Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Boğaziçi'nde kulüp isyanı

Boğaziçi Üniversitesi, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle 4 yurdunu yıkıp birini de güçlendirme çalışmaları yapmak üzere boşalttı. Yaklaşık bin 200 öğrencinin yurtsuz kalmasına neden olan süreçte okul yönetimi, çözüm olarak okuldaki kulüplerin yıllardır kullandığı odaların boşaltılmasına karar verdi.

Kahramanmaraş depremlerinin ardından yapılan çalışmalarda, Boğaziçi Üniversitesi’nde bulunan dört yurt binasının depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yaklaşık 1200 öğrenci yurtlarından çıkarılmış, okul yönetimi ise bu öğrencileri geçici olarak kulüplerin odalarına yerleştirme kararı almıştı. Ancak öğrencilerin iddialarına göre üniversite yönetimi bu odaları fakülte haline getirmek istiyor.

Yeşil Gazete'de yer alan habere göre; kulüp üyeleri, okul yönetimiyle yaptıkları görüşmelerde, kulüp odalarının taşınmasının planlandığı yerin yeterli olmadığını, burada kulüplerin çalışmalarını sürdüremeyeceğini belirtiyor. Bu süreçte çözüm odaklı hareket ettiklerini vurgulayan öğrenciler, üniversite yönetimini konteyner yurt yapmak amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile buluşturduğunu fakat yönetimden “kulüp odalarının ne olursa olsun taşınacağı” şeklinde bir yanıt aldıklarını iletiyor.

Öğrenciler, okul yönetiminin kulüpleri kampüsten uzaklaştırmak için bu kararı aldığını düşünüyor. Kulüplere üye öğrenciler, kampüsten uzakta olduklarında öğrencilerin kulüplere daha az katılacağını, bunun da kulüplerin faaliyetlerini sekteye uğratacağını ifade ederken yaptıkları itirazların kabul edilmediğini bildirdi.

Dört senedir çalışma yürüten bir öğrenci kulübünün üyelerince yapılan ortak açıklamada, yönetimce odaların taşınmasının planlandığı yerle ilgili şunlar söyleniyor:

“Kulüp odalarının taşınması planlanan yer, çalışma yapmaya elverişli değil. Burayı büyüklüğü itibarıyla ancak depo olarak kullanabiliriz fakat bodrum katta bulunan ve güneş almayan bu havasız alan, kulüp altyapılarını sağlıklı bir şekilde muhafaza etmeye de imkan sunmuyor.

Kulüp odalarının taşınması, yönetimin öğrencileri kampüslerden uzaklaştırmaya yönelik politikalarının çok önemli bir parçası çünkü biz birtakım görüşmelerde uzun vadede yönetimin bizi çıkarttığı yurt binasını ve güneydeki kız yurdunu fakülteye çevirmek istediğini de öğrendik. Böylece Boğaziçi Üniversitesi’nin sembolikleşen kampüsünde barınma imkanı kalmayacağı için bir gününün tamamını kampüste geçiren hiçbir öğrenci olmayacak.”

Kulüp üyeleri, bu kararın öğrencilere karşı bir politika içerdiğini belirtirken durumun öğrencileri nasıl etkileyeceğine şu sözlerle dikkat çekiyor:

“Güney Kampüs’te yer alan erkek yurdunun ilk katında, 27 kulübün kullandığı, 15 kulüp odası bulunuyor. Planlar, buradaki kulüp odalarını yurt odalarına çevirip yaklaşık yüz öğrencinin bu odalarda ‘üç katlı ranza’ sistemine geçerek barınmasını öngörüyor. Kulüp odalarının yurda çevrilmesi hâlinde bile binden fazla öğrencinin nerede barınacağı belirsiz.”

Öğrencilik yıllarında kulüp üyesi olarak çalışma yürütmüş bir Boğaziçi Üniversitesi mezunu kulüplerin öneminden şu şekilde bahsediyor:

“Boğaziçi Üniversitesi çok köklü bir kulüp geleneğine sahip. Kulüpler bizim için aynı zamanda birer okul. Burada birçok sanatçı, fikir insanı, önemli iş insanları yetişmiş ve bu kişilerin çoğu Boğaziçi’ndeki kulüplerde çalışma yürütmüş, hatta bazıları mesleklerini kulüplerde edindiği birikimle seçmiş. Boğaziçi Üniversitesi’nde 43 kulüp var. Bu kadar fazla kulübün çalışmalarını sürdürebilmesi için ciddi bir altyapıya ihtiyacı var. Zaten son yıllarda kulüpler altyapı konusunda zorlanmaya başlamıştı. Yeni fakülteler açıldı, bölüm kontenjanları arttı… Kulüplerin kullandığı çalışma alanları bu nedenle yetersiz hâle gelmeye başladı.”

Son olarak kulüplerin imkanlarının kısıtlanması yerine arttırılması gerektiğini söyleyen üniversite mezunu, Boğaziçi Üniversitesi’nin imajı ve kalitesi için öğrencilerin memnuniyetinin önemini ise şu sözlerle aktarıyor:

“Aynı zamanda güney meydanda, Boğaziçi Üniversitesi denilince aklımıza gelen ilk yerde bu çalışmaları yürütüyor olmak; öğrencilerin sosyalleşmesi, üretim alanları içinde bulunması, öğrenciler arası dayanışmanın kurulabilmesi için çok kritik. Güney meydanın öğrencilerden ve kulüplerden arındırılmaması gerekiyor. Çünkü Boğaziçi’nin o meşhur fotoğraflarındaki hayat ancak öğrenciler ordaysa var.”

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER