İzmir’de camilerden çalınan Çav Bella görüntülerini sosyal medya hesabından paylaştığı gerekçesiyle tutuklandıktan sonra serbest bırakılan Banu Özdemir hakkındaki iddianame hazırlandı. 17 Eylül’de hakim karşısına çıkacak olan eski CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Özdemir hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istendi.
İddianamenin ortaya çıkmasının ardından bir açıklama yapan Özdemir’in avukatı Süleyman Karadağ ise savcılık makamının Özdemir’e atılı suçu işlediği yönünde somut bir delili olmadığını müvekkilinin siyasi kimliğine atıf yaparak olayın siyasallaştırdığını söyledi.
Karadağ iddianamede geçen “şüphelinin kimliğine siyasi bir partinin adı eklenmiş” ifadelerine de yer vererek ‘’ Banu Özdemir hiçbir şuç işlememiştir. İddianamede de itiraf edildiği gibi tek suçu Cumhuriyet Halk Partili olmaktır’’ dedi.
Süleyman Karadağ’ın açıklaması şöyle;
Bugün Banu Özdemir ile ilgili basında çıkan haberler sonrası şu açıklamayı yapma gereği doğmuştur:
Müvekkilim hakkında bir iddianame düzenlenmiş olup; İddianame bir bütün olarak değerlendirildiğinde, savcılık makamının müvekkilin üzerine atılı suçu işlediği yönünde somut bir delil bulamadığı, müvekkilimin siyasi kimliğine atıf yaparak olayı siyasallaştırdığı görülecektir.
İddianamenin 3. Paragrafında “şüphelinin kimliğine siyasi bir partinin adı eklenmiş” ifadelerine yer verilerek CHP’li olduğuna atıfta bulunulmuş, müvekkilimin sosyal statüsü ve sosyal medyadaki takipçi sayısı gereği üzerine atılı suçu işlediği iddia edilmiştir.
Müvekilimin paylaşımlarında suç unsuru bulamayan iddia makamı niyet okuyarak suç yaratmaya çalışmaktadır.
Banu Özdemir hakkında ışık hızında düzenlenen bu iddianame; muhalifseniz her an haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tutuklanıp cezaevine atılabileceğiniz anlamına gelmekte, topluma bir mesaj verilmekte, korku iklimi yaratılmaya çalışılmaktadır.
Banu Özdemir hiçbir şuç işlememiştir. iddianamede de itiraf edildiği gibi tek suçu Cumhuriyet Halk Partili olmaktır.
Türk Yargısı yıllardır bir pandemi altındadır. Hukuksuzluk virüsü Yargının her kademesine yayılmış artık pik noktasına ulaşmıştır. Yargı organları adaleti sağlama işlevini yitirmiş, iktidarın sopasına dönüşmüştür. Kontrollü normalleşme günleri yakındır. Türkiye tekrar demokratik ve laik bir hukuk devleti haline gelecek, en büyük pay sahibi de bağımsız avukatlar olacaktır.