"Doğum günümde beni unutmayın, hediye almayın, kutlayın yeter" demişti... Eğer yaşasaydı Ceren bugün 21 yaşında olacaktı. Twitter’ın doğum günü gelen hesap sahiplerine yaptığı balonlu kutlama Ceren Özdemir’in de hesabında görülüyor.
İşte o görüntü:
Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Ceren Özdemir 4 Aralık’ta evinin önünde katil zanlısı Özgür Arduç tarafından kalbinden bıçaklanarak hayata gözlerini yummuştu. Ceren eğer yaşasaydı bugün 21. yaşına ayak basmış olacaktı. Özdemir, okuldaki arkadaşlarına doğum günü için ‘Hediye almayın, kutlayın yeter’ demişti şimdi ise tüm Türkiye Ceren’in doğum gününü kutluyor… Sosyal medyada #İyikiDoğdunCeren etiketine binlerce mesaj yağdı.
Yaşanan üzücü olay sonrası Ceren'in yakın arkadaşı Ayşe Türkmen Akkaş "Sınıfta veya okulda da kimseyle sorunu yoktu. Zaten sorunlu tiplerle muhatap olacak biri değildi. 6 Aralık da onun doğum günüydü. ‘Doğum günümde beni unutmayın, hediye almayın, kutlayın yeter” ifadelerinde bulunmuştu.
Geçtiğimiz yıllarda arkadaşları Ceren'nin doğum gününü böyle kutlamıştı:
ANNESİ VE ARKADAŞLARI MEZARI BAŞINDA
Ordu'da, evinin bulunduğu apartmanın girişinde bıçaklanarak öldürülen Ceren Özdemir, doğum gününde, Ulubey ilçesi Kumanlar Mahallesi'ndeki kabri başında anıldı. Ceren'in annesi Gülfer, babası Yılmaz ve ablası Gizem Özdemir ile çok sayıda arkadaşı, Ceren Özdemir'in mezarına çiçek bıraktı. Anmada gözyaşlarına boğulan anne Gülfer Özdemir, "Yavrum, katil seni mi seçti? Senin yerinde keşke ben olsaydım. Yavrum sen kimseyi kırmazdın, nasıl kıydılar sana? Canım kızım sensiz ben ne yaparım?" diyerek ağıt yaktı. Acılı annenin ağıtı, Ceren'in kabri başındakilerin yüreğini dağladı.
Ailesi ve arkadaşları Ceren'i mezarında ziyaret etti:
Ceren'in mezarına çiçek bırakan annesi Gülfer Özdemir, doğum gününde hediye etmek için mağazadan satın aldığı kazağı giydiğini söylerken, gözyaşı döktü.
Ceren'in kabrine gelen arkadaşlarının yanı sıra çok sayıda kişi de çiçekler ile 'Hoşça kal', 'Seni unutmayacağız', 'Sessiz kalmıyoruz' yazılı not kağıtlarını bıraktı.
Ceren Özdemir’i n babası Yılmaz Özdemir, açıklamalarda bulundu. Olayın nasıl meydana geldiğini anlatan acılı baba Özdemir, “Kızım bale dersinden çıkıyor, eve geliyor. Alt kapı açılmadığı için zile basıyor, ablasından anahtarı istiyor. Evin girişinde o olaya şahit olduk. Ablası geliyor, annesi geliyor. Annesi hemşire emeklisi ilk müdahaleyi yapıyor. Ne yazık ki kurtaramadık çocuğumuzu. Katili yakalandı, acımız yine de dinmiyor. 20 yıldır dişimizle tırnağımızla çalışarak kızımı büyüttüm. Topluma, ülkemize faydalı olması için yetiştirmeye çalıştık” dedi.
“KARINCAYI İNCİTMEYEN BİR ÇOCUK”
Bazı şeylerin değişmesi gerektiğini ifade eden Özdemir, “Bir kendini bilmezin gelip çocuğumu bıçaklaması normal bir şey olamaz zaten. Bu bizim gücümüzün dışında bir şey. Meclis’in, sivil toplum örgütlerinin buna ne kadar katkısı olabilir bilmiyorum ama bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. En azından yasaların değişmesi gerekiyor. Biz vatandaşız, vergimizi ödüyoruz, çocuklarımızı yetiştiriyoruz. Ülkesine faydalı insanlar yetiştiriyoruz. Benim kızım karıncayı incitmeyen bir çocuk. Sokakta geçen parasız kalmış, kendisine aldığı salamı köpeğe vermiş, onu doyurmuş. Sokaktaki köpeği doyuran çocuk, benim çocuğum” ifadelerini kullandı.
“BUNDAN SONRA BAŞKALARI YANMASIN”
Katil zanlısını sokakta görüp ihbar eden vatandaşlara da teşekkür ederek, zanlının en ağır cezayı almasını isteyen Yılmaz Özdemir, “Bizim elimizden bir şey gelmiyor. Cezasını adalet belirleyecek. En büyük cezayı alsın. İdam diyorlar bugün idam bunlar için çıksın. Bizim çocuklarımıza sebep olmasınlar. Özgeler, Cerenler yandı bundan sonra başkaları yanmasın” diye konuştu.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK
Sosyal medya paylaşımlarında olumsuz yorumlara da tepki gösteren ve savcılığa suç duyurusunda bulunacağını da anlatan Yılmaz Özdemir, “Bu olayla ilgili Ordu Barosu, Türkiye, herkes arkamızda. Sosyal medyada olumsuz yazı yazanlara önce kendi çocuklarını düşünmelerini tavsiye ediyorum. Acımız büyük, acımızı dindirmek yerine alevlendirmeye çalışıyorlar. Bunun için savcılardan, Baro’dan yardım istiyoruz. Bu yazışmaların mutlaka dikkate alınmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
Özgür Arduç; cezaevinden nasıl kaçtığını, nerelerde saklandığını, Ceren Özdemir’i kendisine neden kurban seçtiğini polise verdiği ifadede anlattı.
İşte ifadesi:
1987 yılında üç yaşındayken dedem tarafından yetimhaneye verildim. 18 yaşına geldiğim 2002 yılına kadar değişik şehirlerdeki yetimhanede büyüdüm. En son Erzurum Yetiştirme Yurdu'ndayken yurttan ayrıldım.
Ayrıldıktan sonra İspir Yatılı Okulu'nda kaldım. 2002’de Ordu'ya geldim. Ordu’da daha önce yurtta kalmıştım. Geçimimi sürekli hırsızlık yaparak sağlıyordum. Çalışarak kazanç elde etmezdim.
2005 yılında sürekli …. (uçucu uyuşturucu madde) kullanırdım. Bir gün Ayışığı otoparkında iken daha önce görmüş olduğum 12 yaşında bir erkek çocuğunu gördüm.
Yanıma gelerek, benimle sohbet etmeye başladı. Ancak çocuğun bu tavırları beni rahatsız etti. Bu sebeple Selimiye Mahallesi'nde boş bir eve götürdüm. Ve burada çocuğu karın bölgesinden bıçaklamak suretiyle öldürdüm. Polisler beni yakaladı ve cezaevine girdim.
2018 Şubat'ta Rize Kapalı Cezaevi'nde yatmaktayken, açık cezaevine geçmeye hak kazandım. Ancak firar ettim ve Ordu’ya geldim. Huzurevi deposuna konaklamak için girdiğimde polisler beni yakaladılar ve tekrar Perşembe Efirli Kapalı Cezaevi'ne teslim ettiler.
28 Ekim 2019'da açık cezaevine geçtim. 30 Kasım'da gece 22.00 sıralarında açık cezaevinde duvardan atlayarak firar ettim. O gece cezaevi yakınlarında bir bahçede uyudum. Ertesi gün Ordu merkeze gelmek için Efirli'de dolmuşa binip Aynalıkavşak'ta indim.
Dolmuştan indiğimde, artık cezaevinden çıktığım için insanların benden korkması gerektiğini düşünerek, bir yerden bıçak çalıp insan öldürmek istedim. Sahibini önceden tanıdığım bir pastaneye gittim. Burada kendisi bana limonata ve pasta ikram etti.
Ardından AVM’ye girdim. Bir mağazaya giderek, kıyafetlerin alarmını burada keserek, yanımda götürdüğüm poşete koyup mağazadan çıktım ve jandarma karşısında bulunan hamama gittim. Çaldığım kıyafetleri giydim.
Otel’e gittim. Otel sahibine burada kalmak istediğimi, kimliğimin olmadığını söyledim. Kendisi ilk önce beni almak istemedi. Ben de kendisine “Bu saatten sonra polis de savcı da asker de benim. Bu gece korkacaksan benden kork” dedim ve 30 TL karşılığında kaldım.
Saat 07.00’de otelden ayrıldım. Otele yakın bir berberde sakal ve bıyık tıraşı oldum. Sonra hırdavatçıdan bir bıçak aldım. Market’e girdim. Meyve, çikolata ve bisküvi alıp poşete koydum. Ancak görevlilerden birinin benden şüphelendiğini fark ettim.
Bunun üzerine aldığım malzemeleri ve hırdavatçıdan çaldığım bıçağı bırakmak zorunda kaldım. Bu görevliyi öldürmeyi düşündüm. Ancak bunu gerçekleştiremeden marketten çıktım.
Bir iş yeri önündeki tezgahtan, üzerinde Sürmene yazılı et bıçağı çaldım. Sonra insan avına çıktım. Karşıma kadın, erkek, çocuk olsun, ne çıkarsa takip edip sota yerde bıçaklayıp parasını alarak, telefonunu kırıp atmayı düşündüm.
O gün çeşitli şahısları takip ederek bıçak ve tornavida ile öldürmeyi düşündüm. Son anda başkaları karşıma çıkınca gerçekleştiremedim. Gece sürücüsü bayan veya öğrenci olabilecek araçları takip ettim. Amacım, sürücüsünü öldürerek, aracı çalmaktı. Ancak bulamadım.
Gece inşaat’a girerek kaldım. Birkaç defa satın aldığım baliyi (uçucu uyuşturucu madde) kokladım. Baliyi de iş yeri sahibini öldürerek, para vermeden almayı düşündüm ancak gerçekleştiremedim.
3 Aralık günü sabah inşaattan çıktıktan sonra, her zamanki gibi “Kime zarar veririm, kimi öldürebilirim” gibi düşünerek, insanları takip etmeye başladım. Sonra karşıma bir bayan çıktı. Bayanı takip ederek, evinin olduğu binayı öğrendim.
Ancak hangi daireye girdiğini göremedim. Ama bu kızı öldürmeyi çok istedim. Cezaevinden çıktıktan sonra adresini tespit etmiş olduğum bayanı yine öldüreceğim.
Süleyman Felek Caddesi'ne geldiğim sırada, kısa boylu, şu an kıyafetlerini hatırlayamadığım bir bayanı gözüme kestirerek, takibe başladım. (Ceren'i kastediyor) Bayanı takip ederken, bazen aramıza mesafe koyup bazen yan yana gelerek yürüdüm.
Ancak bayanı takip ederken hangi yoldan yürüdüğümüzü hatırlamıyorum. Fidangör'de yokuş bir yere geldik. Bu esnada bayan benim yaklaşık 10 metre önümde yürüyordu.
Bu yokuşu çıkarken, bayanı öldürmek istedim. Ama yakınımızda yaşlı bir erkek şahıs daha yürüdüğü için bayanı öldüremedim. Yokuşu bitirdiğimizde bayan, evinin bulunduğu binanın önüne geldiği esnada bizim yakınımızda yürüyen yaşlı şahıs yan taraftaki binaya girdi.
Benim takip ettiğim bayan ise evinin bulunduğu bina kapısına giderek, zile bastı. Ben bu arada kutu içerisinde bulunan bıçağı çıkararak, sağ elime aldım. Kesici kısmını elimle tutup sap kısmını montun koluna sokarak beklemeye başladım.
Bu arada binanın son katında bulunan evin penceresinden bir bayanın bana baktığını gördüm. Takip ettiğim bayan ise binadan içeri giriyordu. Kapıyı kapatacağı esnada bayana ‘Bakar mısınız, burada Metin' dediğim anda bayanla birlikte apartmanın içerisine girdim.
Bıçağı çıkarıp bayanın vücudunun ön tarafına rastgele iki defa soktum. Bayan bağırarak yere düştü. Ben bıçağı vücuduna soktuğum esnada baktığımda kesici kısmın tamamının vücuduna girdiğini gördüm. Bıçağı çıkardıktan sonra amacım bıçaklamaya devam etmekti.
Ancak pencereden bayanın beni görmesinden dolayı acele davranarak, bayanın çantasını almadan, olay yerinden elimdeki bıçakla koşarak uzaklaştım.
Cezaevinden çıktıktan sonra bayan ve genç erkekleri öldürmeyi planlıyordum. Bunları seçmemdeki amacım, zayıf olmaları ve daha kolay öldürebileceğimi düşünüyordum. Ben insanların daha iyi imkânlarla yaşadığını kıskandığımdan dolayı öldürmeyi düşünüyordum.
Bugüne kadar psikolojik tedavi görmedim ve ilaç kullanmadım. Bundan sonra kendimi öldürmeyi de düşünüyorum. Yaptıklarımdan pişman değilim. Cezaevinden çıkarsam yine insan öldürmeyi düşünüyorum.
Kaçarken bıçağı montun cebine koydum ve kestirme yollardan ilerlerken, bir duvardan atladım. Ben duvardan atlarken, yaşlı bir erkekle bir bayanın bana doğru baktığını gördüm.
Merdivenlerden sahil istikametine indim. Giresun istikametine doğru bir müddet koştum. Amacım, bir an önce ağaçlık bir alan bularak, ortalıkta gözükmemekti.
Teleferik istasyonu civarında bir müddet oyalandım. İş yerlerini dışarıdan kontrol ederek, içeride alabileceğim para olup olmadığına baktım. Burada oyalanırken, etrafta yine öldürebileceğim bir bayan aradım.
Ancak etrafta başkaları olduğundan bunu gerçekleştiremedim. Bir gün öncesinde kaldığım inşaata tekrar geldim. Gece bu inşaatta yattım.
Sabah bir marketten cips çaldım. Başka bir marketten bir meyve çaldım. Sonrasında altında çay ocağı bulunan bir caminin yanına geldim. Çay ocağına girerek, bir müddet oturdum. Bu sırada çay ocağına altı yaşlarında bir çocuk ile annesi geldi.