Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük: Güvenliği sağlanmayan sağlık çalışanlarına, git çalış denilemez

Kahramanmaraş merkezli depremle ilgili bir basın açıklaması yapan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük hekim ve sağlık çalışanları olarak depremin ilk gününden itibaren tüm tıbbi ve insani yardımlar için harekete geçtiklerini belirtirken, yakınlarının ve kendilerinin güvenliği tehlikede olan sağlık çalışanlarının güvenliği sağlanmadan çalışmaya zorlanamayacağını söyledi.

BASIN BÜLTENİ

BİRLİK VE DAYANIŞMA SENDİKASI GENEL BAŞKANI DR DERYA MENGÜCÜK

Güvenliği sağlanmayan sağlık çalışanlarına, git çalış denilemez

Kahramanmaraş merkezli depremle ilgili bir basın açıklaması yapan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr Derya Mengücük hekim ve sağlık çalışanları olarak depremin ilk gününden itibaren tüm tıbbi ve insani yardımlar için harekete geçtiklerini belirtirken, yakınlarının ve kendilerinin güvenliği tehlikede olan sağlık çalışanlarının güvenliği sağlanmadan çalışmaya zorlanamayacağını söyledi. Hasar gören sağlık tesisleri hakkında gerekli çalışmanın yapılmadığını ifade eden Dr Mengücük işveren olarak Sağlık Bakanlığını gereğini yapmaya çağırdı. Dr Derya Mengücük "Depremzede sağlık çalışanları desteğe, yardıma ihtiyacı varken zorla ve uygunsuz koşullarda çalışmaya zorlanmaktadır" dedi.

Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının üyesi bulunduğu Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr Derya Mengücük, ülkemizi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Ülkemizin yaşadığı büyük afete işaret edilen açıklamasında Dr. Derya Mengücük, depremi yaşayan halkımıza geçmiş olsun dileklerini iletirken, yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, hayatını kaybedenlere de Allah'tan rahmet diledi.

Hekim ve aile sağlığı çalışanları olarak ilk günden itibaren gerekli tüm tıbbi ve insani yardımlar için çaba harcadıklarını belirten Dr. Mengücük, "Binlerce gönüllü arkadaşımız bölgeye giderek elinden geleni yapıyor. Fakat önemli bir durum göz ardı edilyor" dedi.

331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği yasasının Sağlık Bakanlığı için esas teşkil ettiği hatırlatılan açıklamada, yasanın çalışmaktan kaçınma hakkı başlıklı 13'üncü maddesinde "Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.” ifadesinde yer aldığına dikkat çekildi. Bu maddeye istinaden Sağlık Bakanlığını depremden etkilenen illerdeki hekim ve sağlık çalışanları için işveren olarak gereğini yapmaya çağıran Dr Derya Mengücük sözlerini şöyle sürdürdü:

Güvenliği sağlanmayan sağlıkçılar çalışmaya zorlanıyor

"Aynı zamanda depremzede olan sağlık çalışanları zaten ilk günden itibaren büyük özveri ile çalışmaya devam etmişlerdir. Evleri yıkılan, aile, akraba ve arkadaşlarından kayıpları olan, işyerlerinin devam eden artçı sarsıntılar durumunda güvenli olup olmadığı meçhul olan çalışanlar bu şartlarda halen çalışmaya zorlanmaktadır. Aynı yasa maddesine göre; “kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır. Buna rağmen, gerek depremden hasar gören aile sağlığı merkezleri ve hastaneler ile ilgili gerekli çalışmaların yapılmadığını görüyoruz.

Deprem illerinden arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre evi yıkılmış, depremden zarar görmüş aile hekimlerine fiziksel ve psikolojik travmaları göz ardı edilerek, barınma ve insani ihtiyaçları, aile ve çocuklarının durumları dikkate alınmadan aile sağlığı merkezlerinde çalışmaları ve üstelik gecede orda konaklamaları istenmektedir. Binanın hasarı belli değilken, ayrıca bitişik binaların yıkılma tehlikesi varken böyle bir zorlama suç olduğu gibi insanlık dışıdır. Depremzede sağlık çalışanları desteğe, yardıma ihtiyacı varken zorla ve uygunsuz koşullarda çalışmaya zorlanmaktadır."

"Yasaya göre çalışanlar tehlikeli bölgeyi bırakıp güvenli yere gidebilir"


Depremzede hekim ve sağlık çalışanlarına da kanunun aynı maddesinde belirtildiği gibi; “Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.” denildiğini hatırlatan Dr Mengücük, sağlık çalışanlarına şu uyarılarda bulundu:

"Kendinizi, ailenizi tehlikeye maruz bırakacak hiçbir isteğe uymak durumunda değilsiniz. Can güvenliğiniz riske etmeyin, depremi yaşamış çalışanlar olarak daha fazla travmaya maruz kalmayın. Sağlık çalışanlarının görevleri başında olduğu halde can güvenliklerinin sağlanmaması durumunda yaşam hakkını içeren bu hakkın kullanımında herhangi bir yaptırım, mobbing uygulanamaz ve ceza verilemez. Hiçbir iş yaşam hakkından önce gelemez, önce çalışan güvenliği sağlanmalıdır. Depremzede olarak hem maddi hem manevi kayıpları olan, yakınlarını kaybeden, ailesini, çocuklarını barındıracak yeri olmayan sağlık çalışanlarının çalışmaya zorlanmaması, ihtiyaçlarını giderecek, yaşadıkları travmanın ilk izlerini onaracak yeterli süre tanınması gerekirken, kendi güvenlikleri sağlanmadan afet bölgesinde çalışan hekim, hemşire. ebe ve sağlık çalışanına Aile Sağlığı Merkezine, hastaneye git çalış denilemez "

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER