BirGün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre 6 Şubat ve 20 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından yaşanan plansızlık, afet bölgelerinde büyük bir barınma krizine yol açtı. Çok sayıda depremzede çadır ya da konteynere ulaşamazken çadıra ulaşabilenler de ısınma sorunuyla karşı karşıya kaldı. Depremzedelerin birçoğu kendi imkânlarıyla çadırlarına soba kurdu. Yeterli çadırın dağıtılmadığı Hatay’da tarım amaçlı kurulan seralarda kalan 10 yurttaşın seralara kurulan sobalardan çıkan zehirli gazlar nedeniyle yaşamını yitirdiği iddia edilirken benzer bir olayın Maraş’ta da yaşandığı öğrenildi.
UŞAK’TAN DÖNMÜŞTÜ
Depremin ardından eşini Maraş’tan Uşak’a, ailesinin yanına götüren veteriner hekim Fethi Gören, çalışmak için tekrar kente döndü ve çadırda yaşamaya başladı. Muhtarlığın dağıttığı elektrikli sobayı ısınmak amacıyla çadıra götüren Gören, kente düşük voltajlı elektrik verilmesi nedeniyle çalıştıramadı. Isınma probleminin elektrikli sobalarla çözülememesi nedeniyle depremzedelere bu kez kömür sobası dağıtıldı. Gören, henüz sıfır durumda olduğu belirtilen sobayı çadıra kurdu. Ancak çadırdan çıkan zehirli gazlar nedeniyle uykuda soluduğu hava Gören’i ölüme götürdü. Gören’in kanında karbonmonoksit gazı tespit edildi. Depremzedelere dağıtılan sobalar, Gören’in ölümünün ardından apar topar kaldırıldı.
ACI ÜSTÜNE MAĞDURİYET
Depremlerden kurtulan eşini karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle kaybeden Kerime Gören, şunları söyledi: “Beni ailemin yanına Uşak’a getirdi, kendisi de bir süre burada kaldı. Sonra, ‘Çalışmam lazım, paramız yok’ diyerek Maraş’a döndü. Elektrikli sobayı çalıştıramadığı için soba kurmuş. Boru da bulamamış… Ardından ölüm haberi geldi işte. İlk görenler, sobanın henüz yeni olduğunu, ilk kullanımda boya nedeniyle bile zehirli gaz çıkabileceğini anlattı. Eşim, deprem nedeniyle ölmediği için depremzedelere sağlanan haklardan da yararlandırılmıyorum. Acımın üzerine bir de böyle bir mağduriyete maruz bırakılıyorum.”