Suat İNCEDERE / KARS
Sarıkamış ilçe merkezine 26 kilometre uzaklıkta, Erzurum-Kars-Iğdır karayolu üzerinde yer alan Karakurt köyü baraj yapımı nedeniyle boşaltılmak isteniyor. 1600 nüfuslu Karakurt köyünde; 150 hane, 2 cami, 2 okul, sağlık ocağı, 1 taziye evi bulunuyor. Köy içerisinde 2000 yıllık bir kilisenin yanı sıra kültür varlığı kabul edilen yöreye özgü binaları var. Ancak bunların hepsi baraj nedeniyle çok kısa bir zaman içerisinde yok olacak.
Aras nehri üzerinde inşa edilen, gövde uzunluğu 142 metre yüksekliğinde, asfalt çekirdekli kaya dolgu baraj tipinde Türkiye’de inşa edilecek ilk baraj özelliğini taşıyan Karakurt Barajı'nda su tutulmaya başlandı. Barajla Iğdır Ovasının sulanması ve ve Hidro Elektrik Santralında yılda 345 GWh civarında elektrik üretilmesi planlanıyor.
Ama baraj nedeniyle Karakurt Köyü yakında sular altında kalacak. Köylüler yıllardır baraj nedeniyle mücadelelerini sürdürüyor. Ancak şimdiye kadar sonuç alamamışlar.
Köyde tescilli kültür varlığı olarak kabul edilen 20 tarihi ev ve kilise de bulunuyor. Kanun buralara çivi dahi çıkılamayacağını söylüyor ancak köylülerin anlatımıyla dinleyen kim!
Barajı yapan firma ile önce ruhsatsız taş ocakları nedeniyle karşı karşıya gelmişler sonra da kamulaştırma bedeli yüzünden…
Köyde eylem yapmışlar, şantiyeyi basmışlar, Meclis’e kadar gidip dertlerini anlatmışlar, 24 Haziran seçimleri öncesi “oy vermeye gitmeyeceğiz” diye pankart bile asmışlar ama sorunlarına çare bulamamışlar.
"ELEKTRİK, SUYU OLMAYAN DAĞ BAŞINDA BİR YER GÖSTERDİLER"
Köylülerin yarısı parasını almış, yarısı alamamış. Kendilerine verilen para ise taşınmazlarının ederi değil. Paha biçilemeyecek olan şey evleri, tarlaları, ağaçları, işyerleri yani kısacası hayatları. Şimdi kısa sürede evlerini boşaltmaları isteniyor. Söylediklerine göre, yeni yerleşim için kendilerine gösterilen yer ise dağ başında ve elektriği, suyu olmayan bir yer…
ZORLA ÇIKARTIRIZ"
İşin trajik yanı ise köyde 65 yaş ve üstü insanlar var. Koronavirüs salgınında nasıl evlerini boşaltacaklarını, nereye gideceklerini bilmiyorlar. Ancak kaymakamlık ve jandarma yetkilileri “Boşaltmazsanız zorla çıkarırız” diyor.
Köyde kamulaştırma yapılmayan yerler de var ve bunlar da su altında kalacak. Firma koronavirüse rağmen çalışmalarını sürdürürken, hukuk virüs nedeniyle durdu. Köylülerin evlerinde keşif dahi yapılmadı.
‘EYLEMDE GÖZE BATANLARLA ANLAŞTILAR’
Köy halkından Yavuz Ejder, hukuksuzluk yaşandığını söyleyerek, aynı yerdeki dükkanlar, evleri ve tarlalara farklı fiyatlar biçildiğini belirterek, “Bazı vatandaşları Ankara’ya çağırıyorlar. Eylemde göze batanları seçtiler, anlaştılar. Diğerleri ne olursa olsun dediler” ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLAR SORUYOR: BİZ NEREDE OKUYACAĞIZ?
Çocuklar koronavirüs nedeniyle okula gidemiyordu. EBA TV’den eğitimlerini sürdürmeye çalışıyor ancak artık gidecek okulları da kalmadı. Okuldaki tüm eşyalar taşındı ve şimdi eğitim yuvası sular altında kalmayı bekliyor. Çocuklar ise “Baraj geldi, eşyalarımızı götürdüler. Okul da vermediler. Biz nerede okuyacağız? Güzel bir okul, eğitim ve kendimizi gelecekte daha parlak görmek istiyoruz” diyor.
‘ENGELLİ ÇOCUK, ANAM VE 3 KARDEŞ 60 BİN LİRAYLA NE YAPACAĞIZ?’
Engelli çocuğu olduğunu belirten bir köylü, 3 aile yaşadıklarını ve evlerine 65 bin lira verildiğini kaydederek, derdini şöyle anlatıyor:
“Yaşlı anam, 3 kardeş, engelli çocuk. 60 bin lira vermiş, su geldi ağzımızda, jandarma kapımıza dayanıyor. Biz ne yapacağız?”
ERDOĞAN'A TEPKİ... 'BİZİ SURİYELİLERDEN KÖTÜ DURUMA DÜŞÜRDÜ
Köylü kadınlar da duruma tepkili, evine 80 bin lira değer biçilen bir kadın “Bu parayla nereye çıkacağım. Habire gel çık, gel çık. Sen ver hakkımı ben çıkayım” diye tepkisini gösteriyor. Kendi ektikleriyle ihtiyaçlarını karşıladıklarını dile getiren başka bir kadın da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Bizi Suriyelilerden beter duruma koydu” ifadesiyle durumlarını anlatıyor.
YOKLUKTAN KIZ ÇOCUĞUNU OKULDAN ALMIŞ
İnternet olmadığı için çocuğunun birinin 2 aydır eğitiminden uzak kaldığını ve kız çocuğunu da yokluktan okuldan aldığını ifade eden başka bir kadın ise şunları söylüyor:
“Bu nasıl devlet. Zenginin peşine gidiyor, gerisini de yakıyor. Avukat birleşti şirketle ocağımızı söndürdü. Biz çıkmıyoruz. Kanunsa çıkmıyorum. Zaten badana vurdum eve.”
‘BAKANLIĞA ÇIKACAĞIM, VEKİLLER GELMİYORLAR’
Torunlarıyla ortada kalan bir kadın ise devletin kendilerine el uzatmasını istiyor:
“11 nüfus. Bunlarla nereye gideyim. Her gün ölüne kadar bir gün öleyim. Beni bir gün vurun. Bir ekmek olmuş 1.5 milyon. Devlet bana baksın. Niye İran’a Suriye’ye bakıyor. Tarihi evlere tutmuşlar yıkım yazmışlar. Ben bakanlığa çıkarım, vallaha bakanlığa çıkarım. Vekiller gelmiyorlar. Oyumuzu vermişiz gelmiyorlar.”
EKMEK KAPILARI DA ELLERİNDEN GİDİYOR
Köylünün işyerleri de sular altında kalacak. Yavuz Ejder, kendi işyerine gereken değerin verilmediğini vurguluyor. Esnaf Cuma Gültekin sadece bir dükkana 22 bin lira verildiğini ve durumun hukuksuz olduğunu söyleyerek, derdini şöyle anlatıyor:
“22 liraya kapı pencere alınmaz. Bu devlete bu kadar vergi verdik, askerlik yaptık. Bu devletten yana hiç mi vatandaşlığımız kalmadı?”
Başka bir esnaf ise kamulaştırılan dükkanlarda 122 kişinin ekmek yediğini açıklayarak, “Gönderin müfettişinizi, denetlesinler. Yerlerimiz bu kadar değersiz mi?” diye soruyor.
‘JANDARMA ZORUYLA BOŞALTACAKLAR’
Bir başka köylü şunları söylüyor:
“Kaymakam bey, 4 gün süreniz var, dedi. Boşaltacakmışız. Boşaltmazsak jandarma zoruyla boşaltacaklar.”
Devlet şu anda zenginin sözüne mi bakacak, fakirin gözüne mi?
Koronavirüs var. Sizi komanda gelecek çıkartacak diyorlar. Paramız yok, evimiz yok. Hastalık var, nereye gidelim.
Okul gidiyor. Cami gidiyor. Kalmış 15 ev. Ben ne yapacağım?”
CUMHURBAŞKANI'NA SESLENDİLER
“Cumhurbaşkanımız Kovid-19 salgını nedeniyle vatandaşımız evde kalsın diyor, şimdi köy olarak boşaltılmamız isteniyor. Buraya kamulaştırma ilk girdiği zaman hakim ve heyeti FETÖ’cü çıktı. Hakimi içeri attılar. Bu vatandaş beni tersliyordu, seni içeri atarım diyordu. Sonra gelen düzeltir dedik, düzeltilmedi.”
“(65 yaşın üzeri) Beni çarşıya bile bırakmıyorlar, nereye gideyim. Çocuğun aklına gelse güler. Dağdaki çobanı getirsen bunu yapmaz.”
“Cumhurbaşkanımız bu işe baksın. İnsanlar şehirlere göçmesin, köylü mağdur olmasın.”
“Reis evden çıkmayın diyor, evde 75 yaşımda anam var. Nereye gideceğim.”
BUGÜN KÖYLÜLER JANDARMA İLE KARŞI KARŞI YA GELDİ
Karakurt köyü jandarma zoruyla boşaltılmaya çalışıldı. Köylülerin kimi soğuk havaya rağmen kendisini Aras Nehri'ne attı 2 kişi nehirde süreklendi. Bazı köylüler de ellerinde bıçak çocuklarını rehin aldı. Köylerinden çıkmamak için direndiler. Acı, gözyaşı, çaresizlik saniye saniye görüntülendi. Sosyal mesafe, koronavirüs tedbirleri yok sayıldı...
Köylüler, "Su gelsin götürsün bizi, köyümüzü terk edersek zaten açlıktan öleceğiz. Biz terörist kaçağı değiliz" feryat figan etti.
Nehre atlayan köylüler suda böyle sürüklendi:
"Bu virüs günü bizi evlerimizden çıkarmaya gelmişler" diyen küçük kız çocuğunun telefon kamerasına o anlar şu şekilde yansıdı:
'Hiçkimse bizim sesimiz olmuyor, bari siz olun' diyen küçük kız şı çağrıyı yaptı:
Bir köylü çocuğunu böyle rehin aldı ve arkasından "Biz terörist kaçağı değiliz" sesleri duyuldu...
Kars Valiliği'ndan şu açıklama yapıldı:
Yapımına BİLSEV Enerji Üretim ve Ticaret AŞ tarafından 2014 yılında başlanan Karakurt HES Barajı inşaatı kapsamında kamulaştırma işlemleri (acele kamulaştırma dahil) başlamış ve bu süreç devam etmektedir.
Valiliğimiz, Sarıkamış Kaymakamlığımız ve Milletvekillerimizin katılımlarıyla kamulaştırma sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlanması ve herhangi bir vatandaşımızın mağdur olmaması için muhtelif zamanlarda toplantılar yapılarak ilgili şirket yetkilileri ile vatandaşları uzlaştırma yönünde yoğun çaba gösterilmiştir.
Kars DSİ 24. Bölge Müdürlüğünce baraj inşası çerçevesinde 08.02.2020 tarihinde su tutma izni verilmiştir. İlgili şirket tarafından Valiliğimiz ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına yazılan yazılarda; su seviyesinin yükselmesi ile birlikte 21.04.2020 tarihinden itibaren 1.445 m. kotundan başlayarak Karakurt Köyündeki evlerin su altında kalmaya başlayacağı bildirilmiştir.
Bölgemizde bahar mevsiminin gelmesiyle birlikte karların erimesi ve bahar yağmurları Aras Nehrinin debisini yükseltmekte, bu da Karakurt Barajında tutulan su miktarında ani yükselmeye sebebiyet vermektedir. Ani su yükselmeleri vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği için risk oluşturduğundan, herhangi bir can ve mal kaybı olmaması için gerekli değerlendirmeler yapılarak tedbirlerin alınması gerektiği hususu Valiliğimizin muhtelif tarihlerdeki yazılarıyla ilgili kurumlara bildirilmiş, 17.04.2020 tarihinde Sarıkamış Kaymakamlığımız tarafından Karakurt Köyü Muhtarlığına yazılan yazı ile de vatandaşlarımızın evlerini tahliye etmeleri istenmiştir.
Valilik olarak önceliğimiz vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanması, vatandaşlarımızın herhangi bir mağduriyet yaşamadan tahliyesinin sağlanması için Valiliğimiz başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, ilgili şirket ve Karakurt Köyünde yaşayan vatandaşlarımız ile görüşmeler yapmaya devam etmektedir. Hiçbir vatandaşımızın mağduriyetine izin verilmeyecek olup can ve mal güvenliği sağlanması için gerekli tedbirler alınmaya devam edilecektir.
Diğer yandan, Karakurt Köyü yeni yerleşim yeri ve nakil işlemleri İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğümüz tarafından yürütülmüş ve sonuçta 14.04.2020 tarih ve 31099 sayılı Resmi Gazete yayımlanan 2401 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yeni yerleşim yeri belirlenmiştir. Bu konudaki çalışmalar devam etmektedir.