TBMM Genel Kurulu’nda bugün, Millî Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile bağlı kurumların 2020 yılı kesin hesabı ve 2022 yılı bütçeleri ele alınıyor. AKP, İYİ Parti, MHP ve HDP'nin ardından CHP temsilcileri Genel Kurul’da söz aldı.
'BU BÜTÇE DE BU İKTİDAR DA YOK HÜKMÜNDEDİR'
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, iktidara eğitim politikalarıüzerinden şu eleştirilerde bulundu:
Millî Eğitim Bakanlığı’na 2022 bütçesinden ayrılan pay 189 milyar 10 milyon 850 bin liraymış. Plan ve Bütçe Komisyonu’na geldiğinde bu pay, 19 milyar 505 milyon 763 bin dolar olmuş, bugünkü rakamı ise 13 milyar 617 milyon 496 bin dolara düştü. Yani 6 milyar dolar uçtu gitti. Bu bütçeyle öğretmen açığını kapatamazsınız, yeni okul binası yapamazsınız, derslik yapamazsınız, yardımcı personel alamazsınız, öğretmen maaşlarını artıramazsınız. Laik, demokratik, bilimsel eğitim yapamazsınız. Bu bütçe de bu iktidar da yok hükmündedir. Dolayısıyla ben, size, halkın iktidarında yapılacakları anlatmak istiyorum. Çünkü bu bütçeden halk da öğretmenler de öğrenciler de umudunu kesmiştir. Öğretmenlerimizi yaşatacağız. Atanmadıkları için bu 2 öğretmen inşaatta can verdi, bu 2 öğretmen de atanmadıkları için intihar etti. Bu güzelim gençlerin ölümünden kim sorumlu? Atamadınız, bu insanlar yaşama veda etti. Biz, öğretmenleri yaşatacağız; biz, öğretmenleri çocuklarıyla birlikte buluşturacağız, atanmayan öğretmenlerimizi atayarak bu ölümlere ‘dur’ diyeceğiz.
Hemen 50 bin öğretmen ataması yapılması gerekiyor. Atama bekleyen 2 bin 511 engelli öğretmen var, bu öğretmenleri niye atamıyorsunuz? Yasa size emrediyor, niye atamıyorsunuz? Eğitim fakültelerini yeniden düzenleyeceğiz, öğretmen liselerini yeniden açacağız. Öğretmen Meslek Kanunu teklifi, 22 Kasım 2018'de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Cumhuriyet Halk Partisi grubu tarafından verildi. Niye getirmediniz? Şimdi iktidara geleceklermiş, daha sonra Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu çıkaracaklarmış, daha sonra 3600 ek göstergeyi vereceklermiş. İktidara gelmeniz artık hayal. Bu yapılacak, ücretli öğretmen-sözleşmeli öğretmen ayrımı bitecek, herkes kadrolu öğretmen olacak.
'GELİYOR GELMEKTE OLAN, GİTTİ GİTMEKTE OLAN'
Öğrencilerin barınma sorununa ilişkin Kaya, “Bugün, Ankara kapısına dayanan gençlerimiz ‘Yolumuzu açın’ dediler. ‘Yolumuzu açın’ diyen gençlere ne yaptınız? Zulmettiniz. Bu gençler hâlâ gözaltında. Barınma sorununu çözün. Siz, Antalya'da kellesi kesilen, Karaman'da tecavüze uğrayan, Erzurum'da cinsel tacize uğrayan çocukları kime teslim ettiniz, hangi tarikatlara teslim ettiniz? Bizim sözümüz olsun ki bir daha ne Aladağ yaşanacak, bir daha ne Antalya yaşanacak, bir daha ne Karaman yaşanacak ne de Erzurum yaşanacak. Çünkü biz, vakıflarla, cemaatlerle, tarikatlarla yapılan tüm sözleşmeleri iptal edeceğiz; yeni bir hayat kuracağız. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Geliyor gelmekte olan, gitti gitmekte olan. Güle güle size, güle güle, yolunuz aydınlık olsun. Umarım muhalefette bu kanun tekliflerini getirirsiniz, yararlı olanı hep birlikte çıkartırız diyorum” diye konuştu.
'2002 YILINDA 20 ÇEYREK ALTIN ALINIYORDU BİR ÖĞRETMEN MAAŞIYLA 2021 YILINDA 4 ÇEYREK ALTIN'
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal da şunları söyledi:
Öncelikle, bugün Ankara'da gözaltına alınan öğrenciler adına şunu söylemek istiyorum: Yazıktır, günahtır, ayıptır! Ya neredeyse uçan kuşu gözaltına almadığınız kaldı arkadaşlar. Hani siz özgürlükten yanaydınız? Ya bu sokak röportajı yapan arkadaşın ellerinde ne var? Sadece telefonları var, ayakkabıları var ya. Yazıktır arkadaşlar ya! Bir de buraya gelen, yurt sorununu dile getirmeye çalışan öğrenciler... Sayın bakanlar, vallahi de billahi de tillahi de günaha girersiniz. Yapmayın, bir an önce bu çocuklarımızı lütfen serbest bırakın. Bakın, Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülkeden 153'üncü sıradayız. Hani demokrasi, nerede? Yapmayın arkadaşlar. Eğitimle ilgili bugüne kadar bütün milletvekili arkadaşlarımız dile getirdiler, hatta Cumhur İttifakı'nın ortağı da dile getirdi. Sayın Kaya'nın dediği gibi; getirin, getirin, biz de destek verelim. Köy okulları kapalı, taşımalı da sorun var, yani ciddi anlamda çok büyük sorunlar var. Burada, beş dakikada sığdıramayız ama özellikle hani, TÜİK'te olan o yöneticiler... Ya Allah korkuları yok mu onların ya? Bakın, öğretmen maaşını baz alacağız: 2002 yılında 20 çeyrek altın alınıyordu bir öğretmen maaşıyla 2021 yılında 4 çeyrek altın. Değer düşmedi mi arkadaşlar?
'ASGARİ ÜCRETLİLERLE LÜTFEN PİNPON TOPU OYNAMAYALIM'
Topal, asgari ücretle ilgili de “Dolara göre atarsa 5 bin 400 lira olması gerekiyor. Şekere göre artarsa 6 bin lira, ayçiçeği yağına göre artarsa 6 bin 500, un fiyatına göre artarsa 7 bin 500, kömüre göre artarsa 8bin 500. TÜİK, genel anlamda pinpon topunu baz alıyor, pinpon topuna göre de artarsa da 3bin 400 lira oluyor. Arkadaşlar, asgari ücretlilerle lütfen pinpon topu oynamayalım lütfen” dedi.
'AKP GENEL BAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN'A NE DERSİNİZ?'
CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'na, "Yap-işlet-devret modeliyle Türkiye'de yapılan otoyollar, köprüler ve havaalanlarının müteahhidi kim? Peki neden dolar ve euro bazında bu ihaleler çıkıyor ve bu ihalelerin geçiş garantileri neden dolar veya eurodur" diye sordu.
Yıldız, "Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak yollara karşı değiliz, köprülere karşı değiliz, havaalanlarına karşı değiliz. Biz diyoruz ki ‘Bu soygun düzenine son verin, bu euroyu, doları aklınızdan atın’. Siz vatandaşın kullanacağı yolu yapmıyorsunuz, siz vatandaşın kullandığı köprüleri yapmıyorsunuz; siz sadece yandaş müteahhitleri zengin etmek için yol yapıyorsunuz" diye konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un "Devletin kendisine vermiş olduğu Türk lirasını gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıktır" sözlerini hatırlatan Yılız, “‘Ahlaksız" demişler. Peki ben demin size anlatıyorum; TL bazında çıkmış bir ihaleyi euroya çevirip on yedi yıl boyunca bu ülkeden euro olarak alan bir müteahhide ve bunu yapan Bakan’a, bunu yapan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ne dersiniz" dedi.
'BU BÜTÇE BEŞLİ ÇETENİN YEDEK AKÇESİDİR'
CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu de şunları söyledi:
Bugün, artık pul olmuş bir bakanlığın bütçesini konuşuyoruz. Bütçenin tamamı Meclis’e geldiğinde Ulaştırma Bakanlığı’nın bütçesi 7 milyar 650 milyon dolardı, bugünkü kurla 5 milyar dolara indi. Aradaki 2 milyar 650 milyon dolara ne oldu? Cumhurbaşkanlığı’nın üstün ekonomi bilgisiyle buhar oldu. Bu bütçeden çocuğuna internet bekleyen vatandaşımız, köyüne yol bekleyen muhtarımız, Sivas'a yüksek hızlı tren hattı bekleyen hemşehrimiz boşuna beklemesin, çünkü bu bütçe beşli çetenin yedek akçesidir. Bütçeyi sunması gereken kişi de Sayın Bakan değildir. Bu bütçe, 21/b ile ihale alan, milleti soyup soğana çeviren LİMAK’ın, Cengiz'in, Kolin'in bütçesidir. Onlara çağrımdır: Gelsinler buraya, bütçelerini savunsunlar. Bu bütçe o çetelerin değil de halkın bütçesi olsaydı siz bugün 16 milyon İstanbulluyu mağdur edemezdiniz, metro ihalelerine set çekemezdiniz, taksi ağlarıyla iş tutamazdınız sayın Bakan.
(ANKA)