Aljazeera Kemal Öztürk’ün haberine göre, Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, ticari ulaşımın nasıl aksadığını, Türk limanlarından İsrail’e giden gemilerin durumunu ve Hint Koridoru hakkında açıklamalarda bulundu.
Uraloğlu'nun yanıtları şöyle:
İsrail-Filistin savaşı ekonomiden siyasete dünyadaki her şeyi etkiledi. Sizin alanınız da bunlardan biri. Ticari ulaşım savaştan nasıl etkilendi?
Akdeniz havzası sadece bu bölgeyi etkileyen bir alan değil. Tüm dünyanın ticari dolaşımını etkileyen bir havzadır burası. Bu nedenle Türkiye dahil, dünya ticari dolaşımı ve fiyatlandırmalar bu savaştan etkilendi.
Yemen’de Husilerin ticari gemilere müdahalesi sonrası gemilerle yapılan ticari yük taşıma sisteminde büyük sorunlar yaşanıyor. Nasıl etkilendi ticari dolaşım?
Yemen’de Husilerin bazı gemilere müdahale etmesi sonrası Süveyş Kanalı’ndan geçen gemilerin sayısında yüzde 10 civarında bir düşüş oldu. Gemiler Afrika’nın en ucundaki Ümit Burnu’nu dolaşmak zorunda kaldı. Bu 3500 Mil daha fazla yol yapmaları demektir. Çin’den kalkıp Akdeniz’e gelmek isteyen bir gemi Ümit Burnu’nu kullandığında süre on gün daha uzuyor. Bunun yakıt masraflarını da düşündüğümüzde, konteyner başına fiyatlar 2500 Dolar’dan, 3500 Dolara çıkıyor.
Gemilerin yüzde 90’ı rotasını değiştirmedi. Yine de fiyatlandırmalarda etki görülecek mi?
Evet, gemilerin önemli bir kısmı hala Süveyş kanalından geçiyor ancak bu sefer riskleri arttığı için ödedikleri sigorta primleri de arttı. Bu yüzden taşıma maliyetlerinde bir artış olacak. Ümit Burnu’nu dolaşsa da, Süveyş Kanalı’nı geçse de burada maliyetlerin artığı görülecek ve taşınan mallara bu da zam olarak yansıyacak.
Türkiye limanlarından İsrail’e Kaç Gemi Gidiyor?
Türkiye limanlarından İsrail limanlarına giden gemiler konusu çok konuşuluyor. Bu konuda çeşitli rakamlar dile getiriliyor ama en doğru rakamlar sizin bakanlığınızda sanırım. Türkiye’den günde kaç gemi İsrail limanlarına gidiyor?
7 Ekim-31 Aralık 2023 tarihleri arasında, Türkiye limanlarından İsrail’e 701 gemi sefer yapmıştır. Bu da günde ortalama 8 gemiye tekabül etmektedir. Bu rakamlar gerek ülkemizden direk İsrail limanına giden, gerekse transit olarak bizim limanımıza uğrayarak İsrail’e giden gemi sayısının toplamıdır.
Ancak kamuoyunda daha fazla gemi gittiğine dair haberler var?
Burada kimseyi yanıltma imkanımız yok. Gemi trafiği tüm dünya ülkeleri tarafından görülüyor zaten. Bunun gizlisi saklısı yok. Net rakamları açıklıyorum, günde 8 gemi.
Bunların ne kadarı Türkiye’den yük taşıyor, ne kadarı transit geçiş yapan ülkeler?
Yaklaşık olarak üçte biri transit, üçte ikisinin ilk kalkış yeri Türkiye diyebiliriz. Yani Türkiye’den 7 Ekim’den bu yana 480 gemi direk, 221 gemi transit olarak İsrail’e gitti.
7 Ekim’de savaşın başladığı tarihten önceye kıyaslarsak artış mı var, düşüş mü?
Bunu tespit etmek için bir önceki yılın aynı dönemine ait rakamlarla kıyaslamamız gerek. Bir önceki yıla göre İsrail limanlarına giden gemilerde toplam yüzde 30’luk bir düşüş var. Toplamda 2.8 Milyon ton mal taşınırken, şimdi 1.9 Milyon ton mal taşınıyor.
Bu gemilerin bir kısmı Filistin Devletine de yük taşıyor sanırım. Bunun ayrı bir istatistiği tutulabiliyor mu?
Bunu ayırt edemiyoruz maalesef. 1967 anlaşmasına göre tüm sahil şeridini ve limanları İsrail kontrol ediyor. Bu yüzden Filistinli kardeşlerimizin bir özgürlüğü yok. Filistin’e gidecek her türlü mal İsrail’in kontrolü ile gidebiliyor. Ancak bu savaş ortamında Filistin’e giden mal miktarının az olduğunu söyleyebiliriz.
Giden malların içeriği ile ilgili bakanlığınızın bilgisi var mı?
Biz gemi trafiğini yönetiyoruz. Doğrudan giden malların kontrolü Ticaret Bakanlığımız, Gümrükler tarafından yapılıyor.
Türkiye Gazze’ye insani yardım gönderdi. Bunu gemiler aracılığı ile yaptı sanırım?
Evet üç gemi insani yardım gönderdik şu ana kadar. Bunların içinde gıdadan tıbbi malzemeye, ambulanstan barınmaya kadar çok sayıda ihtiyaç maddesi var. Gemiler Mısır’ın Arish limanına yüklerini boşalttı. Orada Mısırlı yetkililere teslim ettik. Talep edilmesi halinde daha fazla yardım göndermeye de hazırız.
Geçtiğimiz aylarda G8 Zirvesinde “Hint Koridoru” olarak adlandırılan yeni ticari yol için mutabakat anlaşmaları yapıldı. Siz bu koridoru nasıl değerlendiriyorsunuz?
Taşımacılıkta mümkün olduğu kadar az aktarmanın olduğu güzergahlar tercih edilir. Çünkü çok aktarma zaman kaybı demek. Hint Koridoru olarak düşünülen proje üzerinde çok çalışılıp ortaya çıkartılan bir proje değil bize göre. Zaman zaman muhataplarımızla görüştüğümüzde bunun teyidini de alıyoruz. Bunu verimli bir koridor olarak görmüyoruz. Nedeni şu: Hindistan’dan çıkan gemi, Arap yarımadasına yanaşacak, sonra karadan dört ülkeyi geçecek, İsrail’in Hayfa limanında tekrar denize inecek ve oradan gemilere yeniden yüklenecek, Avrupa limanlarına gidip tekrar karaya çıkacak… Yani deniz, kara, deniz, kara şeklinde bir güzergah. Bu çok aktarmalı projenin verimli olacağını düşünmüyoruz.
İsrail’in Hayfa limanı şu anda savaş nedeniyle riskli limanlardan kabul ediliyor. Hint Koridoru da bu limanı kullanmayı planlıyor. Burada bir güvenlik sorunu da görüyor musunuz?
İsrail limanlarında bir gemi trafiği düşüşü var. Bizden oraya giden gemiler yüzde 30 azaldığına göre diğer ülkelerde de benzer durumlar var demektir. Tabi ki bir güvenlik sorunu oluşuyor. Bu da koridorun birçok açıdan sorunlu olduğunu gösteriyor.