Millet İttifakı’nın, seçimleri kazanan ancak YSK’nın yenilenme kararı üzerine yeniden aday olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun 2 milyon 700 bin Twitter takipçisi var. Twitter’da birini talip etmek, ona oy vermek demek olmasa da, hayatımızı kendimize benzeyenlerin yazdıklarını okuyarak geçirdiğimiz düşünülürse, birini izlemek, ona kayıtsız kalmamak, ne dediğini merak etmek demek.
İmamoğlu’nu bugün itibariyle sahip olduğu takipçiler içinde, aynı zamanda bir siyasi partiyi de takip edenler arasında, yüzde 35,8 ile CHP lider ve bu beklenen bir durum. Ancak bu takipçi kümesini, geçen hafta sonu yapılan açık oturum ve devamını kapsayan günlerde kazanılan en son 100 bin takipçiyle kıyasladığımızda belirgin bir genişleme görüyoruz.
UZUN ZAMAN SONRA BLOKLAR ARASINDA İLK OY GEÇİŞLERİ OLABİLİR Mİ?
İmamoğlu’nun kazandığı son 100 bin takipçi içinde, siyasi partileri takip edenlere baktığımızda, ilk iki sırayı Cumhur İttifakı partileri alıyor: Yüzde 30,5 ile AK Parti ve yüzde 26,1 ile MHP takipçileri.
Açık oturumun yanı sıra, İmamoğlu’nun kutuplaşmadan uzak söyleminin de etkisi olduğu belirgin olan bu duruma yakından bakalım.
Bu pasta grafikleri karşılaştırdığımızda son dönemde Ekrem İmamoğlu’nu izlemeye başlayanlar arasında, halihazırda Cumhur İttifakı partilerini takip edenlerin ağırlıkta olduğu açık. Bu, bugüne kadar yaptığımız analizlerde, herhangi bir liderde rastladığımız bir durum değil.
Aynı analizi Binali Yıldırım için yapmak kolay değil çünkü Twitter hesabını mayıs ayında Meclis Başkanlığı’nın hesabı ile değiştirdi. Bu nedenle şu anda kullandığı @BY hesabı benzer bir retrospektif analizde sağlıklı sonuç vermeyecektir. Ancak Yıldırım’ın son 100 bin takipçisi içindeki siyasi parti takipçilerinin dağılımına baktığımızda, takipçilerin yüzde 71,3’ünün yine Cumhur İttifakı takipçileriyle ortak olduğunu görüyoruz. Muhalefet takipçilerinin oranı yüzde 28,7’de kalıyor.
Bu rakamlar, İmamoğlu’nun, uzun zamandır kutuplaşmış olan siyasi ortamda, karşı bloga kendisini dinletmeyi rakibine göre daha çok başarmış olaması olarak okunabilir. Daha sağlıklı değerlendirmek ancak pazar günkü seçimden sonra mümkün olacaktır.