İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, yargının şimdi de savunma ayağının çökertilmeye çalışıldığını söyledi. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir sistem olmadığını söyleyen İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, düzenlemeyi “baroları susturma girişimi” olarak nitelendirdi.
Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan ise FETÖ projesi olduğunu söylediği çoklu baro sistemi için “Baroları bölmek, parçalamak ve yönetmek istiyorlar” dedi.
AKP illerde birden fazla baro kurulmasının önünü açacak, baro yönetimlerinin çarşaf listeyle nispi temsil esasına göre belirlenmesini sağlayacak düzenleme için düğmeye bastı. Haziran ayında çalışmaya başlayacak Meclis’in öncelikli gündem maddeleri arasında olması beklenen değişiklik teklifi ile “örgütlenme özgürlüğü ve hakkına aykırı” olduğu gerekçesiyle tek baroya üye zorunluluğunun kaldırılması planlanıyor. İllerde birden fazla baro kurulmasının önünü açacak değişiklik ile baro yönetimlerinin de nispi temsil esasına göre belirlenmesi öngörülüyor.
Adalet Bakanlığı ve AKP grubunca çalışılan taslak teklif ile Avukatlık Yasasında değişiklik yapılacak. Taslağa göre avukat sayısı 1000’den 2 bine kadar olan illerde en az 500, 2 bin 1’den 4 bine kadar olan illerde en az 750, 4 bin 1’den 10 bine kadar olan illerde en az 1000, 10 binin üzerinde olan illerde en az 2 bin üye kaydedilmesi halinde bir ilde birden fazla baro kurulabilecek. Alternatif baroya üye olan avukatlara da 4 yıl geçiş yaptığı baroda kalma şartı getirilecek.
'TBB VE BAROLAR KARŞI ÇIKIYOR'
Gatede Duvar'dan Müzeyyen Yüce'nin haberine göre Ankara, İstanbul ve İzmir gibi çok sayıda avukatı bünyesinde bulunduran baroların etkinliğini azaltacak olan düzenlemeye, Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzere 80 baro karşı çıkıyor. Sürece dâhil edilmediklerini ifade eden barolar, söz konusu yasa değişikliğine karşı 1 Haziran Pazartesi günü Ankara’da toplanacak. Siyasi parti liderleri ile de bir araya gelmeyi planlayan avukatlar, yasa değişikliğinden vazgeçilmesini talep edecek.
'YARGININ SAVUNMA AYAĞINI ÇÖKERTMEYE ÇALIŞIYORLAR'
Türkiye Barolar Birliği seçiminde en fazla delegeye sahip olan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, bu düzenlemenin hayata geçmesi durumunda yargı bağımsızlığının sona ereceği görüşünde. Baroların, yani savunmanın yargının koruyucu unsuru olduğuna dikkat çeken Durakoğlu, “Bu kadar büyük bir bölünmenin yaratacağı yokluk, hiçlik ve anlamsızlık giderek yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına vurulan bir darbe haline dönüşecek. AK Parti’nin tekli baro sisteminin örgütlenme hakkına aykırı olduğunu söylediği Anayasa’nın 135. maddesi tam tersini ifade ediyor. Baroların tekli bir yapı içinde olmasının nedeni yargının kurucu unsuru olarak tanımlanmış olmasıdır. Yasama, yürütme, yargı diye tarif ettiğimiz hukuk devletinin omurgası olan yargının, sav, savunma, karar diye 3 ayağı var. İki ayağını da çökertenler savunma ayağını da çökertmeye çalışıyor” diyor.
'TOTALİTER BİR TÜRKİYE YARATILABİLİR'
Barolar üzerinden yapılmak istenen “hukuku ele geçirme” operasyonunun totaliterleşen bir Türkiye yaratabileceğine dikkat çeken Durakoğlu, şöyle konuşuyor: “Otoriterleşen bir Türkiye var. Bu da ileriye dönük belki de totaliterleşen bir Türkiye yaratacak. Barolara dönük bu yasa aslında geleceğin biçimlendirilmesine yönelik hazırlanıyor. Otoriterleşme çabalarının üzerimize düşen payını alıyoruz. Bu durum hukuk devletinin, demokrasinin yok olması demektir. Yapılmak istenen yasa değişikliğinin pratikte uygulaması yok. Yakın zamanda barolar ile birlikte yapılacak toplantı sonrası nasıl bir yol izleyeceğimizi konuşacağız. Ama baroları savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
'DÜNYANIN HİÇBİR ÜLKESİNDE YOK'
İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de, iktidarın baroların gücünü kırmaya dönük adımlar attığını söylüyor. İllerde çoklu baro sisteminin küçük barocuklar yaratma hayalinden başka bir şey olmadığını ifade eden Yücel, şunları söylüyor:
“Bu sistem ile İstanbul’da 25–26 baro, İzmir’de 6 baro, Ankara’da 9–10 civarında baro söz konusu olabilecek. Bu baroların hukuk sistemine müdahalesi, yapılan yanlışları ortaya koyacak girişimlerde bulunmaları mümkün olmayacak. Bu durum hükümetin, “Anadolu barolarının güçlendireceğiz” tezini de çürütüyor. Niyetleri, siyasi iktidarlar karşısında muhalif kimliğini kaybetmeyen ve her fırsatta yanlış yapılan işlerin karşısında toplumcu bir anlayışla duran baroları susturma girişimidir. Madem illerde baroların alternatifi var, neden TBB’nin alternatifi yok. Bu da ayrıca bir soru işareti. Bu sistem dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Bu duruma karşı çıkmak için 1 Haziran’da Ankara’da toplanıyoruz. Vazgeçme niyetinde değiliz.”
'FETÖ'NÜN BAROLARI YÖNETMEK ÜZERİNE KURMAYA ÇAIŞTIĞI BİR PROJEYDİ'
Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, alternatif baro sisteminin FETÖ’nün baroları bölmek, parçalamak ve yönetmek üzerine kurmaya çalıştığı bir yapı olduğuna dikkat çekiyor, tehlikeli olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Bu süreç tamamen antidemokratik işletildi. Barolar ile ilgili yapılmak istenen değişikliğe ilişkin barolar hala daha bilgilendirilmedi. Çoklu baro sisteminin ve nispi temsilin FETÖ projesi olduğunu yıllardır söylüyoruz. Çoklu baro sistemi, öteden bu yana FETÖ’nün baroları bölmek, parçalamak ve yönetmek üzerine kurmaya çalıştığı bir projeydi. Bu sistemde insanlar etnik kökenlerine, siyasal düşüncelerine, tarikat ve cemaatlerine göre örgütlenebilirler. Bu sistemin bölücü ve parçalayıcı ve tehlikeli olan tarafı da budur. Dolayısıyla bu durum ülkedeki hukuk birliğinin sona ermesi anlamına gelir. Demokrasiyi ve hukuku kemirenler, bunların işbirlikçileri ve bugün tanımlanmayan yaşa dışı örgütler elbet bir gün deşifre olacak! Bize de her zamanki gibi onurumuzla mücadele etmek düşer.”
'KAMU HANGİ BAROYU MUHATTAP ALACAK?'
Balkan, çoklu baro ve nispi temsili içeren düzenlemenin yasalaşması durumunda Avukatlık Kanunu’nun hemen hemen her maddesinin değiştirilmesi gerekeceğinin altını çizerek, “Barolar tarafından yürütülen avukatların özlük işlemleri, CMK ve adli yardım hizmetleri, stajyerlerin eğitim süreçleri vb. işlemlerin nasıl yürütüleceği çok ciddi bir soru işareti. Bugünden öngörülemeyen birçok sorunu da beraberinde getirecek gibi görünüyor. Çoklu baro sisteminde kamu otoriteleri hangi baroyu muhatap alacak. Siyasi iktidar kendine yakın olmayan barolar üzerinde baskı kurarak görevlerini yaptırmayabilir. Buna benzer bir sürü sorun ve tehlike baş gösterecek” diyor.
ÇHD: İKTİDAR, BAROALRI KENDİ BEKASININ ÖNÜNDE GÖRÜYOR
Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz da, AKP’nin bekasının devamı için tehdit olarak gördüğü barolara yönelik operasyon yaptığını söylüyor. İktidarın antidemokratik uygulamalarına karşı müdahale eden baroların gücünün parçalanmasının hedeflendiğini belirten Yılmaz, “İktidar, tamamen mevcut barolarda söz hakkına sahip olmadığı, kendi bekası için bir tehdit olarak gördüğü için baroları ele geçirmek istiyor. İktidarın yaptığı hukuksuz uygulamalara baroların ses çıkarmaması, yaklaşan TBB seçilerine Metin Feyzioğlu’nun koltuğu korunmak isteniyor. Baroları parçalayarak, gücünün önüne geçilecektir. Anti demokratik uygulamalara karşı müdahale eden baroların sesi kesilecek, hukuk tamamen ortadan kalkacak. Bundan toplum zarar görecek” diye konuşuyor.