İstanbullu hayvanseverler, Konya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde bir görevlinin elindeki kürekle bir köpeğe vurarak öldürmesini bugün Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenledikleri eylemle tepki gösterdi. ANKA Haber Ajansı'ndan Yiğit Kazbek ile Sadık Karakuloğlu'nun aktardığına göre; “Konya Barınak Vahşetine Karşı Meydandayız” sloganıyla bir araya gelen eylemciler, barınaklarda düzenlemeye gidilmesini ve şartların iyileştirilmesini talep etti. Hayvanseverler adına açıklama yapan gönüllü Recep Uçar, şunları söyledi:
'HER GÜN YÜZLERCE HAYVAN İŞKENCE EDİLEREK ÖLDÜRÜLÜYOR'
Bugün burada buluşma amacımız, günlerdir içimizi yakan barınak zulümleridir. Her gün yüzlerce hayvanın kapalı kapılar ardında işkence edilerek öldürüldüğünü biliyor ve görüyoruz. Konya’daki elim olay da bunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Sadece Konya değil; Ankara, Çubuk, Artvin, Adana, İstanbul ve diğer şehirlerde de durum aynıdır. Bu olayların sona ermesi için barınak işletme uygulamalarında revizyonlara ihtiyaç duyulduğu, iyileştirme çalışmalarının gerekliliği aşikardır. Barınakların kuruluş amacına uygun hizmet vermesini sağlamak için ilgili kuruluşlar ve gönüllüler ile iş birliği içinde denetim sistemleri kurulması ve kamera sistemleriyle izlenebilirliği sağlanması gerekmektedir.
'YURDUN HER KÖŞESİNDE KISIRLAŞTIRMA MERKEZLERİ OLMALI'
Barınaklar, sadece bakımevi değil, kısırlaştırma merkezleri de olmalıdır. Köpeklerin barınaklarda tutulması, katledilmesi, popülasyonu düşürmek için asla bir çözüm olmamalıdır, olamayacaktır da. Kontrolsüz popülasyon artışının nedenleri ortadan kalkmalıdır. Sadece büyük şehirlerde değil, yurdun her köşesinde kısırlaştırma merkezleri olmalıdır. Büyük şehirlerdeki artan sokak hayvanı nüfusunun kaynağı, özellikle yeterli kısırlaştırma imkanlarının olmamasından kaynaklıdır. Aynı şekilde sahiplendirme çalışmaları, popülasyon kontrolü için elzemdir. Barınaklar, sahiplendirme çalışmaları yürütmeli, sahiplenmenin önemini artırmalıdır. ‘Satın alma, sahiplen’ mottosu benimsetilmelidir. Yani kısırlaştırma işlemleri ve sahiplendirmenin kavranmasında barınaklara iş düşmektedir.
'BARINAK İYİLEŞTİRME SÜREÇLERİ GÖNÜLLÜLERLE YÜRÜTÜLMELİ'
Barınaklar, popülasyon kontrolüyle birlikte sahipsiz hayvan refahının artması için çalışmalıdır. Bu sebeple barınaklarda iyileştirme çalışmaları yürütülmelidir. Barınaklarda yeterli sayıda kadro açılmalı ve ilgili personel ehil olmalıdır. Hayvan refahını sağlayacak yeterli alan oluşturulmalıdır. Veterinerlik ve bakım hizmetleri için yeterli malzeme ve ekipman bulundurmalıdır. Taşıma araçları, hayvanların birbiriyle temasını engelleyecek nitelikte, sayıda ve takip sistemleriyle entegre şekilde olmalıdır. Barınak iyileştirme süreçleri de ilgili kurum ve gönüller ile birlikte irdelenmeli ve yürütülmelidir.
'KANUNUN ACİLEN DÜZENLENMESİ GEREKMEKTE'
Ayrıca belirtmek isteriz ki suçlar cezasız kaldığı sürece bu katliamların önüne geçemeyiz. 5199 sayılı Hayvanlar Kanunu’ndaki cezalar caydırıcı nitelikte değildir. Bu kanunun acilen yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Personellerini yönetemeyen kurum yöneticilerinin cezalandırması gerekmektedir. Biz, hayvanseverler olarak, yapılan zulme, vahşete, işkenceye itiraz ediyoruz. Bunun sadece hayvanseverlerin meselesi olmadığını, bunun bir insanlık meselesi olduğunu, hayvanlara yapılan bu eziyetlerin son bulana dek burada olacağımızı bildiririz.
HAKUT Başkanı Muhsin Köhrem ise Konya’da hayvanseverlerin ters kelepçeyle gözaltına alındıklarını belirterek şöyle konuştu:
'BU BARINAKTA BU ÖLÜMLER HER GÜN OLUYOR'
Bizler, Konya'daki bütün arkadaşlara canı gönülden hâlâ katılıyoruz ve iki gündür oradaydım. Bizler, sadece sokak köpeğini vahşice, canice duygularla katleden barınağa gidip bu şeyin devamlılığı olduğunu söyledik. Çünkü öbür çalışanlar da tepki vermedi buna. Oradaki köpekler bile, o dayak yerken gidip destek vermek yerine ya da saldırmak yerine kenara pusmaya tercih etti. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu barınakta bu şekilde ölümler her gün, her gün oluyor.
'TERS KELEPÇEYLE KARAKOLA ALINDIK'
Bunu söylediğimiz için ben ve oradaki gönüllü arkadaşlar, o gece ters kelepçeyle karakola alındık. Bizler sadece masum bir hayvanın hakkını savunduğumuz için ters kelepçeyle, bu ülkede teröristin alındığı gibi alındık. Hatta tecavüzcülerin alınmadığı gibi alındık biz, sadece bu hayvanların hakkını savunduğumuz için.
'BİZ TERÖRİST DEĞİLDİK'
Bizler, hepimiz iyi insanlarız. Tek yaptığımız şey, bir fidan daha dikmek, bir canlının karnını daha doyurabilmek ve herkesin çocuklarına düzgün bir doğa, yaşanabilir bir dünya bırakabilmek bizim derdimiz. Bizim başka bir derdimiz yok. Bizim, ters kelepçeyle içeri alınacak bir suçumuz da yok. Bizim barınaktan Konya çıkışına kadar, sınırlarına kadar eskort araçlarla çıkartılmamıza da gerek yok. Çünkü biz terörist değildik. Ama bizim araçlarımız, Konya'nın sınır dışına kadar eskort araçlarla çıkarıldı.
'İZMİR ŞOFÖRLER ODASI, ŞOFÖRLERİMİZİ TEHDİT ETTİ'
İzmir Şoförler Odası, şoförlerimizi tehdit etti, ‘Sizler gönülleri götürürseniz bizler sizin ruhsatınızı iptal ederiz’ diye. Hayvan hakkını savunurken insanları geriye atmıyorum. Ben bir baba olarak ve Pınar Gültekin'in kuzeni olarak konuşuyorum burada. Bizler iyi insanlarız. Lütfen medyaya bizler teröristmişiz gibi aksettirilmesin. Biz, barınağın önüne gittiğimiz zaman ters kelepçeyle dalınmak istemiyoruz. Son olarak, yaşasın bütün canların eşit yaşam hakkı diyoruz.