‘Dışişleri'. Dışişleri Bakanlığı 2,5 yıl mücadeleden sonra Amerikalılara geri adım attırdı.
Burası beştaş oynanan bir yer değil. Herkes ağzından çıkanı, kimi neyle suçladığını görecek. Geçen sefer de Salih Başol ile ilgili bir şey söyledi arkadaşımız. CHP iktidar değil. Salih Başol kim? Yassı Ada'nın meşhur yargıcı, Adnan Bey'in özel olarak seçip, ‘Bu genç bütün yargıçların en iyisidir, en şanlısıdır' diye getirip oraya oturttuğu kişi. Sonuçta oraya gidildi.
Teraziyi bozmayacaksınız. Teraziye nasıl çıkarsanız, onun karşılığını görürsünüz. Şimdi hep beraber… Bakın Salih Bey siz bazen tarihi baş aşağı ederek, bir yolculuk yapıyorsunuz. Lütfen bu cehaletinizi giderin, böyle şey olmaz. Okuyun yakın tarihi.
İki tane şey söyleyeceğim size, bunlardan bir tanesi milletin kabesi, bu kabeyi oluşturan kahramanlara ve büyüklerimize dil uzatmayın. O İsmet Paşa, oğlu İzzet'in öldüğünü el defterine şöyle yazmış, Sakarya'da İnönü Muharebelerini yürütüyor, İş Bankası Yayınları'ndan çıktı. Diyor ki ‘Oğlum İzzet 3 ay önce vefat etmiş, Allah rahmet eylesin.' İnsan bazı adları alırken çarpılır yahu. Be ne biçim bir şey?"
Tuncay Özkan, Atatürk ve İnönü'yü uyuşturucuyla yanyana getirmeye kalkan AKP Milletvekili Salih Cora'ya gereken cevabı verdi.: "O dönemde eroin, kokain diye bir şey yok!" pic.twitter.com/la3hyd90If
— Engin Özkoç (@enginozkoc) November 18, 2022
“ANTİDEPRESANLARLA AYAKTA DURAN BİR ÜLKE”
"Ben 40 yıl gazetecilik yaptım. 40 yıldır bu verilere sahibim. Uyuşturucu verisi bugün dehşet bir durumda. Sen Trabzon'da gezdiğin zaman sokaktaki anneleri dinlemiyor musun? Bunun bakan ile, onunla bununla ne alakası var? Ülke uyuşturucu batağının elinde, ülke antidepresanlar ile ayakta duran bir ülke. Bunun siyasi sorumluluğu bana mı, sana mı ait? Niye bir eleştiri gelince hemen bir çatışma konusu yaratıyorsun? Kur bir komisyon, katılalım, hep beraber çözüm arayalım. Memleketin çözümü."
“CUMHURBAŞKANINDAN, BAKANA SİYASİ SORUMLUSU”
"Şimdi, uyuşturucu bir beladır. Bunun siyasi sorumlusu Sayın Cumhurbaşkanı'ndan Sayın Bakana, arkasında oturan bürokratlarımıza kadar gelir. Eğer oligarşik bir devlet değilsek, eğer bir demokrasiysek elbette ki bir siyasi sorumlusu olacak. Ben miyim siyasi sorumlusu, oradaki bürokratlar değil de ben miyim siyasi sorumlusu? Kardeşim iyi yapılanı takdir ederiz. Yaptıklarına teşekkür ederiz, yapamadıklarını da eleştiririz. Ben yalaka olmak zorunda değilim ki. Ben milletin vekiliyim.
Anne geliyor sokakta gırtlağıma yapışıyor. Sayın Bakan ilk geldiğinde her okulun önüne bir polis koyacağım dedi, nerede bu polisler? Sorumluluklarını niye yerine getirmiyorlar? Niye bu uyuşturucu yaygın? Bunların hesabını vermeden, Atatürk'e İsmet Paşaya laf ederek, gündem belirlemeyin. Böyle bir gündem belirlenmez, sizi kınıyorum.” ANKA