11 binanın yıkıldığı, yol ve köprülerin çöktüğü, tarım arazilerinin zarar gördüğü mahallede ağır hasar alan 13 binanın tahliyesine karar verildi. Kira yardımı yapılacağı duyurulan ve evleri boşaltmaları yönünde tebligat yapılan aileler, gidecek yerleri olmadığı gerekçesiyle hasarlı evlerinde oturmaya devam ediyor.
Trabzon'da, 18 Haziran'da etkili olan sağanak, Araklı ilçesinde sel ve heyelanlara neden oldu. İlçenin Çamlıktepe ve Yeşilyurt Mahalleleri'nde heyelan sonucu önüne set çekilen Karadere, biriken toprak ve balçığı sürükleyerek, aniden taştı. Bölgede kurulu olan hidroelektrik santralinin toprak ve balçıkla dolan havuzunun da taşması sonucu sel suları mahallelere girdi, önüne kattığını sürükledi. Sele kapılan 10 kişi kayboldu, 4 kişi ise yaralı olarak kurtarıldı.
Bölgeye sevk edilen askeri helikopter ve kurtarma ekipleri, mahsur kalan 76 kişinin güvenli bölgelere tahliyesini sağladı. Selde kaybolan 8 kişinin cansız bedenine ulaşılırken, kayıp Mahmut Köseoğlu(39) ile Cengiz Cevahir'i(16) arama çalışmaları sürdürülüyor.
Fekalette 11 bina yıkıldı, 13 bina ağır hasar aldı, yol ve köprüler çöktü, tarım arazileri zarar gördü.
EVLERİNİ TERK ETMİYORLAR
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ağır hasar alan 13 bina hakkında yıkım kararı aldı. Hasarlı binalarda oturan ailelere de evlerini boşaltmaları yönünde tebligat gönderildi.
Valilik tarafından kira yardımı yapılacağı duyurulan ve evleri boşaltmaları tebliğ edilen aileler, gidecek yerleri olmadığı gerekçesiyle hasarlı evlerinde oturmayı sürdürüyor.
'BURUK BİR BAYRAM YAŞIYORUZ'
Tebligatların kendilerine ulaştığını ancak gidecek yerlerinin olmadığını söyleyen İsmet Cevahir, "Biz Kurban Bayramı'na girdik ama buruk bir bayram yaşıyoruz. Akrabalarımızı, arkadaşlarımızı sel sularına verdik. Hala bulunamayan iki kaybımız var. Bize 'evlerinizi, arsalarınızı terk edin' diyorlar. Burası bizim dünyamız. Nasıl terk edip buraları gidebiliriz? Bizim burada mezarlarımız var, bağımız, bahçemiz var. Bize 'burada yaşamayın' diyorlar. Nereye gidelim?" dedi.
'MUTLU VE HUZURLU DEĞİLİZ'
Sel felaketindeki kayıpların halen bulunamadığını anlatan Rahime Cevahir de, "Herkesin bayramı geldi ama bizim bayramımız gelmedi. Biz insanlarımızı, yerimizi yurdumuzu evlerimizi kaybettik. Şimdi kurban kestik, kan akıttık ama mutlu ve huzurlu değiliz. Burada kayıplarımız var. Halen onları bulamadık. Şimdi onların aileleri evlatlarını denizlerin, derelerin kıyılarında, taşların kayaların toprağın altında arıyor. Nerede olduklarını Allah bilir" diye konuştu.
'KAYIPLARIMIZIN ATEŞİ İLE YANDIK'
Yıkım kararı verilen evini yıktırmayacağını ifade eden Meryem Cevahir ise şöyle konuştu:
"Evlerimiz için yıkım kararı alındı. Tebligatlar geldi. Evlerimize biçilen değer ile bizim yeni bir ev alma imkânımız yok. Biz evimizde üç aile yaşıyorduk. Yokluklarla yaptım evimi. Sırtımda yük, gübre taşıdım. Burada selin vurduğu tarlalarımızda yetiştirdiklerimiz satarak, bu evi yaptırdık. İçinin mobilyasını fındık ve çay işçiliği yaparak aldım. Yetkililer ellerini vicdanlarına koyarak hareket etsinler. Şimdi evimin içerisinden hiç bir eşyamı almayacağım. Yıkım yapılacak olduğu gün girip evimde oturacağım. Beni de evimin içinde yıksınlar. Hakkımı versinler. Herkes bayram yaşayacak. Herkes evine girip, çıkacak. Bayram kutlayacak. Biz kayıplarımızın ateşi ile yandık. O acıdan girip de evimizde ne kadar zararımız var bakamadık bile. Bizi buradan zorla gönderseler de bizim mezarlarımız burada yine buraya geleceğiz" ifadelerinde bulundu.