Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Bilgi yarışmasında 'bilinemeyen' soru saç baş yoldurdu

"Ben Bilirim" adlı yarışma programında Hasan Ali Yücel isminin bilinmemesi sosyal medyada büyük tepki çekti.

Yarışma programında sunucunun, "Türk milli eğitiminin mihenk taşlarından, Köy Enstitülerinin kurucusu kültür ve siyaset adamıdır" sorusu karşısında yarışmacıların doğru cevabı bilememesi ve cevapları "sallayarak" vermesi tartışma yarattı.

Sunucunun ancak 4 harfi açmasından sonra dört yarışmacıdan biri butona basarken, yarışmacıdan biri, "Orhan Ali Güzel" yanıtını verdi. Başka bir yarışmacı ise "Orhan Ali Gürel" yanıtı verirken, bir diğer yarışmacı da "Orhan Ali Püren" yanıtını verdi. Daha sonra ise, yarışmacılar; "Osman Ali Güzel, Osman Ali Gürel, Yaman Ali Güzel, Yaman Ali Gürel" gibi yanıtlar verirken, yarışmacıların hiçbirisinin doğru yanıtı verememesi sosyal medyada tepki çekti.

İşte o görüntüler:

Türk eğitim sisteminde çok önemli bir yere sahip olan Eski Milli Eğitim Bakanı ve Köy Enstitüleri'nin kurucusu Hasan Ali Yücel'in isminin bilinememesi tartışmalara neden oldu.

Sosyal medyada, Hasan Ali Yücel’in oğlu usta şair Can Yücel yaşasaydı ve programdaki bu anları görseydi, o anlara küfür ederdi, yorumları yapıldı.

Ayrıca, Can Yücel'in, babasına yazdığı, "Hayatta ben en çok babamı sevdim" şiiri de bulunuyor.

İşte Can Yücel'in babası Hasan Ali Yücel için yazdığı o şiir:

Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.

Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.

Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40ı geçerse ateş, çağrırlar İstanbula,
Bi helallaşmak ister elbet, diğmi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oynunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.

En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Hasan Ali Yücel kimdir?

17 Aralık 1897'de İstanbul'da doğdu. Eğitim hayatı sırasıyla Mekteb-i Osmani, Vefa İdadisi, Cağaloğlu Darülmuallimin-i Aliye (Yüksek Öğretmen Okulu) okullarında geçer. 19 Aralık 1922 yılında öğretmenliğe başladı.

Bir grup meslektaşıyla Muallimler Birliği ve Türk Ocağını kurdu. 1924 yılında Kuleli Askeri Lisesine tayin edilen Yücel, burada edebiyat öğretmenliği yaptı. Ve hemen arkasından da İstanbul Erkek lisesi’ne felsefe öğretmeni olarak atandı. 1926'dan itibaren İstanbul Erkek Lisesi'nde felsefe ve içtimaiyat (Sosyoloji) öğretmenliği ile Galatasaray Lisesi malumat-ı vataniye öğretmenliği yaptı. 1927'de sona eren öğretmenlik yıllarında, "Felsefe Elifbası", "Süri ve Tatbikî Mantık", Hıfzı Tevfik ve Hamamizade İhsan ile birlikte yazdığı "Türk Edebiyatı Numuneleri" adlı eserlerini yayınladı.

1927 başında, Hasan-Âli, Reşat Şemsettin (Sirer) ile birlikte "Mıntıka Müfettişleri" unvanıyla İstanbul Maarif Emirliğine verildi. Hasan-Âli, 1929 sonunda İkinci Sınıf Maarif Müfettiş Umumiliğine yükseldi ve Maarif Emirlikleri kaldırılınca Maarif Vekaleti Teftiş Kurulu Üyesi oldu. 1930'da Maarif Vekili Cemal Hüsnü (Toray), kendisini araştırma ve inceleme göreviyle Paris'e gönderdi. 1930'un sonunda, geniş bir inceleme ve araştırma dosyasıyla Türkiye'ye döndü.

1936'da bu incelemesini "Fransa'da Kültür İşleri" adıyla yayındı. 1931 yılında bazı inceleme ve denetleme yapmak için Atatürk ile birlikte 3 ay sürecek bir yurt gezisine çıktılar. Söz konusuu denetleme gezisinden bir yıl sonra, dil devrimim doğru temeller üzerinde geliştirmek düşüncesiyle, 12 Temmuz 1932'de Türk Dili Tetkik Cemiyeti kuruldu. Hasan-Âli, Cemiyet’in Etimoloji Kolu Başkanlığına getirildi. 1932 yılında, Hasan-Âli, batıdaki benzerleri örnek alınarak kurulan, öğretim üyeleri yurtdışında okumuş kişilerden oluşan Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'ne müdür olarak atandı.

Hasan-Âli, 1933 yılı sonunda Maarif Vekaleti Orta Tedrisat Umum Müdürlüğü'ne atandı. Bu dönemde, üniversiteye geçişteki önemi nedeniyle liselerde reform düşüncesi üzerine yoğunlaştı. 1934'te Cumhuriyet Halk Partisi'ne dilekçe vererek "Milletvekili adayı olarak önerilmesi"ni sağlar; İzmir Milletvekili olarak Meclise girer. 28 Aralık 1938'de, Hasan-Âli Yücel, 41 yaşında iken, Celal Bayar kabinesinde Maarif Vekili oldu. Özellikle Cumhurbaşkanı l.İnönü'nün desteğiyle, yakın çalışma ve dost grubunun katılımıyla büyük bir reform hareketi başlatır ve gerçekleştirir. Hasan-Âli Yücel, 1945'te, 4-20 Kasım arasında Londra'da toplanan ve 43 ülkenin katıldığı UNESCO toplantısında ülkemizi temsil eder.

O'nun döneminde, Ankara Fen Fakültesi (1943), İstanbul Teknik Üniversitesi (1944.) ve Ankara Tıp Fakültesi (1945) kurulur. Dört yıl gibi bir hazırlıktan sonra, 15 Haziran 1946'da 4936 sayılı Üniversiteler Yasası çıkarılır. Hasan-Âli Yücel, 5 Ağustos 1946'da 7 yıl ve 7 ay sürdürdüğü Millî Eğitim Bakanlığı görevinden istifa etti. İstifasından sonra gazetecilik görevinen dönen Yücel, dönemin etkin gazetelerinden Ulus’ta yazılar yayınlar. 1950 yılında hem Ulus gazetesinden hem de CHP’den ayrılır.

1950-1960 arası bu son dönemde, Cumhuriyet'te "Köşemden" başlığı altında yazılar yazar, yurtdışı gezilere çıkar; Kıbrıs ve İngiltere gezilerinden sonra izlenimlerini, düşüncelerini "Kıbrıs Mektupları" ve "İngiltere Mektupları" adıyla yayınlar.

Bir süre (1956'dan itibaren) İş Bankası Yayın İşlerini yönetir, 1960'ta bunu da bırakır. Bu dönemde sağlığı iyice bozulan Yücel 26 Şubat 1961 sabahı, İstanbul'da misafir olarak kaldığı Prof.Dr. Tevfik Sağlam'ın evinde enfarktüs'ten vefat eder.

Şair Can Yücel'in babası, Japonya kıyılarında batan Ertuğrul Fırkateyninin kaptanı Ali Beyin torunudur.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER