Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Cemevine gelen elektrik faturası Alevi Dedesi Fırat'ı isyan ettirdi

Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı ve Garip Dede Dergâhı Vakfı Başkanı Celal Fırat, cemevlerinin 'ticarethane' sayılarak dergahlarına gönderilen 30 bin liralık elektrik faturasına tepki gösterdi. Fırat, "Devlet her anlamda bizi eşit yurttaş olarak görmüyor." dedi.

Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı ve Garip Dede Dergâhı Vakfı Başkanı Celal Fırat, cemevlerinin 'ticarethane' sayılarak dergahlarına gönderilen 30 bin liralık elektrik faturasına tepki gösterdi. Fırat, "Türkiye'de gerçekten Alevilere yapılan bu muameleyi bir zül olarak görüyoruz. Ben hakkımı helal etmiyorum. Bu ülkedeki eşit yurttaşlık felsefesindeki herkesin buna tepki koyması lazım. Esasında bizim meselemiz bir fatura meselesi değil, bu bir hak arayışın meselesi. Devlet her anlamda bizi eşit yurttaş olarak görmüyor" dedi.

İstanbul Küçükçekmece’deki Garip Dede Cemevi'ne 30 bin 60 TL elektrik ve 11 bin 847 TL doğal gaz faturası geldi. CK Boğaziçi Elektrik tarafından düzenlenen elektrik faturasının 'tüketici grubu/sınıfı' kategorisinde 'ticarethane tarifesi' yazdığı görüldü.

Cemevinin ticarethane sayılarak fatura düzenlenmesine tepkisini "Verdiğimiz vergilerin her kuruşu size haram olsun" diyerek dile getiren Alevi Dernekleri Federasyonu ve Garip Dede Dergâhı Vakfı Başkanı Celal Fırat, ANKA Haber Ajansı'na konuştu. Fırat, şunları söyledi:

DEVLET CEMEVLERİNİ TİCARETHANE MANTIĞI İLE GÖRÜYOR

Bu ülkede biz cemevleri için uzun bir zamandır devlet nezdinde girişimlerde bulunduk. İbadethanedir ama gelin görün ki maalesef 2022 yılında yaşadığımız şu süreçte bile halen cemevlerimiz ile ilgili tanımlar yapılıyor. Şöyle ki özellikle Anayasa'nın içerisinde şöyle bir tanım var: Camiler, mescitler, sinagoglar, kiliseler ibadethane olarak görülüyor, tanımlanıyor. Tabii cemevleri böyle bir boyutun içerisinde görmediklerinden dolayı böyle bir tanıma konumlanamıyor. Biz 'İbadethane cemevleri' derken, devlet bu anlamda da cemevlerine bir tanım getiriyor. Nedir? 'Ticarethane' mantığı olarak görüyor. Hani bırakın ibadethaneye buraları bir işveren mantığıyla bakıyor. Oysa, burada biz 24 saat vatandaşlarımızı ayırmaksızın Alevi, Sünni, Türk, Kürt, Çerkez, inanan, inanmayan herkes gelip burada lokmalar yiyor, yemekler veriliyor, hizmetler veriliyor, kurslar veriliyor. Sadece günde 1-2 saat değil adeta 24 saat burada hizmet veriyoruz her anlamda bütün topluluklara, haklara.

BİZ EŞİT YURTTAŞLIK İSTİYORUZ BU ÜLKEDE

Cemevi içerisinde aşevleri olmakla beraber her gün 5-10 cenaze hizmetleri yapılıyor. Canlarımız hakka uğurlanıyor. Kurslar çok yoğun bir şekilde yapılıyor. Bunlar hepsi ücretsiz, Tabii yoğun bir yer Garip Dede Dergâhı. Biz eşit yurttaşlık istiyoruz bu ülkede. Cemevlerimizin meselelerinin çözülmesi lazım artık. Alevi toplumu bu sorunları gerçekten görmekten, bunlarla karşı karşıya gelmekten ciddi bir şekilde rahatsız, mutsuzuz. Bu ülkede vatandaşlık hizmetinin hepsini yerine getiriyoruz ki bunları yapmaktan gerçekten mutluyuz. Vergi veriyoruz. Ben bir işverenim ticaretle uğraşıyorum, devlet benden de vergi alıyor ama ben bunu ben helal etmiyorum.

SÜNNİ DOSTLARIMIZIN DA BUNA TEPKİ KOYMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUM

Sadece devlet yetkilileri değil, başka inançların da özellikle Sünni dostlarımızın da buna tepki koyması gerektiğine inanıyorum. Şimdi camideki imamın ücretini benden aldıkları vergilerle ödüyorlar. Ben hakkımı helal etmiyorum. Bu boyutta bakarsanız. Ama biz oysa bu topraklar Hacı Bektaşlar, Yunus Emreler, Mevlanalar birlik beraberlikten dem vurmuşlar, beraber yol yürümekten, gelenek görenekleriyle, sözlü olarak dillendirmişler. Bugünkü koşullara baktığımızda Türkiye'de gerçekten Alevilere yapılan bu muameleyi bir zül olarak görüyoruz. Ben bu çifte standartı kesinlikle kabul etmiyorum. Aynı şekilde bunu sadece Alevi toplumunun meselesi olarak da görmüyoruz. Bu ülkedeki eşit yurttaşlık felsefesindeki herkesin buna tepki koyması lazım. Bunun için ülkede yaşayan bütün vatandaşların bu yapılanı Alevilere yazılan bir ceza olarak da görmek lazım. Sadece bir cemevine yazılan hizmet mantığı değil. Bu ikilemlerden artık devletin ivedi bir şekilde çekilmesini, kendini arındırmasını, Alevi toplumunun sorunlarına etkin bir şekilde cevap verip cemevlerinin ibadethane statüsünde kabul görmesini arzuluyoruz. Talebimiz bu. Vatandaş olarak bu boyutuyla gerçekten rahatsızız.

DEVLET HER ANLAMDA BİZİ EŞİT YURTTAŞ OLARAK GÖRMÜYOR

Dün buraya geldiğimde bir fatura gösterdiler bana 30 bin lira. Bizim işyerlerimize bu faturalar gelmiyor. Bir de yani biz ibadethane derken, devlet buna bir ticarethane diye bir tanım getiriyor. Esasında bizim meselemiz bir fatura meselesi değil, bu bir hak arayışı meselesi. Bu fatura sadece bir vesile. Devlet her anlamda bizi eşit yurttaş olarak görmüyor. Bize farklı muamele yapıyor ciddi şekilde. Son derece rahatsız ediyor gelenek göreneklerimizi, itikadımızı, inancımızı. Tam belli olmayan bir süreci yaşıyoruz. Çocuklarımıza sözlü mülakat uygulanıyor… Çocukların cenazelerini kaldırıyoruz. Biz böyle bir psikolojik sorun yaşıyoruz. Yüksek elektrik faturaları bütün vatandaşlarımız için de aynı şekilde bir sorun. Her gün buraya gelip elektrik faturaları ödeyemeyen, bunları bizim ödememizi veya birilerine, işadamlarına ödetmemizi isteyen onlarca canımız var. Toplumsal, psikolojik sorun, sıkıntı yaşıyoruz. Bunun üzerine attım o tweeti. Öyle diyebilirim.

CUMHURBAŞKANI'NA BU KONULARLA İLGİLİ DE AYETLERE BAKMASI ÇAĞRISI YAPIYORUM

Benden vergi alınıyor, camilere başka inançlara aktarılıyorsa buraların da elektrik ve başka giderlerinin karşılanması lazım. Ne söyleyeyim ben? Vatandaşlık hizmetini o zaman yerine getirmeyim, askere gitmeyim, vergi vermeyeyim, elektrik, su faturalarını ödemeyeyim beni eğer vatandaş olarak görmüyorsa. Vatandaş olarak görüyorsa nasıl ibadet etmem gerektiğiyle ilgili bana alan çizmemeli. Tam tersi ben nasıl istiyorsam devlet bunun hükümlüklerini yerine getirmekle sorumlu eğer gerçekten sosyal bir devletse. Biz öyle olmadığını, gönderdikleri faturalarla yalın bir şekilde görüyoruz. Bu ülkede yaşayan bütün kesimler beraber çalışıyoruz, aynı şehirde yaşıyoruz, aynı havayı soluyoruz, aynı binada yaşıyoruz, aynı okulda okuyoruz. Bu meseleyle ilgili herkesin bir söz söyleme hakkının olduğunu görüyorum. Bize yapılan bir zulümdür. Kul hakkından bahsediliyor, ben bu kul hakkını kesinlikle yoğun bir çerçevede hakkımı helal etmiyorum. Eğer böyle bir hak var ise Sayın Cumhurbaşkanı ikide bir ayetlerden bahsediyor, bu konularla ilgili de Kur'an ayetlerine bakması çağrısını buradan yapıyorum sizin aracılığınızla.”

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER