Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Babacan: Seçimlerin olduğu gece bambaşka bir Türkiye'ye uyanacağız

Ali Babacan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dün gerçekleşen altılı masa toplantısı sonrası Halk TV'de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah'ın konuğu oldu.

Babacan'ın satırbaşları şöyle:

Terörün her türlüsünü lanetliyorum. Terör en büyük insanlık suçudur. Terörün mazereti olmaz. Teröre karşı tüm toplum olarak dimdik ayakta durmak zorundayız. Terörle mücadelede uluslararası işbirliğine de çok önem vermek zorundayız. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarıma acil şifalar diliyorum. Büyük bir facia ama bizim iç huzurumuzu, barışımızı bozmak isteyen, zarar vermek isteyen kimse buna karşı toplum olarak dimdik durmak zorundayız.

Terörün en önemli amacı toplumsal psikoloji bozmak, örgütün kendi propagandasını yapmaktır. Ne örgüt propagandasına izin vermek ne de toplum olarak terörün yapmak istediği noktaya gelmek lazım. Olan oldu, kayıplarımız var acılarımız büyük ama hemen ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam etmeliyiz.

Terör artık uluslararası bir sorun. Terörün kaynağı dışarıda. Siz bu kaynağı kurutmadan Türkiye'nin içindeki sorunları çözemezsiniz. Dışarıdaki kaynağı kurutmak için dış politikanızın düzgün olması lazım. Uluslararası ilişkilerinizin düzgün olması, dostlarınızın olması lazım. Siz her gün kendinize yeni bir düşman bellerseniz ve dünyada yalnızlaşırsanız o zaman terörle mücadelede başarılı olamazsınız. Terör örgütleriyle mücadelede en önemli yöntem örgütleri yalnızlaştırmaktır. İlgili ülkeler ile dayanışma içinde olmak... Terörün etkileyebileceği ülkeler ile dost olmak, beraber çalışmak ve birlikte mücadele etmek. Terörle mücadelede yalnız kalırsanız terörü önleyemezsiniz. Ondan sonra sağa sola saldırmaya başlarsınız.

Şu anda ülkeyi yöneten zihniyet yani sayın Erdoğan bütün yönetim tarzını kutuplaştırmak üzerinden götürüyor. Onun zihniyetinde ya onun yanındasınız ya karşısındasınız. Kafa öyle çalışıyor. Ülkelerle ilişkiler de öyle. Sürekli düşman lazım... Kendisine sürekli düşman arıyor. Zihni siyah, beyaz üzerine çalışıyor. Türkiye'nin bu yönetiminin acilen değişmesi gerekiyor. Sayın Erdoğan'ın haftanın düşmanı panosu var. Mutlaka bir şey yazıyor. İç düşman, dış düşman. Buna ihtiyacı var. Korku üzerinden, düşmanlık üzerinden siyaset üretiyor.

Al birini vur ötekine. İçişleri Bakanı iç güvenlikten sorumlu. 'Biz şurada hata yaptık' demiyor suçu hemen başkalarına yansıtıyor. Siz dış politikanızı düzeltin, sürekli kendinize düşman aramayın, dünya ile iyi geçinin 'Bu terör dünyanın başına beladır gelin beraber çalışalım' diyeceksiniz. Bu yok. Sürekli ona saldır, buna saldır. Sen iç güvenlikle ilgili ne yaptın ondan bahset.

Bu konu bütün boyutlarıyla soruşturulmadan kesin hükümler vermek zor. Ancak terörün önlenmesinin en önemli yollarından birisi istihbarat çalışması yapılması. Bunun iyi yapılması gerekiyor. İstihbarat zafiyeti olduğu zaman bu olaylar başımıza gelebilir.

Dün İçişleri Bakanı bir şey söylüyor bakıyoruz uluslararası bir ajansa üst düzey yetkili başka bir şey söylüyor. Biz hangisine inanacağız? Enflasyon konusunda yalan söyleyen bir hükümetin doğru söylediğinden emin değiliz. Kendi şahsi siyasi amaçlarının bütün işine gücüne hakim olduğu siyasi karakterlerden bahsediyorsak iyice düşünmek lazım. Sıfır güven. Bir an önce bu yönetim anlayışının değişmesi lazım.

Hükümetin elinde internet akış hızını yavaştan, normalleştiren ya da belli sosyal medya sitelerine erişimi engelleyen olanaklar var. Bunları zamanı geldiği zaman ya da işlerine geldiği zaman tamamen sıkıp boğabiliyorlar. İnsanların haber alma özgürlüğü var siz güvenilir bir devlet olun ki insanlar sizin söylediğine güvensin. Resmi açıklamalara güven sıfır, bu sefer internetteki dedikodulara insanlar daha çok güveniyor. Bunlar sosyal medyayı, interneti kısıp izlemesinler, bizi izlesinler diyor.

Şu anda OECD'nin bir yapısı var. Finansal Eylem Gücü gibi bir şey. Bu terörün finansmanın önlenmesi ve kara paranın aklanmasıyla ilgili kurallar koyuyor. Biz OECD'nin tam üyesi. Türkiye terörizmin finansmanında ve kara paranın aklanmasında beyaz listeden gri listeye düşmüş durumda. Sayın Erdoğan bunu açıklasın. Terörün finansmanıyla ilgili gerekli adımları neden atmadığını açıklasın. Ben buradan sayın Erdoğan'a soruyorum. Niçin Türkiye beyaz listeden gri listeye düştü? Bu kafayla giderlerse kara listeye düşecek.

Bu sene ödeyecekleri kur farkını biz 320 milyar lira olarak öngörüyoruz. Faiz ise 330 milyar. 650 milyar ediyor toplam. Bu sene sadece faize ve kur farkında ödenen 650 milyar lirayla 1 milyon tane konutu bedava yapıp vatandaşa dağıtmak mümkündü. Bunlar faiz düşmanı değil miydi ne oldu? Nas demiyor muydu? Merkez Bankası'nın faizini düşürdüm diye her gün çıkıp konuşuyor. Kimi aldatmaya çalışıyorsunuz?

Gelecek senenin bütçesinde tarım için ayrılan kaynak 54 milyar. 566 milyar faize, 54 milyar tarıma. Yoksul kesimden bu para alınıyor, parası olana veriliyor. Bütçe açığına bakın, biz neredeyse sıfırlamıştık.

Şu anda bizim sermayedarlarımız başka ülkelere yatırım yapıyor, başka ülkelerin gençlerine istihdam sağlıyor. Şu anda yaşadığımız bu. Güven olmayınca kaynaklar kuruyor, kaynaklar pahalanıyor.

Seçimlerin olduğu gece bambaşka bir Türkiye'ye uyanacağız. 85 milyon derin bir nefes alacak. Seçimlerin ertesi günü yepyeni bir Türkiye'ye uyanacak vatandaşlarımız. 'İyi ki bu korkulu rüyaymış' diyecekler. Geçtiğimiz 4-5 yılı kabus olarak görecekler. Türkiye yepyeni bir umuda uyanacak. Bütün sorunların temelinde kötü yönetim var. Bu ülke çok büyük ve güçlü bir ülke sadece kötü yönetimle bu duruma düşmüştür.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER