Avukatları aracılığıyla Şirin Payzın’ın sorularını yanıtlayan Selahattin Demirtaş, “‘Biz değil, birileri iktidarları için kaç günleri kaldığını saysın” dedi.
3 yıl 11 aydır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, T24 yazarı ve Gazeteci Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı.
Cezaevinden soruları yanıtlayan, Demirtaş 6 yıl sonra düzenlenen “6-8 Ekim Kobani” operasyonunun kamuyuna yönelik korkutma mesajı olarak değerlendirdi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinden çekindiği için hâlâ tutuklu olduğunu söyleyen Demirtaş, “Ben tutuklu değil, siyasi rehineyim. Erdoğan’ın benden bir hayli korktuğunu, çekindiğini net biliyorum. Zaten o nedenle beni burada tutuyor.” dedi.
Avukatları aracılığıyla Payzın’ın sorularını yanıtlayan Demirtaş’ın açıklamalarından satırbaşları ise şöyle:
“KOBANİ OLAYLARININ SORUMLUSU AKP HÜKÜMETİDİR”
“6-8 Ekim Kobane protestoları sırasında yaşananların sorumlusu AKP hükümetidir. Hem hukuki hem siyasi açıdan bu böyledir. Bunu ancak ileriki yıllarda tümden ortaya çıkarabiliriz. Çünkü günümüzde yargı, medya ve bürokrasi “suçlu”nun kontrolünde. İktidar, sorumluluğu HDP’ye yıkarak bir taşla birçok kuş vurmaya çalışıyor ama biz direniyoruz. Ve bu nedenle başaramıyorlar, asla da başaramayacaklar.”
“HDP’Yİ KAPATMAYI AKILLARINA GETİREMEZLER”
“HDP’yi kapatmayı akıllarına bile getiremezler çünkü HDP yeniden ve öyle güçlü gelir ki, bundan en büyük zararı kendileri görürler. Bizleri rehin alırken de HDP’nin kısa bir sürede yok olacağını düşünüyorlardı. Oysa son yerel seçimde çıkan tablo ortada.
HDP’nin bugün yedi milyondan fazla seçmeni var. Onları da kapatacak değiller herhalde. Halk kendi partisini kurar ve daha güçlü şekilde yoluna devam eder. HDP seçmeni, demokratik siyasetten de demokrasi mücadelesinden de vazgeçmez. Ama kapatmayı düşünenler siyaseten ve hukuken ileride büyük bedeller öderler, halk ilk seçimde ağır bir fatura çıkarır bunu yapanlara. AKP ise parti kapatmış bir parti olarak siyaset tarihindeki kara lekelerden birini daha siciline eklemiş olur.”
“DEMOKRASİ BLOKU KONUSUNDA UMUTLUYUM”
“Demokrasi bloku ne kadar erken kurulursa hem AKP – MHP’nin yol açtığı tahribatın önüne geçilir hem de seçim için Hükümete yönelik baskı artar. Daha da önemlisi, topluma ciddi ve gerçekçi bir alternatif sunulmuş olur. Böylece de umut ve cesaret artar.
Ben tüm muhalefet partilerinin seçmenlerinin buna hazır oluğunu görüyorum. Hazır olmayanlar parti yönetimleridir bence. Siyasetçiler halkın çok gerisindeler. Halk günlük hayatta zaten yan yana. Siyasetçiler ise birbirlerine selam vermeye korkar hale geldiler ki maalesef bu da AKP’nin algı operasyonlarının başarıdır. Yan yana geldikten sonraki iki üç günde yaşanacak trol saldırısına direnecek cesareti olmayanlar yarın ülkeyi nasıl yönetecekler? Ya da bu güveni topluma nasıl verecekler, merak ediyorum. Tabii ki bu yan yana gelişi kolaylaştırmak için samimi söylem ve eylemlerde bulunması gerekir. Bunun neler olacağına parti yönetimleri kafa yormalı, ben somut bir şey önermiyorum ancak bunu çok önemsemeliler. Ben demokrasi bloku konusunda umutluyum. Durum çok da kötü değil. Ön yargılar kırılıyor ve yan yana gelme ihtimali her geçen gün artıyor. Vazgeçmemek, bunda ısrarcı olmak gerekir.”
“HALK EVLATLARINI YALNIZ BIRAKMAZ”
“Ben tutuklu değil, siyasi rehineyim. Erdoğan’ın benden bir hayli korktuğunu, çekindiğini net biliyorum. Zaten o nedenle beni burada tutuyor. Ancak ben ve benim gibiler dört duvara sığmayız, işte bunu anlamıyor. Çünkü biz kimsenin adamı değil, halkın, sadece halkın öz evlatlarıyız. Ve halk kendi evlatlarını asla yalnız bırakmaz, bırakmadı. Ne zaman çıkacağımızı falan da hesaplamıyoruz. Sadece direniyoruz. Kazanacağımızdan da eminiz. Biz değil, birileri iktidarları için kaç günleri kaldığını saysın. Biz gün saymıyoruz çünkü”