'Camide içki içtiler' yalanının mimarı Saray'dan çıktı

TBMM’de 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki görüşmelere devam ediyor. Sekizinci turda, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığına bağlı kurumların bütçe ve kesin hesapları görüşülüyor. Millî Saraylar bütçesi üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Millî Saraylar İdaresinin Başkanlık sistemine geçilmesinin ardından TBMM’den alınarak Saraya’a bağlanmasını eleştirdi.

TBMM idaresindeki milli sarayların halk egemenliğinin bir simgesi olduğunu savunan Karabat, “Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti kurduğunda saltanat rejimine karşı saraylar halkındır demişti. Siz şimdi o sarayları aldınız külliyeye verdiniz, AKP’nin yönetim anlayışının özeti budur.” dedi.

PARALEL YAPI TEHLİKESİ

Cumhurbaşkanlığına bağlı ofisleri sıralayan Karabat, başka bir bakanlığın yaptığı işlerini yapan ofislerle ilgili “paralel bir devlet yönetimi oluşturulduğu eleştirilerinde bulundu. Açıklamasını sürdüren Karabat: “Daha önce paralel yapıyı gördük şimdi yeni paralel yapılar oluşturuyorsunuz. Devlette iki başlık olmaz, diyordunuz ya, bu paralel ofislerden vazgeçin” dedi.

CHP’li Karabat, Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı’nın başındaki Yasin Yıldız’ın ‘Camide içki içtiler” yalanının mimarı olduğunu hatırlattı. Söz konusu haberlerin de Gezi direnişi zamanında FETÖ yayın organlarında servis edildiğini belirten Karabat, Yıldız’ın Milli Sarayların başında olmasını eleştirdi.

“HEDEFİMİZ MUTLU TÜRKİYE”

Bütçenin vatandaşın gerçek sorunlarına çare olmadığını vurgulayan Karabat, “Bu bütçede ne emekliye ne EYT’liye ne öğrenciye ne öğretmene ne polise çare yok; vatandaşın derdine çare olamayan biçare bir Hükûmetiniz var, biçare bir Hükûmetiniz var.” dedi.

İşte Meclis'teki o konuşma:

Seçim zaman geldiğinde vatandaşın tercihlerin yaparken “Bir tarafa ‘Mutlu saray, mutlu reis; yaşasın saray.’ diyenleri koyarlar, diğer tarafa ‘Hedefimiz mutlu Türkiye.’ diyen muhalefeti koyarlar” diyerek açıklamasını noktaladı.

NE OLMUŞTU?

AKP Genel Başkanı ve Cumuhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2013'te, Gezi Parkı direnişi döneminde söylediği ve hala ispat edemediği "camide içki içtiler" beyanında, görüntüleri haftaya cuma açıklayacağını söylemişti. Aradan bunca yıl geçmesine rağmen görüntüler ortaya çıkmadı.

Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'nin o dönemki müezzini Fuat Yıldırım yalanlamıştı. Yıldırım, yalanlamasının ardından Başakşehir’e bağlı Kayabaşı köyüne görevlendirilmişti. Yıldırım, görev yerinin değiştirilmesinin ardından Diyanet'e dava açmıştı. Dava dilekçesinde yaşadıklarını anlatan Yıldırım, camiye olay yeri inceleme ekibi gelmeden Milli Saraylar görevlisinin müftülük izniyle camide fotoğraf çektiğini, bazı basın mensuplarının da camiye girdiğini belirterek, camide içki içilip içilmediği konusunda basınla mülakat, röportaj ve söyleşi yapmadığını, emniyet ifadesinde de bu yöndeki sorular üzerine görmediğini söylediğini kaydetti. Öte yandan içki içtiği yalanını basına servis eden Yasin Yıldız ise Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’na atanmıştı.

KABATAŞ DA YALAN ÇIKMIŞTI

Erdoğan, yine Gezi Parkı direnişi döneminde Kabataş'ta dönemin Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun gelini Zehra Develioğlu’nun eylemciler tarafından yerlerde sürüklendiğini iddia etmiş, daha sonra Develioğlu, kendisi ile görüşen Star gazetesi çalışanı Elif Çakır’a belden yukarısı çıplak, ellerinde deri eldivenler başlarında siyah bandanalar bulunan 70-100 kişilik grubun kendisini dövdüğünü, bebeğini yere fırlattıklarını söylemişti. Aradan geçen sürede MOBESE görüntüleri, ‘içeriden’ anlatımlar ve polis raporuyla yalanlanan olay, Erdoğan tarafından tekrar tekrar gündeme getirilmişti.