İstanbul’da yurttaşlar, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “Bu ülkede genç olmak, iş adamı, iş kadını olmak o kadar tatlı ki, o kadar güzel ki” sözlerini değerlendirdi. 57 yaşındaki tezgahtar İbrahim Çolak, “Bakan Nebati olaya hangi açıdan, ne taraftan bakıyor bilmiyoruz. Üniversiteye giden bir oğlum var. Hiç kimse bu ülkede kalmak istemiyor. Herkesin gelecek kaygısı var" dedi. 65 yaşında garsonluk yapmaya devam eden Bayram Akçakoca ise “Hala tırmalıyorum” diye konuştu.
ANKA'dan Esra Alus'un haberine göre; Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Yeni Ekonomik Sistem ile ilgili açıklamalarını sürdürürken, "Bu ülkede genç olmak, iş adamı, iş kadını olmak o kadar tatlı ki o kadar güzel ki" dedi. İstanbullu yurttaşlar, Bakan Nebati’nin sözlerini ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.
“BAKAN BEY BENCE YANILMIŞ”
Şişli’de 25 yıldır esnaflık yapan 50 yaşındaki gümüşçü İlknur Yılmaz, “Düzgün çalışıyorsanız eğer para kazanmak çok zor, birincisi. İkincisi, bana hiçbir şey kolay gelmiyor artık ve gittikçe de güçleşiyor. Alım gücü her geçen gün fazlasıyla düşmeye başladı. İşlerimizden, günlük ciromuzdan; yeri geliyor hiçbir şey satamadan mağazamızı kapatıp gitmek zorunda kalıyoruz. Ama gene de çalışmış görünüyoruz. Tabii çok iyi paralar da kazanmıyoruz. Bakan Bey bence yanılmış. Yani hiç kolay değil” dedi.
“65 YAŞIMA GELDİM, HALA TIRMANIYORUM”
Emekli olduğu halde geçinebilmek için garsonluk yapan 65 yaşındaki Bayram Akçakoca, “Emekliyim ben mecburen çalışıyorum yani. 3,5 lira (3 bin 500 lira) maaşla nasıl geçinebilir ki İstanbul'da? 850-900 bin lira (850-900 lira) doğal gaz geliyor. 700 - 500 (700 – 500 lira) elektrik geliyor. Bunun suyu, telefonu… Maaş sıfır oluyor. Mecburen çalışıyorum. 65 yaşıma geldim, hala tırmanıyorum.”
“EKONOMİ GÜZEL DEĞİL TABİİ Kİ”
Mecidiyeköy Meydanı'nda banyo lifi ve ikinci el giyim eşyası ve tespih satan 60 yaşındaki Rukiye Sonay, “Fazla bir şey kazanmıyorum. Ben küçükten beri çalışıyorum. Tarlalarda çalıştık hep. Şimdi tarlalarda çalışan yok ki… Burada da sattıklarımla bazen 50 bazen 20 TL kazanıyorum. Belli olmuyor. Çok pahalılık var. Ekonomi güzel değil tabii ki. Önceden güzeldi. Ama şimdi yok” dedi.
“GÖZÜMDEKİ IŞIĞI GÖRDÜNÜZ MÜ?”
Kaşe ve anahtar yapan 32 yaşındaki Kadir Korkmaz, “Gözümdeki pırıltıyı gördünüz mü? Ben çoğu şeyi alabiliyorum. Bu benim ailemden dolayı… Ancak ister istemez kısıyorsun kendini. İyi olacak inşallah diyoruz. Benim yıllardan beri arabam vardı. Şu an arabam yok. Akaryakıt fiyatları zaten dünyada da yükseldi. Türkiye'de akaryakıttan çok düşük vergi alınıyor. O da tam alınsa olması gereken rakam 35-40 TL zaten. Bunu da ben seçime bağlıyorum. Et ve süt ürünlerinin fiyatları da inanılmaz yükseldi. Ülkemizdeki hissedilen enflasyon 2 yılda minimum yüzde 300’ e çıktı. Yani her şey 3'e katladı.
“GEÇMİŞ YILLARDA GENÇ OLARAK TÜRKİYE'DE YAŞAMAK DAHA İYİYDİ”
Gözlükçüde tezgahtar olarak çalışan 57 yaşındaki İbrahim Çolak da Bakan Nebahat'inin olaya hangi açıdan, ne taraftan baktığını bilmediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Benim üniversiteye giden bir öğrenci oğlum var. Hepsiyle konuşuyorum. Hiç kimse bu ülkede kalmak istemiyor. Herkesin bir gelecek kaygısı var. Bence geçmiş yıllarda genç olarak Türkiye'de yaşamak daha iyiydi. Şu anda bu ekonomik koşullarla yaşamak çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Bakan Nebati'nin neye istinaden bunları söylüyor bilmiyorum. Hayatımızda her şeyden kıstık diyebilirim. Benim geçen yıl kiram bin 700 liraydı. Ev sahibim ‘Evimi satacağım’ dedi. Beni evden çıkarttı. Aynı sitede karşı binaya taşındım. 3 bin 500 liraya. O zaman ne oldu? Hayatımdan, çocukların eğitiminden kıstım. Markete gidiyorum. Meyve, sebze fiyatlarına bakıyorum. İnanılmaz derecede çok yüksek. İnsanların alım gücü artık tamamen yerlerde.”
BAKAN NEBATİ NE DEMİŞTİ?
Antalya, Belek’te yapılan Türkiye Genç İş İnsanları Konfederasyonu (TÜGİK) 2022 İş Zirvesi’ne katılan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati cumartesi günü yaptığı konuşmasının son bölümünde "Ekonomi sadece rakam değildir" diye başladığı sözlerini şöyle sürdürmüştü:
"Ekonomi sadece rakam değil, beklentilerdir, umuttur, geleceği görebilmedir. Yaptığınız işe inanmak demektir. Ülkenize, topraklarına, vatanınıza, bayrağınıza inanmak demektir. Sabah uyandığınız zaman 'Ben iyi ki bu ülkede doğmuşum' demek, işinize giderken 'İyi ki bu yollardan geçiyorum' demek, hangi işi yapıyor olursanız olun 'Bugün ürettim bugün kazandım ve geleceğe umutla bakıyorum' demektir. Bu ülkede genç olmak, iş adamı, iş kadını olmak o kadar tatlı ki o kadar güzel ki. 40-50 yılda dönüşümünü bekleyen ülkelerin yanından 8-10 yılda işin dönüşümünü bekleyen bir insanı olmak demek ne demek ya. Hayatımıza zorluk mu geldi? Zorluklar, üstesinden gelecek iradenin nasıl olduğunu göstermek içindir, pes etmek için değildir ya. Biz zorluklara karşı pes edeceksek niye buradayız? Hayat denen şey zorluklarla mücadele edebilmektir. Birilerinin olumsuz havalarıyla hareket etmek değil ya. Onlar aynaya baksınlar kendilerini yiyip bitişinler.”