ANKA Haber Ajansı'ndan Esra Alus'un aktardığına göre; İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin mart ayı olağan toplantısı, 'Küresel Ekonomik Gelişmeler ve Rusya-Ukrayna Savaşı Nedeniyle Ekonomi, İhracat ve Sanayimizin Karşılaştığı Sorunlar ve Çözüm Arayışı' ana gündemiyle Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda yapıldı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Ticaret Bakanı Mehmet Muş konuk olarak katıldı ve gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Sanayicilerin talep ve beklentilerini dinlemek üzere toplantıya katıldığını belirten Ticaret Bakanı Muş şunları söyledi:
'EKONOMİK HEDEFLER SAVAŞ ÇIKMADAN ÖNCE BELİRLENDİ'
Geçtiğimiz yıl Türkiye ekonomisi 225 milyar dolarlık bir ihracat yaklaşık 550 milyar dolara yakın bir dış ticaret miktarıyla yılı kapatmış oldu. Bu yıl şu an yaşanan Ukrayna- Rusya krizinin başlayacağını ve böyle bir tablonun ortaya çıkacağını hiç kimse tahmin etmiyordu ve biz de buna göre hedeflerimizi ortaya koymuştuk. Cumhurbaşkanımız orta vadeli programdaki hedefin üzerine çıkarak bu yılla alakalı beklentisini ihracat noktasında 250 milyar olarak belirlemişti. Yapılan projeksiyonlarda Türkiye'nin artık geçtiğimiz yıl 14,8 milyar dolarlık cari açığının bu yıl kapanıp artık yavaş yavaş fazla vermeye geleceğini öngörüyorduk. Maalesef yaşanan gelişmeler özellikle emtia fiyatlarındaki aşırı yükseklikler, dünyadaki belirsizlikler, küresel enflasyondaki bırakın azalışı yaşanan artışlar ister istemez bütün ülkeleri olumsuz etkilemekte.
'RUSYA- UKRAYNA KRİZİ BİZİ ETKİLEMEKTE'
Rusya- Ukrayna krizi ortada. Dış ticaretimizin yaklaşık yüzde 10’a tekabül eden kısmı bu bölgelerde. Biz ticaretin sürdürülebilmesi için bir çaba içerisindeyiz ama ister istemez buradaki kriz de bizi etkilemekte. Bütün bu şartlara rağmen Türkiye hedeflerinden kopmadan yoluna devam edilmeye çalışacak.
'DÜNYA SON 40 YILIN EN YÜKSEK ENFLASYONUNU YAŞIYOR'
Birçok eleştiriler ve fikirler ortaya konuluyor. Dünya son 40 yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyor. Enerji fiyatlarında yükseliş hepinizin malumudur. Bunlar ister istemez küresel enflasyonu, küresel büyümeyi etkileyebiliyor. Haliyle Türkiye de bundan etkileniyor. Petrol, doğal gaz, enerji ve hammadde olarak kullandığımız diğer emtia fiyatlarındaki artışlar hem içerideki enflasyona hem de küresel enflasyona ciddi etki yapıyor. Durum değerlendirmesi yaparken bunları dikkate almalıyız. Her şey stabil olsa, emtia fiyatları bu kadar yükselmemiş olsa haliyle enflasyon da bu kadar olmayacak. Hem küresel hem de bizim enflasyon oranımız makul seviyelerde olacaktı. Bu tespiti şundan dolayı yapıyorum. Atacağımız adımlarda alacağımız kararlarda bu parametreleri düşünerek hareket etmek durumundayız.
'TÜRKİYE'DE TEDARİK ZİNCİRLERİNDE BİR AKSAMA OLMADI'
Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye'de tedarik zincirlerinde bir aksama olmamıştır. Bu tedarik zinciri içerisinde bulunan başta sanayiciler, tüccarlar, toptancılar, dağıtıcılar olmak üzere bu zincirde aksaklık olmamıştır. Son dönemlerde yaşadığımız bazı talep artışlarında bile. Tedarik zinciri bunları karşılamayı sağlamıştır.
'GÜMRÜK BİRLİĞİ'NİN GÜNCELLEME VAKTİNİN GELDİĞİ AŞİKÂR'
Türkiye'nin tedarik zinciri, üretim altyapısı kendi kendine yetmeyle alakalı kabiliyeti pek çok ülkeyle mukayese ettiğiniz zaman çok daha sağlıklıdır. Koşullar zor bunun farkındayız. Bunun farkında olarak adımlar atıyoruz. Ama şurada da bir tereddütte gerek yok; Türkiye'nin tedarikçi zincirinde herhangi bir problem yaşanmıyor. Gümrük Birliği'yle alakalı güncelleme çalışmaları devam ediyor. Muhataplarımızla çeşitli platformlarda konuşuyoruz. Maalesef birebir yaptığımız görüşmelerde olumsuz yaklaşımı olan bazı devletlerin tavırlarından dolayı şimdiye kadar inceleme süreci başlamadı. Gümrük Birliği'nin güncellemesinin başlamasının sadece Türkiye'ye faydası yok. Avrupa Birliği’ne (AB) de faydası var. Bu yıl Türkiye olarak AB ile ticaret hacminin 200 milyar doları yakalayacağını biliyoruz. Bu kadar büyük bir ticari ortağınızla 94’te imzalanmış olan bir Günlük Birliği'ni artık güncelleme vaktinin geldiği aşikar.
'AB İLE HER KONUDA HEM FİKİR OLMAYABİLİRİZ'
Türkiye Gümrük Birliği'nde oranın önemli bir ticari aktörü, önemli bir tedarikçisi. Önemli bir ekonomik oyuncusu. Bizim beklentilerimizin muhataplarımız tarafından karşılanmasını bekliyoruz. Bazı küçük siyasi beklentilere bazı büyük hedeflerin kurban edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Her konuda hemfikir olmak zorunda değiliz. Farklı meselelerde AB ile Türkiye konulara farklı yaklaşabilir. Ama ortak bir nokta vardır ki atılacak olan bu adım hem AB'ye hem de Türkiye'ye katkı olacaktır.
'SPEKÜLATİF HAREKETLERE KARŞI GEREĞİNİ YAPTIK YAPACAĞIZ'
Kurallı ticaret istiyoruz değerli dostlar. Beklentimiz, kurallara herkesin uyması. Türkiye serbest piyasa ekonomisine hakimdir. Serbest piyasa rejimini kabul etmiştir. Bundan hiçbir dönemde taviz vermemiştir. Bazı spekülatif hareketler oluyor. Gözlemlediğimiz durumlar olabiliyor. Bunlarla alakalı da gereğini yapıyoruz, yapacağız. Kurallara uyan sanayicimizin, esnafımızın, tüccarımızın her daim yanındayız. Aykırılıklara da asla müsaade etmeyeceğiz. Edersek size haksızlık yapmış oluruz. Bunu da özellikle ifade etmek isterim.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da konuşmasında, Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesinin ardından başlayan çatışma ortamının dünyaya olduğu kadar Türkiye açısından da önemli riskler ve olumsuz etkiler yarattığını söyledi. Bahçıvan şunları söyledi:
'TARIM ÜRÜNLERİNİN İTHALAT VE ÜRETİM POLİTİKASI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ'
Bu durumun ihracatta yeni rekor kırarak cari fazla verme hedefiyle yola çıkılan ve yüksek enflasyonla mücadele edilen bir yılda çok daha dikkatli davranmayı zorunlu kılıyor. Bu noktada önemle ifade etmek isterim ki, başta enerji olmak üzere birçok alanda tedarik kanallarının çeşitlendirilerek ülkemizin tedarik zinciri güvenliğinin güçlendirilmesi, yerli ve temiz enerji kaynaklarına dayalı üretimin desteklenmesi ve enerji verimliliğinin artırılması kritik önem taşımaktadır. Yine aynı şekilde, başta ayçiçek ve yem bitkileri olmak üzere ülkemiz için son derece stratejik olan tarım ürünlerinin ithalat ve üretim politikası gözden geçirilerek, gelecek yıllar için çok daha güçlü tarımsal politikalar ve üretim stratejileri oluşturulması gerekiyor.
Savaş nedeniyle Rusya ve Ukrayna limanlarında kalan Türk gemileri ile TIR’larının ve alternatif taşıma rotalarında zaman zaman yaşanan güçlükler ticareti olumsuz etkileyecek. Ticaret, Dışişleri, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıklarının yoğun ve özverili çalışmaları ile başta limanlarda bekleyen gemilerin tekrar Türkiye’ye doğru yola çıkması olmak üzere lojistik sorunların çözümü için gösterilen gayretlere teşekkür ederiz. Ticaret Bakanlığı 2 ülke ile ticaret için lojistik ve finansman alanında firmalara yol haritası belirlemeli.