Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ Haber Global Eşit Ağırlık programına konuk oldu.
İlker Başbuğ, “2008-2010 sürecinde ben ‘Bugün bizsek hedef yarın siz olacaksınız’ dedim. Daha ne diyebilirim ki daha nasıl uyarıda bulunabilirdim” ifadelerini kullandı.
Başbuğ'un öne çıkan açıklamaları şöyle;
İLKER BAŞBUĞ NASIL FETÖ'NÜN HEDEFİ OLDU?
Genelkurmay başkanlığı görevine geldiğimde birincisi aklımızdaki PKK'ya yönelik hedeflerdi. İkincisi ise Gülen örgütünün TSK içinde de endişe edilir bir boyuta geldiğinin farkındaydım. Bunların göreve geldiğimde ismen tespit edilmesinde elimde buna dair bilgi yoktu. Olsaydı silahlı kuvvetlerden ilişiğini keserdik.
28 Ağustos 2008 devir teslim döneminde söylediğim bugün "Toplumun bir kesimi yeni bir kültürel kimlik ortaya çıkarılmasından rahatsız. Bu endişeyi ciddiye almak lazım". Toplumsal huzur için bu zorunluluktur.
Ekonomik güce erişmişse kadrolaşarak devletin çeşitli organlarına yerleşmişse bunun ileride siyasi güç olması kaçınılmazdır.
Karşımızda sosyal bir olay var. Sosyal olan olaya bilimsel yaklaşarak sonuç alabiliriz. Ne yazık ki bunu hükümetler yapamadı. Geçmişte hatalar oldu. 12 Eylül 1980 askeri müdahale olayı sonrası ortaya çıkan bir "türban" meselesi oldu. Yapılan hata 18 yaşını dolduran kızlarımızın üniversitede türban takmaması konusunda karşı çıkılması en büyük yanlıştı. Dönemin başbakanın eşi GATA'ya alınmaması mezuniyet törenlerine alınmaması yanlıştı. Bu olaylar ne kadar yanlışsa şuan ilkokul çocuklarının türban takması da o kadar yanlış. Bu yanlışa kimse ses çıkarmıyor.
FETÖ İLE NASIL MÜCADELE ETTİ?
2002-2010 dönemi için MİT müsteşarlığından TSK'da şu FETÖ'cüdür diye isim istedim hiçbir istihbarat bilgisi gelmedi. Ne denildi; "Ete kemiğe (İsim) bürünmüş bilgi verilemedi" Ordu içindeki isimleri istemem FETÖ'yü rahatsız etti.
ENVER ALTAYLI'NIN FETÖ'YE MEKTUPLARI
2008 yılının son aylarında yazılan bir mektup. Mektupta dördüncü cümle olarak "Başbuğ-Bahçeli görüşmesini değerlendirmek gerek" ifadeleri yer aldı. Ben göreve başlar başlamaz parti liderlerini ziyaret ettim. 1 Mart 2003'de tezkere, 10 Mart 2003'te ise Gülen kararı, 4 Temmuz 2003' Süleymaniye olayı. Bunların tesadüf denilmesine ben karşı çıkıyorum. Ben bu tarihlerde FETÖ bağı görüyorum.
ABD, 1999 yılında Öcalan'ı verip Gülen'i mi aldı?
Esasında ABD ikisini de aldı. Bize verdiği bir şey olmadı.
PKK ile mücadeleye ABD siyasal çözüm istiyor. Çözümü engelleyen kim Türk ordusu. Laik devlet anlayışında geri adımlar atılması isteniyor. Nedir bu "Siyasal İslam". Laik devletin ortası olmaz. Ya Laiktir ya değildir.
MEKTUPTAKİ 7 GENERALİN TAKİBİ İSTENMESİ
Mektupta "Yeni görevine başlar başlamaz bana bir dostumun söylediği sayılarının 7 olduğu generalin takibe alınacağı söylendi" yazıyor.Burada yeni göreve başlayan benim. Bir izleme olayı var hakikatten başlattım. Ama bu general değil albay. Bir şüpheli hareketine denk gelmedik. Daha sonra bu albay savcılığa ifade verdi. Savcı isim listesi gösteriyor. Albay ise "Okuduğunuz isimlerde sadece Nuri Pakdil'i tanıyorum. 6 ay ya da sene de bir kez ziyaretine giderdim" Bu olayın ilginç tarafı bu cemaat içinde hemen duyulmuş olması.
Bir diğer olay ise diğer bir albay ile ilgili bir duyum aldım dikkat edilmesi gerektiği konusunda. Burada o albayın görev yerini değiştirdik. Biz uzaklaştırdık 2014'te terfi ettirildi.
15 Temmuz darbe girişimde benim görev zamanımda olan tek bir general var.
"O DÖNEMDE KİTAP YAZANLARDAN İĞRENİYORUM"
Bir terör örgütü yarattığınız zaman buna şiddet lazım. İstanbul'daki Sinagog baskını olacak sonra HSBC baskını bu konu üzerinde düşünmek lazım. O dönemlerde kitap yazanlardan iğreniyorum. Abdullah Gül'ün Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı iken bu saldırılara ilişkin gidiliyor. Gül "Bunları ispatlayın süreci başlatalım" diyor.
Biz ekonomik gücü var siyaseti paylaşmak isteyecek dediğimizde bize denilen "Efendim ama bunların silahı yok ki" diyenler şimdi "Yanıldık" dediler. Türkiye uçurumdan döndü. Bizim istediğimiz bir daha böyle şeyler yaşanmasın. O dönemde bize siyasi destek gelseydi bu noktaya gelmeye bilirdik.
DÖNEMİN BAŞBAKAN'I ERDOĞAN'I UYARDIM: BUGÜN BİZE YARIN SİZE
2008-2010 sürecinde ben "Bugün bizsek hedef yarın siz olacaksınız" dedim. Daha ne diyebilirim ki daha nasıl uyarıda bulunabilirdim. O zaman Başbakan Erdoğan'a "Bugün bize yarın size" cümlesine ilişkin bir gazetecinin sorusuna Erdoğan "İlker Paşanın görevde olduğu sürede söylediği bir şey vardı o da Bugün bize yarın size. Ben de bugün buna size söyleyeyim. İlker Paşa'nın bu sözleri manidardır" dedi. Bunları Erdoğan söyledi.
6 OCAK 2012'DE BAŞBUĞ'UN TUTUKLANMA SÜRECİ
O tarihte Erdoğan sağlık sorunu yaşadı. O tarihi bile seçmişler. Başbakan Erdoğan o dönemde "Benim mesai arkadaşımdır. Şahsım ve partim tutuksuz yargılanmasını istiyor" dedi. Dönemin Cumhurbaşkanı Gül ise "Başbuğ Yüce Divan'da yargılanmalı" dedi.
Benim tutuklanmama kimse bir şey yapmayınca Cemaat yargı yoluyla hukuksuzluk yapacağını gördü. Güç sarhoşu olan cemaat Başbuğ'u tutuklanmasıyla düğmeye bastı.
15 TEMMUZ'DAN SONRA ERDOĞAN İLE GÖRÜŞTÜ MÜ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile darbe girişimden sonra görüştüm.
FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI TARTIŞMASI
FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçeği inkar olur. Bunun yargının çıkarması ve siyasi iradenin ağırlığını koyması lazım.
"26 HAZİRAN 2009'DAKİ KANUN TEKLİFİNİ GETİRENLER ARAŞTIRILSIN"
26 Haziran 2009'da yasalar torba yasa olarak gündeme getiriliyor. Bu TSK ile ilgili bir kanun teklifi. Bu yasa 25 Haziran'ı 26'sına bağlayan gece yarısı oluyor. Bu yasa ile kimsenin haberi yok biz bundan 26 Haziran sabahı 2009'daki toplantıda haberimiz oluyor.
Bahsedilen yasa teklifi askeri şahıslar askeri mahalde işlediği suçlarda dahil özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu bir kere anayasaya aykırı. Bu tamamen ne için Dursun Çiçek için. Bu olay medyada "AK Parti ile cemaati bitirme planı" algısı olarak yapıldı. Sivil şahıslar her durumda askeri yerlerde yargılanmaz Özel yetkili mahkemelerde yargılanır. Kayseri'de biz bir olay yakalamıştık Hava İkmal Bölge Komutanlığı'nda astsubay yakaladık. Flaş bellek ayarlıyorlar. Burada sivillerden yardım alıyorlar. 14 Nisan 2009'da "FETÖ ile mücadele edicem" dedim. Bu kanun teklifini kim hazırladı tamamen FETÖ ile ilgili bu araştırılsın.
BAŞBUĞ AÇIKLADI: ABDÜLKERİM KIRCA
Jandarma Albay Abdülkerim Kırca, hem benim yanımda hem de jandarma istihbaratında çalıştı. Mardin'de İl Jandarma Komutanlığı'nda terörle mücadelede vuruldu ve kötürüm kaldı. Kırca'ya MGK'da kadrolu olarak çalışması için görev verdim. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer Devlet Madalyası verdi. Bu arkadaşım daha sonra faili meçhul cinayetlerle yargılandı. Daha sonra kendini vurdu ve kaldıramadı. Faili meçhulu uyduranlar kimler FETÖ.
15 TEMMUZ SONRASI
Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanabilir ama kuvvetler yine Genelkurmay'a bağlı olsun. Son düzenlemelerde Genelkurmay'ın bir çok yetkisi elinden alındı. Dolayısıyla Genelkurmay başkanlığının tayin ve terfiler konusunda görevi zayıfladı. Tayin ve terfilerle ilgili personel gözünü daha başka yere dikecektir. 15 Temmuz sonrası en çok zararı Deniz Kuvvetleri gördü. Bizim isteğimiz TSK'nın güçlü olması. Bu coğrafyada orduyu güçlü tutmak lazım. Her şeye rağmen bu ordunun mayası sağlam ve kendilerine verilen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyor.