BIST 100 9.476 DOLAR 34,55 EURO 36,00 ALTIN 3.002,62
17° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Bahçeli, MHP grup toplantısında konuştu

Bahçeli, MHP grup toplantısında konuştu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık grup toplantısında konuştu. Bahçeli, AYM'nin yarın görüşeceği HDP'ye açılan kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması başvurusu ile ilgili çağrı yaptı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme dair değerlendirmede bulundu.

Bahçeli, HDP'nin kapatılması istemli davada, parti yetkililerinin "davanın seçim sonrasına bırakılması" başvurusunu hedef alarak "Anayasa Mahkemesi'nin HDP'nin talebiyle 25 Ocak 2023 tarihinde kapatılma davasının seçim sonrasında görüşülecek olması adalet ilkeleriyle tamamiyle aykırıdır. Bu neyin görüşmesi, neyin arayışıdır. Anayasa Mahkemesi şehitlerimizin dökülen kanlarını da seçim sonrası görüşecek midir? HDP kapatılmalı, kapısına kilit asılmalıdır. HDP'nin isteğiyle Anayasa Mahkemesi'nin davayı sulandırması doğru değildir. Cumhur İttifakı'nı yıkmazlarsa yok olacaklarmış, şunu bileydiniz. Biz bitmeyiz ama teröristleri ve bölücü canileri bitirmek, bizim tutulacak yeminimizdir. Millete, tarihe ve şehitlere namus borcumuzdur." ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Tarihi gerçekler dikkatle tetkik edildiği takdirde Türk milletinin kutlu varlığını, hibe ve hediye olarak almadığı berrak bir şekilde görülecektir. Kimseye, hiçbir güce takıntımız ve tabiliğimiz bugüne kadar baki değildir.

Milletine yabancılaşmış, tarihine sırt çevirmiş, kimliğinden uzaklaşmış bir zevatın bağımsızlığı hakkıyla savunması, eşyanın tabiatına aykırıdır. Ne garip ne tuhaf bir tecellidir ki tarih tekrar etmektedir. Bu gerçek dikkatli ve uyanık hiçbir gözden kaçmış değildir. Bir hususu tarih kayıtlarında not etmek gerekir ki medeniyetler mücadelesi sürdüğü sürece, ders ve ibret alınsa bile tarihin tekerrürü kaçınılmazdır. Kapanmamış yaraları bulunanlar, nefret nöbetine girenler yine üzerimize geleceklerdir. Asırlar önce demir dağları eritip hürriyet meşalesinin yakan bir millet, milli mücadelenin her safhasında etrafını kuşatan düşmanı inancıyla yarmıştır. 1918'den 1923'e varıncaya kadar yaşanan her zorluk, katlanılan her çile, köylüsünden kentlisine, herkesi aynı kader aynı karar etrafında yek vücut haline getirmiştir. Aşılan her engel, zaferle çıkılan her muharebe cumhuriyetin biraz da yaklaşmasını sağlamıştır.

'ADIM ADIM 2023'E YÜRÜYORUZ'

Sönmeyen gaz lambaları, durmayan telgraf telleri, dinmeyen silah sesleri, teklemeyen mücadele süreçleri, tökezlemeyen feragat timsalleri, teslim olmaktansa şehadeti göze alan bir millet sayesinde cumhuriyete ulaşmıştır. Şimdi de bizim adım adım 2023'e yürüyor geçmişin anılarından ilham alıyoruz. Nereden nereye gelindiğini anlatmak, sınırlı bir alanda bulunduğumuzu özellikle paylaşmayı faydalı buluyorum. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünden bugüne kadar benzerleri yaşanmıştır. Hıyanet projelerinin emel ve enerjisinde hiçbir değişiklik olmamıştır. Türklüğün teşkilatçı yapısı, yeni bir Türk devleti çıkarmayı başarmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türk milletinin bekası adına başardığı ikinci demokratik atılımı olmuştur. Türk milleti devletiyle bir ve bütün hale gelmiştir. Devleti milletten, milleti devletten ayırmanın hayal olduğu pek çok tecrübeyle sabittir. İşbirlikçiler, iradesizler, teslimiyetçi ilkeller her defasında hüsrana uğramışlardır. 16 Nisan halk oylaması Türk milletin kendi geleceğine aracısız, sarsıntısız sahip çıkma başarısını belgelemiştir.

'TÜRKİYE AYAĞINA VURULMUŞ PRANGALARI KOPARMAYA BAŞLAMIŞTIR'

Milletine mensubiyet onuruyla bağlı her insanımız buna şaşırmıştır. 24 Haziran 2018 seçimleri sonrası yerli ve yabancı çıkar ortakları korkuya yeniden kapılmışlardır. Korkunun ecele faydası olmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin vasfından irkilip, iliklerine kadar korku duyan iç ve dış mihrakların oyunları peş peşe sergilenmektedir. Çünkü Türkiye ayağına vurulmuş prangaları koparmaya başlamıştır. Çünkü Türkiye yükselişe geçmiştir. Siyasi, ekonomik ve diplomatik ablukalar birbirini kovalarken kızılelma ruhu canlanmış, Türkiye kudreti hayalden gerçeğe dönüşmüştür. CHP emperyalizmin gedikli lejyonu, HDP tetikçisi, diğerleri de siyasi garnitürü olarak ayrılmışlar, Türk milletinden ayrılmışlardır.

'BAŞARACAĞIZ'

Cumhurbaşkanımızı ve Cumhur İttifakı'nı devirmek maksadıyla zillet ittifakının paydaşları koşulmuşlardır. Artık her şey ortadadır. Kimin kimlerle el birliği yaptığı dibine kadar bellidir. Hiçbir muhalefet partisi, Türkiye'deki muhalefet partileri kadar acınası hale düşmemiştir. İşin can alıcı noktasıysa bu muhalefetin ciddi güvenlik sorununa dönüşmüş olmasıdır. PKK'nın elebaşlarından terörist Mustafa Karasu 'AK Parti ve MHP'yi yıkmalıyız yoksa bizi yok edecekler' dedi mi demedi mi? PKK/YPG, FETÖ, DHKP-C, AK Parti ve MHP'nin zaafını kolluyorlar mı? Evet kolluyorlar. Anayasa Mahkemesi'nin HDP'nin talebiyle 25 Ocak 2023 tarihinde kapatılma davasının seçim sonrasında görüşülecek olması adalet ilkeleriyle tamamiyle aykırıdır. Bu neyin görüşmesi, neyin arayışıdır. Anayasa Mahkemesi şehitlerimizin dökülen kanlarını da seçim sonrası görüşecek midir? HDP kapatılmalı, kapısına kilit asılmalıdır. HDP'nin isteğiyle Anayasa Mahkemesi'nin davayı sulandırması doğru değildir. Cumhur İttifakı'nı yıkmazlarsa yok olacaklarmış, şunu bileydiniz. Biz bitmeyiz ama teröristleri ve bölücü canileri bitirmek, bizim tutulacak yeminimizdir. Millete, tarihe ve şehitlere namus borcumuzdur. Başaracağız.

'MİLLET İTTİFAKI'NI HEDEF ALDI'

Zillet ittifakı küresel husumetin içimizdeki refakatçisidir. Türk'ün ekmeğini yiyip gavurun kılıcı savuran kokuşmuşları Türk milleti asla affetmeyecektir. Bu kez de devreye İngiliz The Economist dergisi girmiştir. Bunlar aleyhimize kurgular yapan küresel aklın, karanlık odakların husumet odaklarıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ufukta belirdiği andan itibaren zehirli yılanlar dışarı çıkmaya başlamıştır.

Cumhurbaşkanımıza bedel ödetmeye kalkışan, 85 milyon vatandaşımızı karşısında bulacaktır. İşte meydan, işte millet, kendine güvenen durmadan gelsin beri. Ekmeğimize kan doğramak isteyenlere imanımızla karşı koyacağız. Vatana sahip çıkacağız, devlete sahip çıkacağız. Ortam yoklayanları, pusuya yatanları, gözcülük yapanları ezip geçeceğiz. ABD, Türkiye'deki seçimleri zillet ittifakı aracılığıyla karıştırmak peşindedir. ABD'nin Latin Amerika'dan Ortadoğu'ya kadar çevirmediğin dolabın kalmadığını insanlık vicdanı farkındadır. ABD'nin zulüm saçan uygulamaları arşa ulaşmıştır.

Madem demokrasi yoksa, ülkemizde nasıl gezebiliyor, nasıl siyaset yapabiliyorsunuz? Zillet ittifakının ağzı zalimlerin ağzıdır. Bizim üslubumuz Türk'tür, usulümüz Türk'tür, dünümüz Türk'tür, bugünümüz Türk'tür. Türk milleti, İslam'ın burcu, mazlumların umududur. Türk demek İslam demektir. Türk milleti gözü kara şekilde müdafaa edecek kahramanlıktadır. İsveç hükümetine hatırlarım ki Allah tektir, ordusu Türk'tür. İsveç'te bir sapık, bir manyak yüce kitabımızı yakmıştır. Bu nefret saçan eylemi düşünce özgürlüğü olarak görenler de suç ortağıdır. İskandinav ülkeleri ABD'nin dublör ülkeleridir. Kukla yakmış, kuklacılar da planlamışlardır. Bu saldırganlığı kınamak gerçekten yetersizdir. Biz siyasi hedefleri görmek ve göstermek durumundayız. Türkiye'nin büyükelçiliği önünde Kur'an'ın yakılmasına izin veren bizzat İsveç Hükümeti'dir."