Antalya Tabip Odası tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında, şehir hastanelerinin kamu adını kullanarak küresel sermayeye yeni ve büyük bir kaynak aktarmanın aracı olarak kullanıldığı ifade edildi.
“KAMUYA ÇOK YÜKSEK MALİYETİDİR”
Antalya Tabip Odası'nda gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan İşoğlu şunları söyledi:
* Ülkemizde “Şehir Hastanesi” kamu-özel ortaklığının yap-kirala-devret modeliyle yaptırılan ve işletilen hastaneler sağlığımızın geleceğini de ilgilendiren israf ve sorunlar yumağıdır.
* Her ne kadar kamu hastanelerinin yeni ve modern şekli olarak tanıtılsa da “kamu” ile ilgisinin olmadığı açıktır.
* Şehir hastaneleri kamu adını kullanarak küresel sermayeye yeni ve büyük bir kaynak aktarmanın aracı olarak kullanılmaktadır.
* En başta gelen sorunlardan biri hastane binalarının ve donanımının kamuya çok yüksek maliyetidir.
* Şehir hastanelerinin yıllık kira bedelleri incelendiğinde, çok yüksek tutarların ödendiği/ödeneceği anlaşılmaktadır.
“SADECE BİNA KİRASI OLARAK AYRILAN TUTAR 31 MİLYAR 45 MİLYON 282 BİN 679 TL”
* 2020 Yılı Yatırım Programı'nda 10 adet şehir hastanesi için sadece bina kirası olarak ayrılan tutar 31 milyar 45 milyon 282 bin 679 TL olarak gösterilmiştir.
* Bugüne kadar 20 şehir hastanesi sözleşmesi imzalanmıştır. Ancak başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere konunun ilgilisi diğer bakanlıkların da kamuyu aydınlatmaktan kaçınmaları nedeniyle şehir hastanelerinin toplam sözleşme bedelleri, sözleşmelerin güncellenmesiyle oluşan ek maliyetler, yapılmış ve yapılması planlanan ödemelere dair açık ve net bir bilgiye bugüne kadar ulaşılamamıştır.
* Öte yandan Sağlık Bakanı 2020 yılı yatırım programında yer alan 10 şehir hastanesinin daha önce bütçe görüşmelerinde belirttiği gibi klasik ihale yöntemi ile yapılıp yapılmayacağını açık bir şekilde ifade etmelidir.
* Şehir hastaneleri için Sağlık Bakanlığı tarafından bugüne kadar 2017 yılında 3 ayda 124.721.247 TL kira, 185.609.969 TL hizmet bedeli, toplam 310.331.216 TL, 2018 yılında 1.152.652.117 TL kira, 1.047.948.486 TL, hizmet bedeli toplam 2.200.600.603 TL, 2019 yılında 2.755.865.554 TL, 2.332.180.599 TL hizmet bedeli toplam 5.088.046.153 TL ödeme yapılmıştır.
* İki yıl üç aylık kira ve hizmet bedeli ödemesi toplamı 7 milyar 598 milyon 977 bin 974 TL'dir.
* 2020 yılının ilk iki ayının mali tablolarıysa henüz açıklanmamıştır.
“YÜZDE 70 GİBİ DOLULUK ORANI ÜZERİNDEN HESAPLANAN ALIM GARANTİLERİ…”
* Bununla birlikte Sağlık Bakanlığı kamu özel ortaklığı finansman modelinin ek maliyet getirdiğini kabul etmiş ve 2020 yılı itibariyle “şehir hastanesi” ismini kullanarak, bütçe kaynaklarıyla devlet hastanesi yapılması kararı açıklanmıştır.
* Yatırım Programı'na 10 adet hastane alınmıştır. Bunlar Antalya, Aydın, Denizli, Diyarbakır, Ordu, Rize, Sakarya, Samsun, İstanbul-Sancaktepe ve Trabzon'dur.
* Bu 10 hastanenin toplam yatırım tutarı 10 milyar 104 milyon 694 bin 629 TL'dir. Yani şehir hastanelerine hiçbir akılcı açıklaması olmamasına karşın 3 kat fazla ödeme yapılacaktır.
* Kaldı ki şehir hastanelerine enflasyon ve kur garantilerinin yanında ayrıca miktara bağlı hizmetlerde yüzde 70 gibi doluluk oranı üzerinden hesaplanan alım garantileri verilmesi nedeniyle yapılacak ödemelere dair netlik yoktur.
“BİRİM FİYATI ARASINDA 14 KAT FİYAT FARKI OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞTİR”
* Sayıştay Başkanlığı tarafından yayınlanan ‘Sağlık Bakanlığı 2018 Yılı Sayıştay Denetim Raporu', büyük önem taşımaktadır.
* Örneğin, Yozgat Şehir Hastanesi'nin çamaşırhane hizmetlerini yürüten alt yüklenicisinin, Sorgun Devlet Hastanesi'ne de aynı hizmeti sunduğu; Sorgun Devlet Hastanesi'ne hizmet karşılığı olarak teklif ettiği bedel ile şehir hastanesine sunduğu çamaşır hizmetinin ortalama birim fiyatı arasında 14 kat fiyat farkı olduğu tespit edilmiştir.
* Şehir hastanelerinde gerek ‘destek hizmetleri', gerekse de ‘tıbbi destek hizmetleri' taşeron şirketlerden çok daha yüksek bedellerle satın alınmaktadır.
* Şehir hastaneleri çağdaş, bilimsel, halkın ihtiyacını karşılayacak bir hastane modeli değildir.
* Sağlık Bakanlığı'nın bütçesini ve geleceğimizi rehin alan, akılcı ve bilimsel olmayan bu ağır yükten kurtulmak için mevcut şehir hastaneleri acilen Sağlık Bakanlığı'na devredilmelidir.