Bakan Bozdağ, Şehit İbrahim Yılmaz Dini İhtisas Merkezi’nin açılışında, Anayasa’ya rağmen haksız ve hukuksuz bir biçimde yıllar yılı bu ülkede kadınların bir kısmının çalışmalarının, dini inancı sebebiyle tercih ettiği kıyafeti yüzünden elinden alındığını söyledi.
Bu haksızlığı da ortadan kaldırdıklarını belirten Bozdağ, şu anda bu ülkede çalışan kadınlar içerisinde başı açık, başı örtülü ayrımı olmadığını vurguladı.
ANAYASA MAHKEMESİ TANIMADI KANUNU
Bu milletin evlatlarının, kıyafet konusunda arasında hiçbir sorun olmadığını dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
Sorun bu ülkeyi yönetenlerin zihniyetinde, kafasında. İktidar olanların o dönemdeki ilkel anlayışlarıdır. Sorunun olmadığını 2013’ten bu yana yaşanan hürriyet ortamında hep beraber gördük.
İnşallah bundan sonra Türkiye böylesi ortamlara yeniden dönmesin istiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu da ‘Endişe var.’ diyor. Yeniden dönülür mü, dönülmez mi diye bir kanun teklifi Meclise sundu.
Sayın Cumhurbaşkanı’mız da dedi ki ‘Madem öyle biz bunu daha üst bir güvenceye kavuşturalım. Anayasal güvence getirelim. Bundan sonra bu konu kalıcı olarak Türkiye’nin gündeminden çıksın.’ dedi ve Anayasa teklifiyle ilgili hazırlıklarımızı yaptık, tamamlandı. Teklif, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunuldu.
İnşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda büyük bir uzlaşmayla bu teklifi kanunlaştırır. ‘Kanun yeter, Anayasa’ya lüzum yok’ diyenler, rahmetli Özal’ın Yüksek Öğretim Kanunu’na koyduğu ek 17’nci madde var. Yürürlükte hala, ne diyor?
’Kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yüksek öğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir’ diyor. Doksanlı yıllarda, bu serbesttir diyen hükme rağmen Yükseköğretim Kurumlarında ikna odaları kurulmadı mı? Kanun, süs gibi kaldı.
Uygulama kanunu tanımadı. Bırak uygulamayı, idareyi, Danıştay tanımadı kanunu. Bırakın Danıştay’ı, kanunu korumakla görevli Anayasa Mahkemesi tanımadı kanunu.
Kanunun bu meseleyi çözmede kafi olmadığını vurgulayan Bozdağ, öyleyse kanundan daha güçlü bir yasal metne yani anayasal güvenceye ihtiyaç olduğunu söyledi.
'YOL BELLİ'
O yüzden bu meselenin Türkiye’nin gündeminden kalıcı olarak çıkmasını istemeleri halinde yolun belli olduğunu belirten Bozdağ, şöyle devam etti:
Anayasa değişikliğini yaparak bu meseleyi artık Türkiye’nin gündeminden kalıcı olarak çıkarabilirsin. Umar ve dilerim ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygın üyeleri bu değişiklik teklifini 400’ün üzerinde bir oyla kabul ederek yasalaşır.
Buradan şunu da ifade etmek isterim, Sayın Cumhurbaşkanı’mız da ifade etti, ben de tekrar etmek isterim. Bazıları ‘400’ün üzerinde bir kabul ile Meclis’ten geçerse dahi bu değişiklik halk oylamasına götürülecek, biz bu nedenle karşıyız.’ diye konuşabilir, konuşanlar da var. Çok net söylüyoruz; değişiklik 400 ve üzeri bir oyla kabul edildiği zaman halk oylamasına gitmeyeceğiz.
Sayın Cumhurbaşkanı’mız da halk oylamasına götürmeyeceğini ifade etti. Ancak 400’ün altında 360’ın üstünde kalırsa bunu düşünürüz dedi. Neden? O zaman da Türk halkı şunu diyebilir, ‘Meclis 400’le kabul etmedi, bana gelseydin ben kabul ederdim’ diyebilir. Bu açıdan da 400 ve üzeri bir kabul olduğu takdirde Cumhurbaşkanı’mızın halk oylamasına götürmeyeceğini açıkladığını buradan bir kez daha tekrar etmek isterim.
Bunun arkasına kimse sığınmasın. 400 ve üzeri kabul olduğunda Resmi Gazete’de yayımlanır, yasalaşır ve bu konuda Türkiye’nin gündeminden kalıcı bir şekilde çıkmış olur. Umarız ki bu konudaki mutabakat Parlamentoda sağlanır ve Türk Parlamentosu 27’inci dönemi, Türkiye için örnek bir uzlaşmayı hayata geçirir.