Düzce bu sabah 04.08'de 5.9 büyüklüğünde şiddetli bir depremle sarsıldı. Depremin merkez üssü Gölyaka, Sarıdere olarak tespit edildi. Bölge 120'nin üzerinde artçı depremle sallandı. Düzce depreminin hissedildiği kentler şöyle: İstanbul, İzmir, Sakarya, Ankara, Eskişehir, Bursa, Yalova, Kocaeli, Bolu, Zonguldak, Çankırı, Edirne... Düzce'de bir kişi panik sonucu kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Bakan Koca deprem sonucu en az 68 kişinin yaralandığını açıkladı. Düzce Adliyesi'nde hasar meydana geldi. Eğitim-öğretime bir gün süreyle ara verilen kent sayısı dörde yükseldi.
Deprem sonrası uyarılar da peş peşe geldi. Prof. Dr. Celal Şengör, "Bu beklenmeyen bir depremdi. Faydaki stres çok arttı. İstanbul depremi zannettiğimizden yakın ve büyük." uyarısında bulundu.
Fatih Altaylı Celal Şengör'ün depremle ilgili değerlendirmesini şu şekilde aktardı:
Avusturya’dan Türkiye’de olan biteni yakından izliyordu.
Geceden beri tüm verilere ulaşmaya çalışıyordu.
“Bana biraz süre ver” dedikten sonra geri aradı ve anlattı.
Yazacaklarım dünyanın en önemli jeologlarından birinin ve Kuzey Anadolu fayını inceleyen uluslararası ekibin Naci Görür’le birlikte üyesi olan bir Türk jeoloğun görüşleridir.
“Fatih, bu deprem müthiş kötü bir haberdir. Bu deprem Kuzey Anadolu fayının hareketinin tüm jeologlar tarafından tam olarak anlaşılamadığının göstergesidir. 22 yıl içinde Düzce’de ikinci bir deprem bu. Oysa herkes Düzce’nin gerilimini boşalttığını ve uzunca bir süre ciddi bir deprem olmayacağını düşünüyordu. Öyle olmadığını gördük.
Bunun anlamı şu.
İstanbul depremi bayağı yakınlaşmış.
Stres birikimi had safhaya yaklaştı.
Naci Görür’ün dediği doğru. Bolu Dağı’na doğru da bir deprem bekleyebiliriz. Ama orada 1944 yılında bir deprem oldu. Stres var ama çok büyük bir depreme yol açacak kadar değil.
Asıl stres birikimi Batı’ya doğru oldu.
Yani Adapazarı, Gölcük ve İstanbul.
İstanbul’u bir kez daha uyarıyorum. Ve belki bundan sonra bir kez uyarma fırsatımız dahi olmayabilir. Sana tavsiyem İstanbul’dan, şehir içindeki evinden taşın. O kadar hazırlıksızız ki, bir doğalgaz boru hattının kırılması bile yeter. Taşın çünkü Fatih’siz bir hayat istemiyorum.”
Celal Şengör’ün söyledikleri bunlar.
İster umursayın, ister umursamayın…