“ABD Başkanı Biden boşluğa konuştu” haberi, sosyal medyadan yayıldı. Ardından TRT Haber’den CNN Türk’e, Halk TV’den A Haber’e, Odatv’den Yeni Şafak’a kadar onlarca internet sitesi ve televizyon kanalında yayımlandı.
Doğrusu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçen hafta Konya’da konuşurken prompterin bozulması üzerine konuşmasına ara vermek zorunda kalması bu kadar ilgi görmemişti. Hatta iktidar medyası bu olayı hiç görmemişti bile. Ama konu Biden olunca Türkiye medyasının neredeyse tamamının haber anlayışı birbiriyle örtüştü.
Yayımlanan görüntülerde Biden, bir kürsüde konuşuyor; konuşmasını bitirdikten sonra dönüp arkasındaki boşluğa bir şeyler söylüyordu. Ardından çıkış yönünü şaşırıyor; kendi etrafında tam tur döndükten sonra platformdan çıkış yönünü buluyordu. Bu görüntülere bakılırsa gerçekten de ABD Başkanı gülünç bir duruma düşmüştü.
Haber bu kadar yayılınca doğrulama platformu Teyit de devreye girdi. Görüntülerin Biden’ın, Pittsburgh’da onarılan Fern Hollow Köprüsü’nün açılış töreninde yaptığı konuşma sırasında çekildiğini belirleyen Teyit, “Biden’ın boşluğa konuşmadığı” sonucuna vardı. 21 Ekim günü saat 16.30’da yayımlanan bu tespitin gerekçesi özetle şöyle açıklandı:
“C-Span’de yayınlanan videoda, Biden’ın arkasında güvenlik görevlileri ve başka insanlar olduğu görülebiliyor. Yani Biden boşluğa değil, buraya doğru konuşuyor. TAE-TV Pittsburgh’un Facebook’ta canlı yayınladığı görüntülerde de Biden’ın baktığı ve konuştuğu yerde insanlar olduğu görülebiliyor. Biden'ın kalabalığa selam verdiği sırada yeşil kıyafetli kişinin karşılık verdiği de tespit edilebiliyor. Yani görüntüler eksik bağlamla sunulmuş ve Biden boşlukla konuşmuyor.”
Anadolu Ajansı’nın Teyit Hattı da bu haberleri inceledi ve Teyit ile aynı sonuca vardı. Teyit Hattı’nın da aynı gün saat 21.47’de yayımlanan incelemesinde “Biden'ın boşlukla konuştuğu iddiası gerçeği yansıtmıyor. Biden kamera açısında gözükmeyen kişilerle konuşuyor” denildi.
Biden’ın konuşma videolarını ben de izledim. Gerçekten de Biden, boşluğa konuşmuyor; 15 dakika kadar süren ve prompter kullanmadan yaptığı konuşmasını tamamladıktan sonra arkadaki işçilere dönüyor, onları selamlıyor. Geniş açıdan çekilmiş görüntülerde durum açıkça görülüyor.
Türkiye’deki haberlerde ve sosyal medyadaki paylaşımlarda kullanılan daraltılmış görüntünün gösterdiğinin aksine Biden boşluğa konuşmuyor. Sadece Biden’ın, arkadaki işçileri selamladıktan sonra platformdan iniş yönünü şaşırdığı, etrafında bir tur attığı doğru.
Bunca internet sitesi, TV ve gazetenin bu haberi kontrol etmeden yayımlaması çok üzücü. Hem öyle bir atalet hali ki, kaynağı bile belli olmayan bir görüntü ve haberin yayımlanmasıyla da kalınmadı. Teyit ve Teyit Hattı’nın, bu haberin doğru olmadığı tespitini yayımlamasından sonra da durumu fark edip haberlerini düzeltmediler.
Hatta o akşam CNN Türk’teki “Akıl Çemberi” adlı programda bir saat boyunca “Biden’ın boşluğa konuşması” tartışıldı, fikir yürütüldü. Ertesi gün de Hürriyet, Yeni Şafak, Yeni Akit gazeteleri ile Kanal D ve Habertürk televizyonlarında kullanıldı bu yanlış haber.
Dijital çağın sefaleti bu olsa gerek, ortaya atılan bir iddia hemen habere dönüşüyor. Herkes birbirinden kopyalıyor ve sonunda haberin yanlış olduğunu kimselere anlatamıyorsunuz bile.
Ne şüpheci gazetecilik kalmış ne de klasik “çifte kontrol” yöntemini uygulayan bir mecra.
Abonelik sisteminde yeni adım
Bakalım internet haberciliğini de kapsamına alan yeni yasadan sonra kaç internet sitesi “haber sitesi vasfı”nı kazanacak. Muhtemelen Basın İlan Kurumu, basılı medyada olduğu gibi eleştirel sitelere ilan kesme cezaları yağdırıp, iktidar yanlılarına kaynak aktaracak.
Yine de yasanın uygulanmaya başlamasıyla birlikte haber sitelerinin durumuyla ilgili somut bir tablo gelecek önümüze. Umarım internet haber siteleri, yeni dönemde BİK’ten gelecek ilana bel bağlamadan okura dayalı gelir modellerini güçlendirir ve içerik üretmeye ağırlık verirler.
Haber sitelerinin çoğunun haber merkezleri hatta kimilerinin editörleri bile yok. Bu tür siteler, internetteki içeriklerin yanı sıra gazetelerin içeriğini de yağmalıyorlar. Böylece internet siteleri arasında farklılık kalmıyor, hem de maliyetini karşılayıp haber üreten kurumlar bu çabanın mali karşılığını alamıyor. Haberciliğe bir darbe de buradan vuruluyor.
Kopyala yapıştır kolaycılığına dur demek için de ne yasal bir dayanak var ne de bu siteler için gazetecilik etik kodları önem taşıyor. ABD ve Avrupa ülkelerinin çoğunda artık medya kuruluşları internette abonelik sistemine geçiyorlar ya da kimi haber ve yazıların üyelikle küçük bir ödeme yapılarak okunmasına izin veriyorlar.
Yakın geçmişte Türkiye’de okurun bedava içerik tüketme alışkanlığını aşmaya yönelik bazı girişimler olmuştu. Hürriyet, 2013 yılında “Hürriyet Sosyal” adı altında üyelik sistemi başlatmıştı. Yazıları ve özel haberleri sadece üye olanlar okuyabilecekti. Üyelerden hiçbir ödeme yapmaları da istenmiyordu ama olmadı. Okurlarını üye olmaya ikna edemedi Hürriyet.
Bir de dijital abonelik sistemini uygulayan yeni gazeteler var; abone olanlar gazetelerini her sabah PDF formatında okuyabiliyorlar. Üç yıldır yayımlanan Gazete Pencere ile yayım hayatına yeni başlayan İkinci Yüzyıl gazetesi ve haftalık Oksijen, abonelerine dijital gazete gönderiyor.
Şimdi de Türkiye gazetesi internet sitesinde abonelik uygulamasını başlattı. Köşe yazıları, özel haber ve söyleşileri sadece abone olanlar okuyabilecek. Böylece Türkiye gazetesi hem okurun mali desteğini sağlamayı hem de kendi içeriğine sahip çıkmayı amaçlıyor.
Umarım başarılı olurlar ve başka gazeteler ile haber siteleri de onları izler…
Tek cümleyle:
Okur Görüşü:
E.Orhan Örücü: Kazalar beldelerin ismi ile anılmalı ve anılıyor. Nasıl ki Soma diyoruz Manisa demiyoruz; Ermenek diyoruz Konya demiyoruz; Kozlu, Karadon diyoruz Zonguldak demiyoruz. Bartın değil Amasra’daki maden kazası denilmeli. Herkes aynı hata içinde Bartın diye yazıyor.
ELEŞTİRİ, ŞİKAYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: medyaombudsman@gmail.com