Ölüm cezasının uluslararası hukuktaki yeri, Türkiye’nin tarafı olduğu sözleşmeler bağlamında ele alındı ve idamın kaldırılma süreci incelendi. Milliyet'ten Önder Yılmaz imzalı habere göre, raporda, Türk hukukunda ilk ölüm cezası, 29 Nisan 1920 tarihli “Hıyaneti Vataniye Kanunu”nda “Bilfiil hıyaneti vataniyede bulunanlar salben (asılarak) idam olunur ifadesiyle” yer buldu.
İlk çıkarıldığı 1 Mart 1926’dan günümüze kadar değiştirilerek gelen Türk Ceza Kanunu’nun ilk halinde 14 maddede idam cezası öngörüldü. Yıllar içinde idam cezasına ilişkin hükümler genişletilerek 28 maddeye kadar çıktı. 26 Eylül 2004’te ise 1926 tarihli TCK yürürlükten kaldırıldı.
Raporda, TBMM’nin ölüm cezasının yerine getirilmesine ilişkin kararları ve kabul ettiği kanunlar da tek tek sıralandı.
RAPORDA ATATÜRK'E SUİKAST GİRİŞİMİNDE BULUNANLARA VERİLEN İDAM KARARINA DA YER VERİLDİ
Raporda Mustafa Kemal Atatürk’e suikast girişimi nedeniyle iki kişi hakkında 12 Ocak 1928’de onaylanan idam kararı ile İzmir’de Teğmen Kubilay’ın başının kesilerek bayrak direğine takılmasını içeren isyan girişimi nedeniyle 2 Şubat 1931’de 28 kişinin idamına ilişkin onay kararı dikkat çekti.
Raporda, Türk hukukunda ölüm cezasının kaldırılma süreci de detaylarıyla anlatıldı. İdam cezasının infaz edilmemesine ilişkin ilk adım 2001’de anayasada yapılan değişiklikle atıldı. Bu düzenlemeyle “savaş, savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilemeyeceği” öngörüldü. Bu değişiklikten sonra, 2002’de mevzuattaki ölüm cezaları “müebbet ağır hapis cezasına” çevrildi.
Ardından Türkiye, AB’ye uyum sürecinde 2003’te, 1985’te yürürlüğe girmiş olan ve “savaş zamanı ya da yakın savaş tehdidi” dışında ölüm cezasını kaldıran Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek Ölüm Cezasının Kaldırılmasına İlişkin 6 No’lu Protokol ile “Ölüm Cezasının Her Koşulda Kaldırılmasına İlişkin 13 No’lu Protokol”ü onayladı. 2004’te 5170 sayılı Kanun ile ölüm cezası Anayasa’dan tümüyle çıkarıldı.