Şair Ahmet Telli’nin, 2017 yılında katıldığı basın açıklamasında yaptığı konuşma ve “Dövüşen Anlatsın” kitabından okuduğu şiir gerekçesiyle yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
MLSA Turkey'den Sibel Yükler'in haberine göre, duruşmayı, Bilim Sanat Edebiyat Derneği ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi ile yurtdışından ve Türkiye’den 50’den fazla hak savunucusu takip etti.
8 YIL TALEP EDİLMİŞTİ
Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, söz konusu konuşma ve şiirin “terör örgütü propagandası” olduğunu iddia ederek Telli’nin 8 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etmişti.
Mütalaaya karşı savunma yapan Telli, basın açıklamasına aydın sorumluluğuyla katıldığını söyleyerek, “Maksadım şiir okumaktı. Artık 26. basıma ulaşan Dövüşen Anlatsın kitabımdaki şiir ‘terör örgütü propagandası’ yaptığım iddia ediliyor. Bir aydın olarak toplumsal meselelerde daha önce de bulundum, bu benim görevim” dedi. Suçlamayı reddeden Telli, beraatini talep etti.
Avukat Umut Vedat Acar ise 2017 yılındaki açıklamaya katılan 75 kişi hakkında ayrı ayrı açılan davaların hiçbirinde ceza verilmediğini hatırlatarak, “Mahkeme heyetleri fezlekenin iddianameye, iddianamelerin mütalaaya dönüştüğünü ve ortada suça ilişkin herhangi bir delil olmadığını görüyor. Hiçbir mahkeme bu açıklamayı ‘terör örgütü propagandası’ suçundan cezalandırmadı” diyerek, beraat kararı verilmesini talep etti.
10 AY HAPİS CEZASI
Kararını açıklayan mahkeme, Telli’nin üzerine atılı suçu işlediğini belirterek “terör örgütü propagandası” suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme, cezanın ertelenmesine karar verdi.
NE OLMUŞTU?
Duruşma savcısı, Telli’nin açıklamada yaptığı “Dostlar, dostlar biz aylarca, yıllarca bu sokakları, bu caddeleri ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ diye inlettik. Halkların kardeşliğinin nasıl gerçekleşeceğini bize Ulaş Bayraktaroğlu gösterdi. Demek ki dövüşe dövüşe kazanılacak bu kardeşlik” konuşması ile “Dövüşen Anlatsın” kitabından okuduğu şiirle “terör örgütü propagandası” yaptığını iddia etmişti.
Davaya, Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Merkez Yürütme Kurulu üyesi Ulaş Bayraktaroğlu’nun Suriye’de öldürülmesinin ardından 11 Mayıs 2017 tarihinde Ankara’daki Yüksel Caddesi’nde yapılan basın açıklaması gerekçe gösterilmişti.